Sağlığını Korumayı Öğren: KRONİK HASTALIKLARA ÇÖZÜM VAR - DR. LEVENT SEPİT- KİTAP NOTLARIM 📖

25 Kasım 2022 Cuma

KRONİK HASTALIKLARA ÇÖZÜM VAR - DR. LEVENT SEPİT- KİTAP NOTLARIM 📖

Selamlar,

Kitap notları yazmayalı uzun zaman oldu. Ekim-Kasım aylarında sağlık kategorisinde çok güzel 3 kitap okudum. 

  • Kronik Hastalıklara Çözüm Var - Dr. Levent Sepit
  • The Dental Diet - Steven Lin
  • Alzheimer'ın Sonu - Dr. Dale Bredesen
Her 3 kitap da oldukça faydalı, yol gösterici ve güncel bilgiler içeriyor. Kesinlikle okunmanızı tavsiye ederim.

👉Bugünkü gönderimde Dr. Levent Sepit’inKronik Hastalıklara Çözüm Var” kitabından bahsedeceğim. Benim bloğuma uğrayan çoğu insan ya kendi sağlık şikayetleri ya da sevdiklerinin muzdarip olduğu sağlık problemleri üzerine araştırma yaparken yolu düşen insanlar. O nedenle bu insanların birçok konudaki sorularına cevap bulabileceği bir kitap olduğundan bloğumda özellikle ayrıntılı bir şekilde yazmak istedim. Ana sayfadaki "Sağlık Kitaplığım" sekmesinden diğer okuyup notlar aldığım kitaplara da erişebilirsiniz.

📖Kitap 8 ana bölüm ve birçok alt başlıktan oluşuyor. Oldukça derli toplu. 

▶▶


Karışık derlenmiş kitapları hele bir de fazlaca anlatım bozukluğu içeriyorsa okumak benim için işkenceye dönüşüyor. Diğer yandan yetersiz ve özensiz çeviri beni çok güzel kitaplardan bile soğutuyor. O nedenle Türkçe dilinde yazılmış, derli toplu, oldukça titiz bir editörün eleğinden geçtiğini düşündüğüm, kronik hastalık gibi geniş bir hastalık grubunu ayrı ayrı incelemek yerine kök nedenleri derinlemesine mercek altına almış bu kitap benim ilgimi çekti.

⭐Fibromiyalji, migren, depresyon, uyku problemi, panik atak, karaciğer yağlanması, insülin direnci, diyabet, kalp damar hastalıkları, dikkat eksikliği, reflü, obezite, tansiyon sorunları, romatoid artrit, lupus, haşimoto, egzama, sedef gibi kronik ya da otoimmün hastalıklardan veya zaman zaman  tekrar eden semptomlardan muzdaripseniz kitabı alıp okumanızı tavsiye ediyorum. Lyme hastaları için de durum farklı değil. Çünkü lyme bir enfeksiyon hastalığından çok daha fazlası. Diğer yandan hiçbir hastalığı olmayan ancak daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşamın peşinde olanlara da okumalarını tavsiye ederim. Bu çağda adeta bir kronik hastalık patlaması yaşanıyor. Dr. ayrı ayrı bu hastalıkları ele almıyor. Bu hastalıkların ortak olası kök nedenleri üzerinde ve bu kök nedenlere yönelik hem hastanın hem de doktorun yapabilecekleri üzerinde duruyor.

🔶Dili nasıl derseniz, sağlıklı yaşam konusuna biraz merak salmış, araştırma yapan, sosyal medyada sağlık sayfalarını ve doktorları takip eden, Youtube videolarını kurcalayan kitlenin anlamakta zorlanmayacağını düşünüyorum. Hoşuma giden şu oldu her şey sırayla madde madde. O nedenle akılda kalıcı. Benim gibi bu konulara meraklı, birçok Türkçe İngilizce kitap okumuş notlar tutmuş kişilerin de öğreneceği birçok yeni taze bilgi var😉

1️⃣İlk bölümde kronik hastalık kavramından, inflamasyondan, kronik hastalık sebeplerinden ve inflamasyonu azaltıcı d vitamini, omega 3 gibi takviyelerden ve yapılabileceklerden bahsedilmiş

2️⃣İkinci bölümde kan şekeri dengesizliğinden, insülin direnci, aralıklı oruç, yaşam şekli değişiklikleri ve yardımcı takviyelerin neler olduğuna değinilmiş

3️⃣Üçüncü bölüm mide ve mide sorunlarını, reflü, gastrit, mide asidi yetersizliği, sindirim enzimleri, helikobacter pilori, mide koruyucu ilaçlar ele alınmış

4️⃣Dördüncü bölüm bağırsaklar, geçirgen bağırsak, probiyotikler, prebiyotikler, candida, mikrobiyata konularını kapsıyor

5️⃣Beşinci bölümde anti inflamatuar beslenme yani ne yiyelim ne yemeyelim, eliminasyon diyeti üzerine

6️⃣Altıncı bölüm hormonal durumu anlatıyor. Tiroit hormonları, kortizol, melatonin, östrojen, östrojen dominansı, serotonin, dopamin, gaba gibi nörotransmiterler bu bölümde anlatılmış

7️⃣Yedinci bölüm detoksifikasyon, toksinler, ağır metaller, karaciğer detoksu, devedikeni, glutatyon, epsom tuzu, hintyağı sargısı anlatılmış

8️⃣Sekizinci bölüm metilasyon, homosistein, histamin, mthfr gen mutasyonu, östrojen detoksu gibi konuların ele alındığı bir bölüm.

Kitaptan hem kendim unutmamak hem de bilmeyenlerin faydalanması adına anladıklarımı, sentezlediğim notlarımın ancak çok çok az bir kısmını aşağıda özetliyorum. Kitabı okurken yanınızda not almak için kalem kağıt ya da tablet bulundurun. Benim tavsiyem kitabı ödünç almayın satın alın çünkü okuyup rafa kaldırılacak bir kitap değil; elinizin altında bulunması gereken, başta anlamadığınız kısımları zamanla daha iyi anlayabileceğiniz bir kitap.


İnflamasyon Göstergesi Olabilen Parametreler İdeal Aralıkları

Kendi kan tahlillerinize bir de bu gözle bakın.

  • CRP: İdeal aralık 0-1 mg/L
  • HbA1C: İdeal aralık %4,5-5,2
  • Açlık İnsülini: İdeal aralık 1.0-5.0 IU/ml
  • Serum Ferritin Kadınlar için 40-100 ng/ml Erkekler için 75-150 ng/ml
  • Kırmızı Kan Hücresi Dağılım Genişliği (RDW): İdeal aralık %11,5-13
  • Homosistein: İdeal aralık 6-8 µmol/L
  • Sedimantasyon (ESR) Kadınlarda <20mm/h Erkeklerde <15 mm/h
  • LDH=laktat dehidrogenaz enzimi:İdeal aralık 140-180 U/L. Yüksekliğine dikkat.
  • ALP: Klinik aralık 40 – 130 IU/ml olsa da 95 IU/ml üzeri yüksekmiş. Yüksek seviyeler iltihaplanma, karaciğer ve safra kesesi problemlerini gösterebilir.
  • ALT:İdeali maksimum 20 IU/L’dir.
  • AST: Normal seviyeler 10 ila 26 IU/L arasındadır. Ancak üst sınırın ne kadar altında olursa o kadar iyidir.
  • GGT: Glutatyon düzeyleri azalırsa GGT düzeyi artar. Kadınlar için ideali <9 U/L (18 U/L üzerinde kronik hastalık riski artar) Erkekler için ideali <16 U/L (25 U/L üzerinde kronik hastalık riski artar)

  • D3 vitamini: Optimal sağlıklı D vitamini seviyeleri 60-80 ng/ml arasındadır, terapötik seviyeler 70 ng/ml'den 100 ng/ml'ye kadardır.
  • Ürik Asit:Erkekler genellikle kadınlardan daha yüksek ürik asit seviyelerine sahip olsa da hem erkek hem kadınlarda 5 mg/dl'nin altında bir seviyenin korunması idealdir. Çok düşük olması da istenmez Belli bir miktarda ihtiyacımız var.

 İnflamasyona yardımcı bazı takviyeler:

  • Omega-3
  • D vitamini
  • Kurkumin
  • Alfa Lipoik Asit (ALA)
  • N-Asetil Sistein (NAC)
  • Boswellia
  • Resveratrol
  • Quercetin
  • Bromelain

Hepsini de tecrübe etmişim 😊 Bu takviyeler ve kullanımına dair detaylı bilgiler mevcut.

Şimdi kitaptan çok önemli bulduğum bir liste:

Vücutta inflamasyon oluşumuna yol açabilecek faktörler olduğu gibi yazıyorum seç beğen al senin inflamasyon kaynağın ne bulmak için bu listeyi kullanabilirsin:

1-İnflamatuar gıdalar

  • Basit şeker, sanayi tipi mısır şurubu, suni tatlandırıcılar
  • Glüten, kazein, soya gibi gıda alerjenleri, hassasiyet yaratacak gıdalar
  • İşlenmiş gıdalar ve gıda katkı maddeleri
  • Rafine karbonhidratlar
  • Rafine yağlar, trans yağlar ve yüksek Omega-6 yağ asidi içeren beslenme

2-Çevresel toksinler

  • Zirai ilaçlar, pestisitler, kimyasal gübreler, kozmetikler, plastikler gibi sayıları binlerce olan çevresel toksinler
  • Cıva, kurşun, alüminyum, arsenik, kadmiyum gibi ağır metaller
  • Sigara, alkol, uyuşturucular
  • Kullanılan ilaçlar 

3-Kronik gizli enfeksiyonlar

  • Bakteriler (Borrelia, streptokoklar, vb.)
  • Virüsler (EBV, HPV, Koronavirüs gibi)
  • Parazitler
  • Küfler
  • Gıda zehirlenmeleri
  • Diş eti enfeksiyonları (az biliniyor ama çoook önemli)

4-Kan şekeri dengesizlikleri

  • Hiperglisemi (Yüksek kan şekeri)
  • Hiperinsülinemi (Yüksek kan insülini)
  • Obezite

5-Mide bağırsak fonksiyonlarındaki bozukluklar

  • Yetersiz sindirim
  • Bağırsak disbiyozisi
  • Artmış bağırsak geçirgenliği (geçirgen bağırsak)
  • SİBO

6-Kronik stres, duygusal travmalar

7-Mikro besin dengesizlikleri (düşük vitamin d, yüksek demir, bozuk çinko:bakır oranı,  yetersiz B12 ve D vitamini gibi elzem vitamin mineral dengesizlikleri)

8-Hareketsiz yaşam, egzersiz yapmamak veya aşırı yoğunlukta ve sıklıkta egzersiz yapmak

9-Hormonal bozukluklar

10-Uyku düzeninin iyi olmaması ve sirkadiyen ritim bozuklukları

11-Metilasyon anormallikleri yani MTHFR mutasyonu/homosistein yüksekliği

12-Fiziksel travmalar

13-Endotoksemi Kanda endotoksin bulunması

Kitapta birçok vitamin, mineral ve takviye kendisi ile ilgili bölümde ele alınmış. İnflamasyon bölümünde inflamasyonu azaltanlar, kan şekeri bölümünde kan şekerini düzenleyenler, detoksifikasyonda detoksu destekleyenler, metilasyon bölümünde metilasyonu iyi işler hale getirenler gibi. O nedenle magnezyum, selenyum, d vitamini, iyot, çinko, b6, b12, folat, alfa lipoik asit, n-asetil sistein, omega 3, bromelain, kurkumin, kolin, betain hcl, glutamin, chlorella, spirulina, deve dikeni, resveratrol gibi birçok supplement hakkında detaylı bir anlatım mevcut. Vitamin ve minerallerin ya da takviyelerin ne işe yaradıklarının ve eksiklik belirtilerinin yanı sıra kullanım önerileri ve uyarıların yer alması güzel olmuş.

💊D vitamini ile  ilgili uyarılar:

  • D vitamini seviyelerini sağlamak ve korumak için magnezyum miktarı da yeterli olmalıdır.
  • D vitamini takviyesini rastgele yapmayın. Takviyeye başlamadan önce D vitamini seviyelerinizi, PTH seviyenizi, kalsiyum ve fosfor seviyenizi, kreatinin miktarını ölçtürmeniz ve doktor kontrolünde ilerlemeniz en doğrusu olur. 
  • Günlük doz kişinin hastalıklarına, kilosuna ve başlangıç D vitamini seviyesine göre ayarlanmalıdır. 
  • Yaygın ve yanlış bir uygulama D vitamininin ekmeğin üzerine damlatılarak alınması şeklindedir. Doğrusuysa yağda çözünen D vitaminini yine yağlı bir yemekle almanızdır.

💊Zerdeçal ile ilgili şu uyarılar önemli

  • Zerdeçal demir emilimini azaltabilir. Özellikle demir eksikliği yaşayanlar, demir eksikliği tedavisi görenler uzun süreli ve yüksek doz kullanımından kaçınmalıdır.
  • Takviye formlarında Polisorbat 80 adı verilen bağırsak florasını ve dokusunu bozan emülgatör kullanılmadığına dikkat edin.
  • Zerdeçal takviyeleri safra kesesi kasılmalarına neden olabilir. Safra kesesinin boyutunu %30 küçültebilir. Safra kesesi fazla kasılırsa safradaki taş kanalı tıkayabilir. Safra taşı olan kişilerin zerdeçalı tedavi dozlarında kullanması sakıncalı olabilir.
💊Alfa lipoik asit
  • Takviye formunu B vitamin kompleksiyle birlikte kullanmanızı öneririm. Çünkü ALA vücuttaki B vitaminlerini azaltabiliyor.
  • Alfa lipoik asit bir metal şelatörüdür. Bu nedenle magnezyum, çinko, demir, kalsiyum gibi mineraller takviyeleriyle aynı anda alınmamalıdır.
  • Tiroid için ilaç kullanıyorsanız ikisi arasında 4-5 saat zaman koymanızı öneririm.
💊NAC
  • NAC’ın beyindeki nörotransmitter glutamat seviyeleri üzerinde düzenleyici etkisi olduğundan çeşitli psikiyatrik ve nörolojik koşullar için NAC yararlı bir tamamlayıcı tedavidir. Anksiyete, depresyon, bipolar bozukluk, nikotin veya ilaç bağımlılığı, yeme bozukluğu, Alzheimer gibi çeşitli psikiyatrik ve nörolojik koşullar için NAC yararlı bir tamamlayıcı tedavidir. Semptomların yatıştırılmasına, hastalıkların ilerlemesinin yavaşlatılmasına katkı sağlar.
  • Yüksek homosistein seviyelerini düşürmede yardımcıdır.
  • Helikobakter pilori, Candida albicans gibi bakteri ve mayaların biyofilm oluşumunu engellemede etkilidir.
  • Haşimoto hastalarında tiroid antikorlarını düşürmeye yardımcıdır.
İnsülin direnci Kaynaklı Hastalıklar
  • Tip 2 diyabet
  • Depresyon
  • Alzheimer
  • Demans
  • Panik atak
  • Felç
  • Polikistik over sendromu (PCOS)
  • Karaciğer yağlanması
  • Kardiyovasküler hastalıklar
  • Yüksek tansiyon
  • Uyku apnesi
  • Uyku bozuklukları
  • Preeklampsi
  • Nefropati
  • Kanser
Yani hastalığının adı ne olursa olsun önce insülin direncini kontrol altına almalısın.

📍İnsülin direncini kırmak ve insülin direncini tetikleyecek şeylerden uzak durmak için özetle:
  • Lifli beslen (yani sebze, baklagil biraz tahıl..)
  • Karbonhidratı sınırlandır; işlenmiş gıda tüketme (olmazsa olmaz)
  • Düşük glisemik indeksli beslen
  • Akşam yemeğini geç saatlere bırakma
  • IF (aralıklı oruç) uygula, atıştırma yapma
  • Hareketli ol, egzersizi günlük rutinin içerisine dahil et
  • Uykunu düzenle (benim için number 1)
  • Yeterli su tüket
  • Toksin maruziyetini azalt ve detoksu destekle
  • Bağırsağını ve mikrofloranı iyileştir
  • Stres faktörlerinden uzak dur, stresini yönetmeyi öğren
  • Tamamlayıcı desteklerden ve fitoterapötik bitkilerden yararlan
  • Vitamin mineral eksikliklerini gider
ARALIKLI ORUÇ: Bu detay önemli ➡Aralıklı oruç sırasında üşüyebilirsiniz, saç dökülmesi yaşayabilirsiniz, hafif baş ağrıları ve uyku bozuklukları, adet periyodunda değişiklikler yaşayabilirsiniz. Böyle durumlarda yeme saatlerinizde beslenmenizin yeterliliğini, hareketliliğinizi ve yaşam şeklinizi gözden geçirin. Çok hızlı kilo veriyor olabilirsiniz. Ya da stresiniz yüksek olabilir. Yeterli protein, lif, su, mineral, yağ, vitamin alıp almadığınızı değerlendirin. Yeterli uyuyacak şekilde yatma saatinizi düzenleyin. Orucun bir kısmının uykuda geçmesi iştah kontrolüne çok yardımcıdır.

RESVERATROL ➡Yapılan bir çalışmada araştırmacılar, bir grup fareye aldıkları kalorinin %60’ının yağlardan karşılandığı yüksek yağlı beslenme uyguladılar. Erişkin farelerin tümünde obezite ve diyabet gelişti, karaciğerleri yağlandı ve erken öldüler. Başka bir fare grubunu da aynı diyetle beslediler ancak onlara günde yaklaşık 24 mg/kg dozunda resveratrol verdiler. Bu grup da şişmanladı. Ancak daha uzun yaşadı, diyabet veya kalp hastalığına yakalanmadılar. Aynı zamanda diğer gruptaki resveratrol almayan farelere göre dayanıklıkları daha fazlaydı. Kolesterol seviyeleri yüksekti fakat herhangi bir kalp hastalığına yakalanmadılar. Antioksidanlar ve besleyici maddeler bir ekip olarak çalışır. Yeşil çay kateşinleri, curcumin, resveratrol, silimarin, lutein, likopen, sitrülin, apigenin mitokondriyi destekler.


💡METFORMİN HAKKINDA önemli bir bilgi
Metformin karaciğerde şeker üretimini azaltır. Ayrıca kas dokusunda şekerin kullanımını artırabilmektedir. Dolayısıyla insülinin vücutta daha iyi çalışmasını sağlar. Gerçekten de insülin direnci tedavisine katkı sağlar. Ancak metformin:
  • Vücutta B1 vitaminini tüketir.
  • B12 eksikliğine neden olarak periferik nöropatiye sebep olabilir ve metilasyonu olumsuz Laktik asidozis yaratma riski vardır.
  • DAO enziminin çalışmasını engelleyerek histamin artışına neden olabilmektedir.
  • Kişide böbrek veya karaciğer hasarı varsa kullanılmamalıdır.
  • Bu nedenle metformin kullanımı gereken hastalarda kullanım süresi önemlidir.
💡PPİ ler HAKKINDA önemli bir bilgi
  • PPI'ler doğal gastrointestinal ortamı bozar. 
  • PPİ'ler, ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi (SİBO) riskini artırırlar.
  • Bağışıklık sistemini zayıflatır. Gıdalarla alınan mikroorganizmalar düşük mide asidi nedeniyle yeterince öldürülemeyeceği için Salmonella, Campylobacter jejuni gibi gıda kaynaklı bağırsak enfeksiyonu riski artar.
  • PPİ’ler mide asit seviyesini düşürerek Helikobakter pilori’nin gelişimi için elverişli bir ortam yaratır.
  • Başarılı Helikobakter pilori tedavisinden sonra bile uzun süreli mide koruyucu ilaç kullanmak mide kanseri riskini artırmaktadır.
  • Magnezyum, kalsiyum, demir, çinko, B12, folik asit düzeylerinde düşmeye neden olabilirler.
  • Kemik erimesi riskinde artışa sebep olurlar. Uzun süre PPİ kullanan hastalarda özellikle el bileği, omurga ve kalça kırık riskleri artar.
  • B9, B12 vitaminleri eksikliği ve homosistein artışı da birçok sağlık sorununu yaratabilecek önemli bir olumsuz etkisidir.
  • PPİ grubu ilaçları kullanan kişilerle kullanmayanlar karşılaştırıldığında demans riskinin kullananlarda arttığı gösterilmiştir.
👉DEMİR EKSİKLİĞİ hk önemli
Demir eksikliğinden muzdarip hastalarda tek başına ferritinin değerlendirilmesi yeterli değildir. Ferritinin yanı sıra laboratuvarda hemogram, demir, demir bağlama kapasitesi, transferrin doygunluk yüzdesi ve CRP düzeylerine de bakılmalıdır. Beraberinde B12 vitamini, folik asit, çinko, selenyum eksikliği olup olmadığı da araştırılmalıdır. Bu parametrelerin “laboratuvar” referans aralığında değil “fonksiyonel” referans aralığında olması gerekir.

Demir eksikliğinin altında bazen akut veya kronik enflamasyon yatıyor olabilir. Bu nedenle demir eksikliği mutlaka CRP, sedim, ürik asit gibi inflamasyon belirteçleriyle ele alınmalıdır.

Özellikle akut bir enfeksiyon durumunda inflamasyonu işaret eden CRP değerleri yüksek çıkarken demir değeri düşük fakat depo demiri gösteren ferritin değeri yüksek çıkabilir. Beden bunu inflamasyonla mücadele etmek için özellikle yapar. İnflamasyonun daha da artmasına engel olmak için kan dolaşımındaki demiri depolar. Bu durumda demir takviyesi kullanmak inflamasyonu körükleyeceği için hatalı olur. Vücutta akut bir inflamasyon varsa demir takviye edilmemelidir; önce vücuttaki inflamasyon giderilmelidir. İnflamasyon giderildikçe depo demir kullanılarak kan demir seviyesi istenen duruma gelecektir. Hastada akut değil de kronik bir inflamasyon varsa demiri takviye ederken çok dikkatli olmalıdır. İlk basamak yine inflamasyonun söndürülmesi olmalı demiri takviye ederken de yavaş ilerlenmelidir. Burada şu uyarıyı yapmak zorundayım demir magnezyum gibi rahat kullanılabilecek bir takviye değildir.(bence de) Doktor takibinde sadece gereken süre ve miktarda kullanılmalıdır.

⭐⭐SELENYUMLA İLGİLİ Selenyum eksikliği kas güçsüzlüğü ve yorgunluk olarak da kendini gösterebilir. Mitokondriniz, çeşitli üretim ve bakım işlevleri için selenyum kullanır. Yeterli selenyum olmadan mitokondriyal fonksiyonunuz zarar göreceğinden kas yorgunluğu gelişir. Ayrıca selenyum tiroid fonksiyonunda rol alan enzimler için gerekli olduğundan eksikliği tiroid fonksiyonunu yavaşlatarak kas güçsüzlüğü ve yorgunluğa sebep olabilir. Kas denildiğinde aklımıza iskelet kasları gelse de selenyum eksikliğinin Keshan hastalığında olduğu gibi kalp kaslarını da etkilediği bilinmektedir.

😴Kronik hastalıklardan iyileşmede uykuyu iyileştirmek eylem planımın başındadır. Normal uyku olmadan iyileşemezsiniz. Vücudunuzun iyileşmesi için, her gece en az 7-9 saat iyi uykuya ihtiyacınız vardır (en az 3,5-4 saatlik kısmı derin uyku olacak şekilde).(Bu kadar derin uyku uyuyan var mı gerçekten)

📍Melatonin sadece uyku yardımcısı değildir. Ayrıca:
  • Sirkadiyen ritmi düzenler.
  • Kortizolü dengeler.
  • Üreme sağlığını iyileştirir.
  • Beyni inflamasyondan korur.
  • Mitokondriyi korur.
  • Enfeksiyonla mücadelede bağışıklık sistemine yardım eder.
  • Tümör büyümesini baskılar.
  • Serbest radikalleri temizler.

Melatonin, nöbet bozukluğu olan kişilerde nöbet geçirme riskini artırabilir. Karaciğerle ilgili hastalıkları olanların da melatonini dikkatli kullanması gerekir.

Melatonin kanama riskini artırabilir, bu nedenle warfarin (Coumadin) kullananlar veya kan pıhtılaşmasını etkileyen diğer ilaçlar veya kanama bozukluğu olan kişiler tarafından kullanılmamalıdır.

👉Melatonin aşağıda belirtilen başka ilaçlar ve takviyelerle etkileşime girebilir:

  • Yüksek tansiyon ilaçları
  • Siklosporin gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar
  • Antidepresan ilaçları
  • Kortikosteroidler (artrit gibi iltihaplı durumlar için kullanılır)
  • Diazepam ve sedasyona neden olan diğer ilaçlar gibi benzodiazepinler
  • Kava kava bitkisi (kava biberi) ve kediotu gibi uyku hali veya uyuşukluğa neden olan otlar
  • Tıbbi adı St. John’s wort olan sarı kantaron otu
👉Eğer karaciğer yağlanması varsa fosfatidilkolin eksikliğine dikkat etmelisiniz. Yeterince fosfatidilkolin üretemiyorsanız trigliserit sorunu başlayabilir. Çünkü karaciğer tarafından salgılanan çok düşük yoğunluklu lipitler (VLDL) aracılığıyla trigliseritlerinizi karaciğerden çıkarmak için fosfatidilkolin gereklidir. Kolin eksikliğiniz varsa (ve dolayısıyla fosfatidilkolin) karaciğeriniz yeterince VLDL üretmez ve bu nedenle trigliseritleriniz kan dolaşımına taşınmak yerine karaciğerde birikir. Yani fosfatidilkolin bir tür yağ olan trigliseritlerin karaciğerinizden paketlenmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Fosfatidilkolin safra akışı için hayati öneme sahiptir. 

HİSTAMİN intoleransında➡ C Vitamini, Quercetin, Bromelain, Sindirim Enzimleri, NAC, Devedikeni, Çörekotu yağı, Isırgan otu, Yeşilçay, Omega-3 yardımcı olabilecek diğer takviyelerdir. Geçirgen bağırsağın onarımında ise Colostrum ve L glutaminden yararlanılabilir.

📍CANDİDA Anti-Fungaller 

  • Goldenseal (Altın mühür), Defne tohumu ve yağı, Hindistancevizi yağı, 
  • Zeytin yaprağı ekstraktı veya çayı, kekik yağı, karanfil yağı,  
  • Brokoli, Soğan, Sarımsak Bürüksel Lahanası Gibi Sülfürlü Antioksidan Besinler, 
  • Devedikeni tohumu ve karahindiba, Greyfurt Çekirdeği Yağı,   Çay ağacı yağı, 
  • At kuyruğu ekstraktı

➡Die Off Sendromu için

Candida hızlı bir şekilde öldürüldüğünde, bir die off (veya Herxheimer reaksiyonu) oluşur ve vücuda metabolik yan ürünler yani toksinler salınır. İşte burada bu endotoksinleri uzaklaştırmak için detoksifikasyon devreye girer. Yoksa hasta bu toksinlerden dolayı kendini çok kötü hisseder. Bunun için karaciğeri güçlendirecek brokoli, karnabahar, brüksel-lahanası, soğan, sarımsak, turp, kuşkonmaz, hardal gibi kükürtlü sebzeler ve enginar, kereviz, karahindiba, roka, maydanoz, koyu yeşil yapraklı sebzeler beslenmeye her gün dahil edilmeli; bazı desteklerden yararlanılmalıdır. Ayrıca:

Devedikeni,  Karahindiba kökü,  Enginar yaprakları,  Yeşil çay,  Alfa lipoik asit,  N-asetil sistein,  Kuru cilt fırçalama,  Chlorella,  Selenyum,  Epsom tuz banyosu,  Ağza yağ çekme,  Terlemek,  Egzersiz,  Bentonit/Aktif karbon,  Hint-yağı sargısı




🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷


🌵Yeni çıkmış taptaze bu kitabı genel hatlarıyla anlatmaya çalıştım.  Umarım yararlı olmuştur. Kitabı ben Trendyoldan satın almıştım. Kitapyurdu ve diğer online platformlardan da edinebilirsiniz. 

Bu arada bir dipnot olarak bir haftadır "Dinlebi" adında bir uygulama kullanıyorum. Sesli kitap ve podcast dinlemek isteyenlere tavsiye ederim. Yürüyüş yaparken, araba kullanırken, ev işi yaparken bile öğrenmeye devam edebileceğiniz oldukça iyi bir uygulama. Umarım sağlık kitapları kategorisine daha birçok kitap eklenir. 📧 Sizin de kitap önerileriniz olursa yorum yazabilir ya da mail gönderebilirsiniz.

Geceye bir de müzik bırakalım 🎶🎵🎵🎶

What is life without rhythm?

- Chaos.


Sevgiler 🌼 


Yeliz



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.