Lyme çok şey öğretti. En çok da sağlığın nasıl da değerli bir şey olduğunu. Ondan sonra ise eğitimi, kariyeri, tıp dünyasındaki yeri ne olursa olsun doktorların da hatalar yapabileceğini ve bu sebeple kesinlikle araştırmacı bir hasta olmanın gerektiğini öğrendim.Üçüncü olarak ise bu devirde en azından iki yabancı dili şahanesiyle öğrenmek gerektiğini. Neyse bunlar benim çıkardığım dersler herkesinki elbetteki farklı olabilir.
Bugünkü konumuz antibiyotikler. Korkulu rüyamız antibiyotikler. Bazense can simidimiz antibiyotikler.
Klinghart der ki "Antibiyotikler meze olmalıdır; ana yemek değil" Her ne kadar hiçbir zaman başvurmak istemesek de bazen mecbur kalabiliyoruz. Onla da olmuyor onsuz da olmuyor maalesef...O nedenle herhangi bir zamanda bir seçenek olabileceğini düşünerek geç olmadan antibiyotikleri de tanımamız, anlamamız, öğrenmemiz gerekiyor.
Marty Ross 'un Lyme tedavisinde yeri olan antibiyotikler hakkında fikir veren bir yazısını Türkçe'ye çevirerek aşağıda yazdım.