Sağlığını Korumayı Öğren: ANEMİNİZ OLDUĞU MU SÖYLENDİ? O ZAMAN İZLEYİN.

21 Ocak 2019 Pazartesi

ANEMİNİZ OLDUĞU MU SÖYLENDİ? O ZAMAN İZLEYİN.



Yeniden Merhaba,

Facebook’ da çok sevdiğim bir grup var. Magnesium Advocacy Group .Bu grubun kurucusu olan Morley Robbins in anemi hakkındaki videosuna grupta rastladım ve bence çok çok önemli bir paylaşım. Bu sebeple bu gönderide elimden geldiğince Türkçe’ye çevireceğim. Süreç içerisinde şunu öğrendim ki ne ile mücadele edersen et kök nedene ulaşmayı hedefle.
Bu videoda Morley Robbins pek çok insanın kendisinde DEMİR ANEMİSİ olduğunu düşündüğünü ancak aslında sahip olduklarının DEMİR TOKSİSİTESİ olduğunu anlatıyor. Şimdiden keyifli izlemeler & okumalar.



♣♣♣


" Merhaba, benim adım Morley Robbins. Magnesium Advocacy Group  un kurucusuyum. Magnesium Advocacy Group   şu anda 112.000 den fazla üyesi olan bir Facebook Grubu. Genel olarak mineraller hakkında artan bir farkındalık olduğunu görüyoruz. Açık olarak magnezyum grubun temel odak noktası, ayrıca biz demir ve demir toksisitesini de ele almak için ciddi emek harcıyoruz. Bu videoyu özellikle anemi hastası (anemik) olduğu söylenen insanlar için hazırladım. Bu toplum içerisindeki çok önemli bir konu. Çok yaygın bir durum.  Bu nedenle ben gerçekten bu konuyu parçalara ayırmak ve insanlara, bu anemi etiketinin ne olduğunu tam olarak anlayabilmesi için neler olması gerektiği hakkında açıklama yapmak istiyorum.

Anemi kelimesi aslında Latince'de kanda yok anlamındadır. Öyleyse anemi nedir? Demir eksikliğidir. Bu düşünce bizi aneminin demir eksikliği olduğu anlamına geldiğine inanmaya yönlendirir.  Ve aslında ölçtüğü şey kandaki demir seviyesi miktarıdır. Demirin dinamiğinin bir yönüne baktığı için bu  çok önemli bir bileşendir. Anlaşılması gereken önemli konu ise, demir eksikliğinden çok farklı olan demir homeostazı denilen bir kavram olduğudur. Demir homeostazının farkı ise sadece kandaki demire değil aynı zamanda vücuttaki veya dokudaki demire de bakmasıdır. Ancak tüm demir homeostazis sürecini anlamanın formülü, "fox" olarak adlandırılan bir anahtar enzimi tanımak ve demirin kan ile vücut arasındaki hareketini yönetmekteki rolünü anlamaktır. Bu düşünürken tamamen göz ardı edilen ve birinin demir durumunun teşhisinin çok önemli bir yanıdır. Ve onu karakterize ettiğim yöntem demir durumunu ölçmek için bir ferritin kan testi kullanmaktır. Ve hepimizin tüm baktığı konu da kandaki demir seviyesidir. Bu birinci sınıf matematiği gibidir. Basit  aritmetik. Belirlenmiş seviyede mi? Ancak insanların mezun olmak için benim lise matematiği olarak adlandırdığım bilgiye gerçekten ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Analiz veya diferansiyel denklemlerle dalmamıza gerek yok. Bu lise matematiği. Çünkü birden fazla değişkenimiz var, tıpkı cebirdeki gibi. Ve bu yüzden basit 1 artı 1 eşittir 2 yerine,  belirli bir olay için bir formül elde etmemiz lazım; çünkü kandaki demir ile vücuttaki demir arasında önemli bir ilişki olduğunu biliyoruz. Ve artık insanlar tıptaki metriklerin tümünün kandaki demire odaklanmış olduğunu anlamalıdır.

Ferroksidaz enzimi (fox) adı verilen bu enzimin seviyesini ölçmek için uygun bir yol yoktur. Ve benim nacizane düşünceme göre, insan vücudundaki en önemli enzimdir. Çünkü ana antioksidan enzimdir. Ancak aynı zamanda kan ve doku arasında demir yönetiminde kritik bir rol oynar. Şöyle ki seruloplazmin (ceruloplasmin ) kan testi denilen bir kan testimiz var. Ve benim  "Tam Demir Panel" ime aşina olan herhangi biri, bu değeri ölçtüğümü bilir. Ancak o fraksiyonları ayırmaz, bu nedenle ferroksidaza karşı enflamasyona neyin yanıt verdiğini biliriz. Bunu araştırma laboratuvarlarında her zaman yaparlar, ancak ticari laboratuvarlarda yapmazlar. Yani burada demir eksikliği ile demir homeostazı arasında büyük bir fark vardır. Çünkü demir homeostazında yapmamız gereken, üç değere de bakmaktır: kandaki demir, enzim ferroksidaz ve vücuttaki demir. Eksik olan bir diğer parça ise vücuttaki demiri ölçmenin uygun bir yolunun olmamasıdır. Bir iğne biyopsisi yapabilirsiniz, ancak bu çok acı vericidir veya çok pahalı olan bir T2 MRG yapabilirsiniz. Ancak denklemin bu iki kısmı düzenli olarak yapılmıyor. Ve benim görüşüme göre, sadece kandaki demir üzerinden bir karara odaklanmak yanıltıcıdır. Bu, insanların tüm dinamikleri gerçekten anlamalarına yardımcı olmuyor. Yani insanların yapmasını istediğim şey, bu dar eksiklik kavramından uzaklaşmaları ve bu daha geniş demir homeastazı kavramını benimsemeye başlamasıdır. Çünkü olan biteni daha kapsayıcı bir kavramdır. Ama onu başka bir seviyeye taşımama izin verin. Şimdi başka neler olup bittiğini daha iyi anlayacaksınız. Yani bu gerçekten ilk seviyeydi. İkinci seviye olarak demir oksijen taşır.  Bu büyük bir mesele, başarılı bir yaşam sürmek için bu enerjiyi üretmek için bu oksijene ihtiyacımız var. Ancak insan vücudundaki demirin % 70'i hemoglobinde bulunur ve ne yapar? Vücudun her yerine oksijen taşır.

Bu yüzden, kilit nokta, demirin oksijen taşıma özelliğine sahip olduğunu insanların anlamalarını sağlamaktır. Toplumda çok az bilinen şey ise şudur ki - tıp fakültesinde çok fazla araştırıldığını sanmıyorum - bakırın oksijen kullandığı. Ve böylece bir yanda onu taşımak diğer yanda ise onu kullanmak vardır. Ve bunlar çok farklı kavramlar ifade etmektedir. Demirin oksijen taşıması pasif bir fonksiyondur. Bakırın oksijen kullanması ise aktif bir fonksiyondur. Aslında, literatürde öğreneceğiniz şey bakırın oksijeni aktive ettiğidir (harekete geçirdiğidir). Ve gerçekten mitokondri dünyasına daldığınızda, bulduğunuz şey mitokondride beş kompleks olduğudur; tıpkı bir yarış pisti gibidir. Yarış pistinde beş durak vardır. Ve 4 numaralı durağa Kompleks 4 denir ve sitokrom c oksidaz adı verilen anahtar bir enzim içerir. Muhtemelen bunun ikinci en önemli enzim olduğunu söyleyebilirim. FOX en önemlisi olmalıdır ve elektronlar bu kompleksin içinden geçer çünkü bakır-sürükleyicidir. FOX da iki heme grubu bulunmasına ve bu iki hemenin aslında demir olmasına rağmen, tüm komplekse bakır hakimdir tüm işi yapan bakırdır. Ve onu karakterize ettiğim yol, demirin vücutta nerede olursa olsun ona eşlik edilmesi gerektiğidir. Vücuttaki anahtar proteinlere düzgün şekilde bağlı değilse demir çok yıkıcı bir elementtir. Bu yüzden demiri elinde çekiç olan dört yaşındaki bir çocuğa benzetiyorum. Aklı başında hiç kimse dört yaşındaki bir çocuğa çekiç vermez ve sonra onu gözetlemez. Ve işin aslı, bakırı da elinde çekiç olan bir marangoza benzetirim.  Bu yüzden inşa edilen binalara, dünyadaki büyük binalara çok dikkat ederiz  ve bu yüksek binaların hepsinde demir vardır. Her birinde. Yapmamız beklenen, tıbbi analojiyi kullanmak, inşaat demiri ve kirişleri onurlandırmamız ve bu demiri hareket ettiren zanaatkarları ve betonun dökülmesini sağlayan vinç operatörlerini görmezden gelmemiz . Peki, binadaki diğer anahtar fonksiyon nedir? Bu elektriktir. Elektrik demir telden geçirilmez. Bakır telden geçer. Bu nedenle demirin önemli olduğunu ancak daha da önemli olabilecek başka unsurların da var olduğunu anlamaları için bu konseptin önemli olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, gerçekte neler olup bittiğini daha iyi anlayabilmeniz için son kısma geçmeme izin verin. Ve bu, araştırmamın son birkaç ayında gerçekleşen gerçekten yeni bir araştırmaya dayanıyor. Yani bu üçüncü seviye ve bunun en önemli olabileceğini düşünüyorum. Yapacağımız şey, asla demir ile ilişkisi olduğunu bilmediğin iki mineral hakkında konuşmak olacak. Bize demire saygı göstermemiz ve geri kalan her şeyi göz ardı etmemiz öğretildi. Aslında, vücutta demir için ihtiyaç var. Fakat burada anlaşılması çok önemli bazı gerçekler var. En önemli nakil proteinlerinden biri transferrindir. Transferrin proteinini yapmak için ise magnezyum ve insülin bulunması gerekir. Magnezyum ve insülin yoksa, transferrin yapamazsınız. İkinci olarak, vücutta gerçekleşen en önemli olaylardan biri olan transferrine demir koymak için, magnezyum demirin transferine geçmesini sağlar. Demir bunu kendi başına yapmaz; katılan başka bir mineral daha vardır. Ve daha sonra, son zamanlara kadar bilmediğim beni en çok şaşırtan şey ise, transferrin bir hücreye geldiğinde onun boşaltılması gereken bir süreç olduğudur. Ve aslında endozom denilen şeye giriyor. Hücrenin içindeki endozomun yaptığı şey ise onu parçalara ayırmaktır. Bu çok önemli. Endozomun içinde bulunduğu hücrenin pH'ı 7,4 civarındadır. Endozomun içindeki pH ise 5,0'dır. Demirin  transferinden boşaltılması için asitli bir pH olması gerekir. Yine, proton pompası inhibitörleri gibi, proton pompası denilen bu pompaları çalıştırmak için tekrar magnezyuma ihtiyacınız vardır. Bu proton pompaları, bunlar ATPazlardır ve bunlar endozomun içinde hidrojen ve pottasyumu çalıştırır, böylece demir transferrin dışına çıkabilir. Böylece demir ya enerji oluşturma sürecinin bir parçası olmak üzere mitokondriye gider ya da ferritin molekülü halinde depolanmaya gidebilir. Yani yine, anahtar bakış açısı  magnezyumla ilişkilidir. İşte bunun diğer tarafı. Kan sentezinin çok önemli bir parçası olan heme proteini yapmak için, heme biyolojik olarak kullanılabilir (biyoaktif) bakır gerektirir. Biyolojik olarak kullanılabilir bakır olmadan heme proteini üretemezsiniz. Bu durum araştırmalarda iyi bir şekilde saptanmıştır. Hemenin anahtar bileşeni nedir? Demiri  heme haline getirmek için ferrochelatase denilen bir enzimi (ferroşelataz enzimi) çağırır. Ve ferrochelatase enzimi biyolojik olarak kullanılabilir bakır gerektirir. Böylece biyoyararlı bakır olmadan hem heme yapamayız hem de demiri hemeye çeviremeyiz. Öyleyse, hemoglobin yapmak için dört heme yi  birbirine örmek çok önemli bir işlevdir. Ve dört adet heme hemoglobin olmak için biyoyararlı bakır gerektirir. Ve sonra dördüncüsü, kırmızı kan hücresinin yeniden kullanımı olan çok önemli bir hemoliz işlemidir. Ve oxygenase one olarak adlandırılan bir enzim tarafından yönetilir. HO1 olarak adlandırılır ve biyoyararlı bakır ile düzenlenir. Biyoyararlı bakır terimini kullandığımda, gerçekten bahsettiğim şey bu ferroksidaz enzimidir (fox). Yine, bana göre, fox insan vücudunun Everest Dağıdır. Ve toplumda iyi bilinmemektedir. Tıbbi çevrelerde kesinlikle iyi bilinmemektedir. Ayrıca  tıp fakültesinde öğretilmiyor. Ve burada, demirle ilgili olarak bakırla çalışan pek çok farklı bileşene ve magnezyumla çalışan tüm bu bileşenlere sahibiz. Yine, bu demir bileşeni ile ilgili olarak  toplum olarak sadece bu kısma ışık tutuyoruz ve gerçek magnezyum durumunu anlama ihtiyacını ve bakırın biyolojik olarak kullanılabilirliğini anlama ihtiyacını görmezden geliyoruz. Ve bu durum için benim geliştirdiğim şey ise başta belirttiğim bir kan testi, olup  Tam Demir Paneli ( Full Monty Iron Panel) olarak adlandırılıyor ve kırmızı kan hücresinin içindeki magnezyuma bakıyor, çinkoya ve bakıra bakıyor. Yine bu panelde daha yaygın bir molekül olan ceruloplasmin'e bakar ve ferroksidaz ile neler olup bittiği hakkında çıkarım yapabiliriz. Ve sonra transferinin nasıl çalıştığıyla ilgili olarak birçok demir bileşenine bakar. Demirin toplam bağlanma yerleri nasıl? Serum demiri nasıl? Ve ferritinin durumu nedir?

Ve çok hızlı bir şekilde anlatmak istediğim, demir ile ilgili olarak gerçekte neler olup bittiğiyle ilgili birkaç anlayış katmanımız vardır ve bu yüzden size anemik olduğunuz söylendiğinde, bilin ki hikayenin daha önce araştırılmamış bir kısmı daha vardır. Ferritin kan testi sadece kanda görünen depo proteinine baktığı için teşhis etmede yetersizdir. Ancak demiri kaplayan enzime bakmıyoruz ve vücuttaki demire bakmıyoruz. Ve bunlar tamamen yok sayılan demir homeostazının üçte ikisi. Bu yüzden gerçekten geri adım atmamız ve “demir durumumla ilgili gerçekten neler olup bittiği hakkında daha iyi bir anlayış seviyesine geçmek istiyorum” dememiz gerektiğini düşünüyorum. Ve bu birinci sınıf matematik zihniyetinden çıkmalı ve en azından lise cebirine seviyesine gelmeliyiz. İlgili olabilecek birden fazla değişkene bakmaya başlayın ve demirin oksijenle ilişkisi, bakırın oksijen kullanımı, magnezyum ve bakır olmadan demirin işe yaramadığı gerçeği arasındaki benzersiz özellikleri anlamaya başlayın.

Demir vücutta gerçekten çok pasif bir maddedir. Hikayenin daha fazla kompleks olduğunu  ve incelik içerdiğini düşünüyorum ve bunu takip eden dinleyiciler ve insanlarla paylaşmak istedim. Bu şekilde bu dinamikleri daha iyi ve eksiksiz olarak anlayacaklardır."

♣♣♣

BONUS: Konuyla ilgili faydalı olabilecek bir yazı için tıklayın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.