Sağlığını Korumayı Öğren: NE YİYELİM ?👉 OMEGA 3 VE OMEGA 6 YAĞLARI

11 Eylül 2018 Salı

NE YİYELİM ?👉 OMEGA 3 VE OMEGA 6 YAĞLARI


Lyme facebook grubumuzda sürekli ‘ne yiyelim, içelim, nasıl beslenelim, lyme için en uygun diyet nedir’ türünden sorular geliyor. Bunun cevabı aslında o kadar detaylı ki çünkü proteinlerin, yağların, karbonhidratların ve tüm mikro besinlerin arkasında kocaman bir kimya, biyokimya var. Seçimimiz bizi hasta da edebilir iyileştirebilir de. O nedenle zaman ayırıp bu besinlerin arkasındaki kimyasal-biyokimyasal süreçleri anlamak için çaba göstermeliyiz. Bu konuda faydalı olabilecek güzel Türkçe kaynaklar da yok değil. Dr. Natasha Campbell - McBride ın GAPS kitabından aşağıda alıntıladığım kısımlar çok önemli bilgiler içeriyor; okumanızı öneririm.


Bunlar haricinde 

📍 bir lyme hastası öncelikli olarak buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç, gibi tüm tahılları mutfağından çıkarmalı. Un ve unlu mamulleri terk etmek bile başlı başına bir iyileşme sağlayacaktır.  Bunun yerine bir kahve öğütücü alarak kinoa, keten tohumu, chia, hindistancevizi, badem, mercimek gibi gıdaları öğüterek (baklagilleri önce fermente ederek) kendi unlarınızı yapabilir ve sağlıklı bir alternatif olarak kullanabilirsiniz. Glutenin bağırsaklara zarar verdiği unutulmamalıdır. Ancak piyasada satılan "glutensiz unlar" iyi bir alternatif değil. Gıda endüstrisinin glutensiz beslenme modası için sunduğu bir pazar. Bu nedenle evde ekmeğinizi yukarıda bahsettiğim un alternatiflerinden kendiniz yapın.Glütensiz beslenme, inflamasyonu azaltmak, bağırsak fonksiyonlarını iyileştirmek, kilo vermek, ruh hali ve enerji seviyesini düzeltmek için çok iyi bir yol.📍Yağlar konusu zaten bu yazıda kapsamlı açıklanıyor. Ancak mısırözü yağı, ayçiçek yağı ve kızartmalar ile vedalaşmak atılması gereken önemli bir adım. Zeytinyağı, sadeyağ, hindistancevizi yağı gibi beynimizi ve bedenimizi besleyen yağlar ile fullemeliyiz yakıt depolarımızı. 📍 Rafine market tuzunu kaya tuzu ile değiştirip yemekler zerdeçal, sumak, kakule, zencefil, kekik, nane gibi baharatlarla çeşitlendirilmeli. 📍 Salatalar filizlendirilmiş nohut, mercimek ile zenginleştirilmeli. fermente edilmiş pancar ile renklendirilmeli. 📍 Taze organik yumurta, kemik suyu, yeşil, mor, turuncu sebze suları, rengarenk mevsim salataları ile her bir hücremizi beslediğimizi hissetmeliyiz. 📍 Bu beslenme rejiminde bütün ŞEKERİN mümkün mertebe kesilmesi önerilir. Çay şekeri, şekerlemeler, reçeller, kola, diyet kola, şeker ile tatlandırılmış boğaz pastilleri, kurabiye, kek, krep, hamur işleri, pudingler ve benzeri şeker içeren gıdalar bu diyette bulunmuyor. Bu sebeple İYİ BİR ETİKET OKUYUCU olmak şart !! 📍NİŞASTALAR da bağırsak ve kan dolaşımında şekere dönüştüğü için bu diyette tüketimine izin verilmeyenlerden. Bu, Lyme ile savaşan bir kişinin, ekmek, erişte, makarna, pirinç, patates ya da undan yapılmış herhangi bir şeyi yememesi anlamı taşır. 👇




TEMEL YAĞ ASİTLERİ

Birçok yağ asidini vücudumuz kendisi üretir. Ama bir grup yağ asidini üretemez. Bunlar temel yağ asitleridir. Temel demek, onlarsız yaşayamayız demek. Temel yağlar vücudumuzun üretemeyeceği yağ asitlerini içerir ve bu yüzden besinlerden alınması gerekir. Bunlar Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleridir. Vücuttaki her hücre, işlevini yerine getirebilmek ve hayatta kalabilmek için bu yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Bu yağlar vücutta en basit seviyede sayısız işlev gerçekleştirir. Vücudumuz, özellikle de beynimiz bir seviyeye kadar bu yağlardan meydana gelir. Omega-3 ve Omega-6  yağları üzerinde yapılan yüzlerce klinik araştırma; otizm, DEHB, disleksi, dispraksi, diyabet, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni, enfeksiyonlar, kanser gibi dünyadaki bütün hastalıkların tedavisinde etkili olduklarını gösteriyor. Gıdalar işlendiği içinbeslenirken yeterince temel yağ, özellikle de Omega-3 alamıyoruz.Sindirim bozukluklarından dolayı, GAPS hastaları da şüphesiz temel yağ asidi eksikliğiyaşıyorlar ve bu yağları diyetlerine eklemeleri gerekiyor.
Diğer yağ asitlerinin türediği iki ana temel yağ asidi vardır:
Omega - 3 : Alfa-linolenik asit, kısaca ALA
Omega - 6 : Linolenik asit, kısaca LA

Ana Omega yağ asitlerinin (ALA ve LA) vücutta çeşitli türevlere dönüşmesi
Şekil 1: Ana Omega yağ asitlerinin (ALA ve LA) vücutta çeşitli türevlere dönüşmesi




En zengin ALA (Omega-3) kaynakları; keten tohumu yağı, kenevir yağı ve egzotik bitkiler olan kukui ve chia yağlarıdır. Bu yağ asitleri daha az miktarlarda; ceviz, soya fasulyesi, kabak çekirdeği, kolza çekirdeği, pirinç kepeği, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, hayvansal yağlar, hayvan sütleri ve tabii ki anne sütünde bulunurlar.

En zengin LA (Omega-6) kaynakları; çuha çiçeği yağı, aspir veya yalancı safran, ayçiçeği, ceviz, kenevir yağı ve neredeyse bütün çekirdek ve kabuklu yemişlerdir. Daha az miktarda yumurta sarısında, sütte ve anne sütünde bulunurlar.ALA ve LA, "ana yağ asitleri” olarak bilinir. İnsan vücudu bu iki yağ asidini kullanarak neredeyse her hücrenin her fonksiyonunda kullanılmak üzere diğer yağları üretir.

Omega 6 yağ asitleri metabolitleri ENFLAMATUVAR (iltihap yapıcı), HİPERALJEZİK (ağrı yapıcı), TROMBOTİK (pıhtı yapıcı) ve MİTOJENİK (hücre üremesini arttıran) özelliklere sahiptir. Aslında vücudun bu özelliklere de ihtiyacı vardır. Aksi takdirde düşmanlara karşı mücadele edemeyiz (iltihap), kanamalarımız artar, ağrı hissetmeyiz ve hücrelerimiz çoğalmaz.

Fakat Omega 6 yağ asitlerinin aşırı etkileri de dizginlenmeli. Aksi takdirde denetlenemeyen iltihap vücudumuzu tahrip eder, kanımız pıhtılaşır, aşırı ağrı hissi oluşur ve kanserleşmeye eğilimimiz artar.

İşte Omega 3 ya asitlerinin görevleri de Omega 6 nın tam tersidir. Yani İLTİHAP AZALTICI, AĞRI KESİCİ, KAN SULANDIRICI ve KANSER ÖNLEYİCİ özellikleri ile omega 6 metabolitlerinin aşırı etkilerini dizginler.

Bu nedenle  diyet ile aldığımız OMEGA 6/OMEGA 3 ORANI dengeli olmalı. Arzu edilen omega 6:omega 3 oranı  1-4 : 1 dir. Son yıllarda mısır, soya, ayçiçek, pamuk vb yağların aşırı kullanımı, yeşil sebzelerin, balığın az tüketilmesi nedeni ile OMEGA 6 fazlalığı ve OMEGA 3 eksikliği gelişti. Öyle ki omega 6 : omega 3 oranı 20-50 :1 seviyelerine çıktı.


Bu durum da birçok KRONİK HASTALIĞIN salgın halinde yayılmasına neden oluyor.

OMEGA-3 YAĞLARI 


ALA'dan (Alfa linolenik asit) çok önemli iki Omega-3 yağ asidi oluşur: EPA (Eikosapentaenoik asit) ve DHA (Dokosaheksaenoik asit). EPA ve DHA, normal beyin ve göz gelişimi için olmazsa olmazdır.(Yeliz’in notu: O halde göz problemin var ise Omega-3 takviyesi olmazsa olmaz) Beyin hücrelerinde, sinir sinapslarında, görsel reseptörlerde, adrenal ve eşey bezlerinde bolca bulunur. ALA' nın bu iki yağı üretebilmesi için vücutta bazı besinlerin yeterince bulunması gerekir: C, B3 ve B6 vitaminleri, çinko, magnezyum ve bazı enzimler.

GAPS hastaları neredeyse her zaman bu besinlerin eksikliğini çektiği için vücutlarının, örneğin keten tohumu yağından aldığı ana Omega-3 'ü (ALA), beyinlerinin son derece ihtiyacı olan EPA ve DHA'ya çeviremeyeceğini tahmin etmek zor değil.

Şekil 2: Besin eksiklikleri ve çeşitli toksinler, ana omega yağlarının vücut için hayati önem taşıyan türevlerine (EPA, DHA, AA ve diğerleri) dönüşmesini engeller



Bu alanda çalışan bazı araştırmacılar; GAPS'lı çocuk ve yetişkinlerin probleminin büyük bölümünün, vücutlarının ana Omega-3 'ü (ALA), beyni yapılandıran omega-3 EPA ve DHA'ya çevirememesi olduğunu düşünüyorlar. (Yukarıdaki şekilde gösterilmiştir) Bu yüzden ALA'yı bu hastaların diyetine keten tohumu yağı veya bir başka bitkisel yağ olarak katmak yeterli değildir. Hazır EPA ve DHA almaları gerekir. Bu iki yağ en çok soğuk su balıklarında var: somon, sardalye, palamut, alabalık ve yılan balığı. Bu balıkların yağı, besin desteği olarak da bulunabilir.

Deniz suyu ve tatlı su yosunları ile fitoplanktonlar da bu yağlar açısından zengindir. Soğuk su balıklarının Omega-3 yağ kaynakları bu bitkilerdir. Yosun içerikli besin destekleri, bu yağları almak için iyi bir yöntem olabilirdi. Ne yazık ki yosunun kötü tadı özellikle çocuklarda sıkıntı yaratıyor.

EPA ve DHA daha az miktarlarda fok yağı, balina yağı, turna balığı, sazan, ringa ve rnezgit yağında da bulunuyor. Morina balığı karaciğeri yağı, DHA ve EPA açısından zengindir ve bu temel yağları almanın en eski yöntemlerinden biridir.

Bunun ötesinde A, D vitaminleri ve kolesterol açısından da iyi bir kaynaktır. Denizlerin kirliliği ve bazı balık yağı besin desteklerindeki kalite kontrol eksikliği endişe verici olsa da, morina balığı karaciğeri yağının, GAPS'lı çocuk ve yetişkinlerde en faydalı besin desteği olduğu tekrar tekrar kanıtlanmış durumdadır.

Peki, sadece balık yesek? Haftada en az bir kez taze balık yemek sağlıklı kişiler için EPA ve DHA almanın en iyi yoludur. Ancak GAPS hastaları yiyecekleri iyice sindiremediğinden, balık yemek yeterli olmayabilir. EPA ve DHA için iyileşene kadar morina balığı karaciğeri yağı veya diğer balıkların yağından yapılmış besin destekleri almaları gereklidir.(Yeliz’in notu: Balıklar ve ağır metal yükü de diğer bir endişe verici durum)

Morina balığı karaciğeri yağı da dahil olmak üzere neredeyse bütün balık yağları aynı oranda EPA ve DHA içerir. Ancak GAPS'lı çocuk ve yetişkinlerin EPA ve DHA'dan fazlasına ihtiyaç duyduğu yönünde bir görüş var. İngiliz psikiyatrist Dr. Basant Puri ilaçlara şiddetli direnç gösteren bir depresyon hastasının, EPA yönünden zengin balık yağı takviyesinden sonra tamamen iyileştiğini kaydetmiş. Ama en şaşırtıcı sonuç hastanın beyin MRI taramasında kendini göstermiş. EPA tedavisinden önce hastanın beyninde, depresyonda yaygın olarak görüldüğü üzere gri madde yoğunluğunda azalma görülüyormuş. 9 ay EPA tedavisinden sonra gri maddenin yoğunluğu normale dönmüş. Oxford Üniversitesi'nden yağ metabolizmalarında uzman merhum profesör David Horrobin, benzer bir örneği şizofreni hastalarında göstermişti.Bu hastalarda görülen ciddi klinik iyileşmenin ötesinde, beyin MRI taramaları beyin dokularının yeniden yapılandığını gösteriyordu. Artık piyasada daha yüksek miktarlarda EPA ve DHA içeren destekler var ve bazı hastalar bu yağların iyi etkilerinden yararlanıyorlar. Sağlıklı bir vücut EPA'dan DHA üretebilir. Ama GAPS'lı vücudun EPA'yı DHA'ya çevirebileceği şüphelidir. DHA'nın beyin yapısını oluşturmakta temel işleve sahip olduğu kabul edilirken, EPA'nın daha çok beynin fonksiyonları için önemli olduğu düşünülüyor. GAPS hastalarına yardımı olmaları için her ikisinin de desteklenmesi gerekiyor. 



OMEGA-6 YAĞLARI 

LA (Linoleik asit); GLA (Gamma-Linolenik Asit), DGLA (Dihomo-gamma-Linolenik Asit) ve AA'nın (Araşidonik Asit) türediği ana yağ asitleridir. Bu yağ asitleri; beynin, bağışıklık sisteminin, hormon metabolizmasının, iltihaplanmanın, kan pıhtılaşmasının ve vücuttaki pek çok diğer fonksiyonun yapısı ve işleyişi açısından esastır.  Çekirdek ve kabuklu yemişlerin çoğunda bu yağlar bulunur. Omega-3 yağlarında olduğu gibi LA' yı GLA, DGLA ve AA'ya çevirmek için vücudun magnezyum, çinko, B3, B6 ve C vitaminlerine ihtiyacı vardır. GAPS hastaları bu konuda sorun yaşadığından, türevlerini de LA gibi besin desteği olarak almaları gerekir.

GLA ve DGLA;
çuha çiçeği yağında (% 9),
hodan yağında (% 24),
kuş üzümü çekirdeği yağında (% 18),
kenevir yağında (% 2)

ve diğer bazı yağlarda bulunur. Omega-6 yağları düzenli kabuklu yemiş (ceviz, fındık, çam fıstığı, pikan cevizi, Brezilya cevizi vb.) ve çekirdek (ayçiçeği, susam ve kabak) tüketimiyle yeterince karşılanabilir.  Kenevir yağı, çuha çiçeği yağı, rafine edilmemiş ayçiçeği yağı, hodan yağı ve yalancı safran yağı piyasada bulabileceğiniz konsantre omega-6 yağ asitleridir.

GAPS söz konusuyken, omega-6 yağ asitlerinden birine, Araşidonik Aside (AA) özellikle dikkat etmek gerek. Açık ara farkla beyinde en çok bulunan yağ asididir: Beyindeki toplam yağın % 12'sini oluştururAraştırmalar; otizm, şizofreni, bipolar bozukluk ve depresyon hastalarında AA seviyelerinin düşük olduğunu gösteriyor. Bu hastalarda AA, normalde bulunduğu hücre zarından sızıyor. İleri derecede hastaların MRI taramalarında görülen beyin maddesi azalmasından büyük ölçüde AA'nın sorumlu olduğu düşünülüyor. AA eksikliği beyin hücreleri. bağışıklık hücreleri ve vücuttaki diğer hücreler arasında küçük veya büyük hiçbir işlevin gerektiği gibi yerine getirilemeyeceği anlamına geliyor. GAPS hastaları neden hücre zarlarındaki AA'yı kaybediyorlar? Sebep henüz kesin olarak bilinmiyor. Ama birçok araştırma, AA' nın, hücre zarından serbest bırakılması işlevini gören fosfolipaz A2 veya PLA2 adlı bir enzime işaret ediyor. GAPS hastalarında aşırı aktif olan bu enzim AA'nın sızmasına yol açarak beyin hücrelerini bu yaşamsal yağ asidi yönünden eksik bırakıyor. Aşırı aktif PLA2'nin birden fazla sebebi olabilir. Bağırsaktaki bakteri, virüs, mantar ve parazitlerden gelen biyotoksinler genellikle esas sebeptir. Vücutta kronik yangı PLA2'yi aktive eder. GAPS hastalarının sindirim sisteminde kronik yangı olduğunu biliyoruz. Ağır metallere, böcek ilaçlarına ve diğer kimyasallara maruz kalmanın PLA2'yi aşırı aktif hale getirdiği biliniyor. İşlenmiş karbonhidrat ve şeker tüketiminin insülin seviyesini yükseltmesi de PLA2 aktivitesi için etkili bir uyarandır. Tahıl, nişasta ve şekeri kesmek GAPS hastasının beynindeki AA'yı ve diğer temel yağları korumaya yardımcı olur. Aspartam, heparin, yılan ve arı zehiri, beyin yaralanması ve oksijen yetersizliği de PLA2 aktivitesini artırabilir. Bu enzim yüzünden GAPS hastalarının beyninde ve vücutlarındaki diğer dokularda sürekli olarak AA ve diğer temel yağ asitlerinin kaybı yaşanır. Bu yüzden bol miktarda besin desteği onlar için hayati önem taşır. AA'yı nereden alacağız? İşte sürpriz: AA; et, yumurta ve süt ürünlerinde bulunur. Onu başka hiçbir yerde bulamazsınız! GAPS Diyeti bu yiyeceklerle dolu ve GAPS hastaları için yaşamsal önemi olan AA'dan bol bol içeriyor. GAPS Diyeti aynı zamanda AA ve diğer yağ asitlerinin hücre zarından sızmasına neden olan gıdaları, yani işlenmiş karbonhidrat ve şekerleri de yasaklıyor.

Hem omega-3 hem de omega-6 yağlarına ihtiyacımız vardır. Ama omega-6 yönünden zengin bitkisel yağların yaygın tüketimi sebebiyle insanlar vücutlarını çeşitli iltihaplı hastalıklara karşı zayıf hale getirecek şekilde, omega-3 yerine daha çok omega-6 ile beslenmiş oluyorlar. Klinik deneyimler, hasta kişilerin omega-6'dan daha çok omega-3 tüketmesi gerektiğini gösteriyor.

🐟 İdeal oran çok kişisel olduğu için tartışmalı bir konu ama genel olarak kabul gören, 2:1 omega-3'e omega-6 formülü.

GAPS hastaları için sadece ana temel yağlar (ALA ve LA) değil, türevlerini de (EPA, DHA, GLA) almak yaşamsal önem taşıyor. Bu yüzden sadece tohum ve kabuklu yemiş yağlarını değil, balık yağlarını da besin desteği olarak almak gerekiyor.

Keten tohumu yağı en zengin ana omega 3 ALA kaynağıyken, çuha çiçeği yağı omega 6 LA ve GLA nın ana kaynağıdır. Herhangi bir şekilde rafine edilmemiş, kokusu giderilmiş, içine yabancı madde karıştırılmamış kaliteli karışımları arayın. Isı, ışık ve oksijen, tohumlu/kabuklu yemiş yağlarını çok çabbuk bozar. Bu yüzden soğuk işlem görüp koyu renkli cam şişelerde satılmaları ve buzdolabında saklanmaları gerekir. Bu besin desteklerini asla yemeklerde kullanmayın. Sıcak veya soğuk yemeklerle birlikte GAPS lı çocuklar ve yetişkinler tarafından alınabilirler.

Tohum/kabuklu yemiş yağı besin desteklerinin yanında kaliteli morina karaciğeri yağı veya balık yağı şeklinde EPA ve DHA desteği almayı ihmal etmeyin. Bu yağlar da çok çabuk bozulur. Buzdolabında saklanmalı, ışık ve oksijenden uzak tutulmalıdır.

Özetle, GAPS lı çocuklar ve yetişkinler bazı temel yağları besin desteği olarak almalıdırlar:

1)Kaliteli bir tohum/kabuklu yemiş yağı karışımı: Omega-3 ve Omega-6, 2:1 oranında olmalı. Ana omega-3 ve omega-6 yağ asitlerini sağlar. Çocuğun yaşına bağlı olarak çok küçük bir miktarda başlayıp (soğuk ya da sıcak yiyeceğin içine birkaç damla) dozu yavaşça günde 1-3 yemek kaşığına çıkarın. 18 ayın altındaki çocuklarda genellikle 1-2 tatlı kaşığı yeterlidir.GAPS lı yetişkinler günde 1 tatlı kaşığıyla başlayıp yavaşça günde 4-5 yemek kaşığına çıkarabilirler. Ciddi yağ asidi eksikliği olanlarda alerji yapabileceğinden, bu yağları kademeli olarak diyete dahil etmelisiniz.

2)Morina Balığı Karaciğeri Yağı: EPA, DHA, A ve D vitaminleri sağlar.

3)EPA ve DHA oranı yüksek balık yağı: Çocuğunuzun yiyeceğine (soğuk veya sıcak) çok küçük bir miktar katarak başlayın ve dozu yavaş yavaş 1-3 tatlı kaşığına çıkarın (24 ayın altındaki çocuklarda 1 tatlı kaşığına kadar). Yetişkinler küçük bir miktarla başlayıp dozu günde 3-4 tatlı kaşığına çıkarabilirler. Balık yağı A ve D vitaminleri sağlamaz, sadece EPA ve DHA sağlar. Bu yüzden balık yağıyla birlikte morina balığı karaciğeri yağı da vermeliyiz.

Bol miktarda Omega-3 ve Omega-6 yağları içerdikleri için hastaların merak ettiği bazı yağlar var. Bunlar keten tohumu yağı ve kenevir yağıdır.

Kenevir yağı, hem omega-3 hem omega-6 yağ asitlerini 1 e 3 oranında barındırıyor. GAPS lı çocuklar ve yetişkinler için tek başına destek olarak kullanılamayacak kadar yoğun miktarda Omega-6 içerir.

Keten tohumu yağı, çok yoğun miktarda Omega-3 ALA içerir. Omega-6 yağ asitlerinin 4 katı fazla Omega-3 içerdiğinden tek başına kullanılmamalıdır.

Zeytinyağı, Soğuk pres sızma zeytinyağının, beyin hücrelerinin olgunlaşmasını sağladığı ve fonksiyonlarını güçlendirdiği kanıtlandı. Yine de temel yağ asitlerini çok miktarda içermiyor. Bizim Omega-3 ve Omega-6 dan fazlasına ihtiyacımız var.Zeytinyağı %3,5 - %20 arasında değişen LA (Omega-6) ve %0,1- %0,6 oranları arasında ALA içeriyor. Mükemmel bir Oleik asit (Omega-9) kaynağı. Tekli doymamış yağ asidi olan oleik asit bağışıklık sisteminin Th1 kolunu güçlendirme özelliğine sahiptir.  Yine de zeytinyağındaki en önemli elementler, ikincil derecede bileşenleri olan, beta karoten, E vitamini, klorofil, skualen, fitosteroller, triterpen maddeler, polifenoller ve daha birçok elementtir. Zeytinyağının sağlık veren özelliklerinin çoğu bu ikincil elementlerden kaynaklanır. Ama ısı, koku giderme, rafine etme, zamk giderme gibi işlemler bütün bu yaşamsal önemde maddeleri yok eder. Bu yüzden rafine edilmemiş, soğuk pres sızma zeytinyağı kullanmamız gerekir. Hazırladığınız yemeklere ve salatalara katmak için, hem sızma hem de soğuk pres olan zeytinyağı kullanmanızı tavsiye ederim. Isı, ikincil bileşenlerini öldürüp doymamış yağ asitlerini zararlı trans yağ asitlerine çevireceğinden yemekleri pişirirken kullanmamanız iyi olur. Pişirme işlemi sabit yağlarla yapılmalı; sadeyağ, tereyağı, hindistancevizi yağı, kaz veya ördek yağı, kuzu yağı veya içyağıyla. Bu yağlar ısıyla karşılaştıklarında kimyasal yapıları değişmez ve sağlık için faydalıdır.

Hindistan Cevizi Yağı, zengin bir doymuş yağ kaynağıdır. Son on yılda Hindistan cevizi ve ürünlerinin (Hindistan cevizi yağı, sütü, kreması vb.) gözden düşmesinin sebebi budur. Temelsiz araştırmalar ve ticari çıkarlar yüzünden Hindistan cevizi ve diğer tropik yağlar kandaki kolesterolü, dolayısıyla damar tıkanıklığı riskini yükseltmekle suçlandı. Buna rağmen tropik yağlar yerli halk tarafından binlerce yıldır kullanılıyor. Bu insanlarda damar tıkanıklığı ve kalp hastalıklarının çok nadir görüldüğü biliniyor.

Hindistan cevizindeki yağ asitlerinin yaklaşık % 50'sini lorik asit oluşturur. Son araştırmalar lorik asidin vücutta monolorin denilen, yüksek anti-bakteriyel, anti-viral ve anti-fungal özellikleri olan bir maddeye dönüştüğünü gösteriyor.  Candida albicanshelicobacter pylori, HIV virüsü, kızamık virüsü, sitomegalovirüs, Epstein-barr virüsü, herpes virüsü ve pek çok patojen, monolorine karşı dirençsizdir.

Lorik asit aynı zamanda anne sütünün temel bileşenlerinden biridir ve bebekleri çeşitli enfeksiyonlara karşı da korur. Hindistan cevizinde bulunan kaprilik asit ve miristik asit de anti-viral, anti-fungal ve anti-bakteriyel özelliklere sahiptir. Örneğin kaprilik asit yıllardır kapsül ve tablet formlannda, anti-fungal ve anti-Candida besin desteği olarak kullanılıyor.

GAPS hastalarının düzenli olarak Hindistan cevizi tüketmesi yararlıdır. Hindistan cevizi diğer besinsel faktörlerin yanında doğal bir anti-fungal, anti-bakteriyel ve anti-viral madde kaynağıdır. Soru, ne şekilde tüketilmesi gerektiğidir.

Tropikal bölgelerde yaşayanlar Hindistan cevizini doğal halinde.tüketirler.Meyvesi ve suyu; doymuş yağ, vitaminler, mineraller, E.vıtamini, tokotrienol, karoten ve diğer mikro besinler yönünden zengindir. Taze, sızma Hindistan cevizi yağı, lezzetinin yanında bu yararlı maddelerin çoğunu da içerir ve tropik ülkelerde yemeklerde yaygın olarak kullanılır. Doymuş yağ içerdiği ve ısıya karşı sabit kaldığı için pişirirken de kullanılabilir.

Ne yazık ki Batı ülkelerinde bulunan Hindistan cevizi yağı tropik bölgelerdeki doğal, sızma halinden farklıdır. Raf ömrünün artması ve kıvamının koyulaşması için hidrojene edilir. Bu işlemde alüminyum ve nikel kullanılması gerekir ve bu metallerin izleri yağın içinde kalır. İşlem aynı zamanda E vitamini, karoten, tokotrienol ve diğer pek çok faydalı besini de öldürür. Bu da yetmezmiş gibi Batıdaki birçok Hindistan cevizi yağı markası ısı ve çözücü kimyasallar içeren rafine işleminden geçer. Beklendiği üzere bu tür Hindistan cevizi yağlan üzerinde yapılan araştırmalar, sağlığa zararlı olduklarını göstermektedir.

Her zamanki gibi yapılacak en iyi şey doğanın yolundan gitmek ve Hindistan cevizini doğal formunda tüketmektir. Çoğu markette taze Hindistan cevizi bulunur. Farklı yöntemlerde sofranıza koymak için tarifler bölümüne bakın.

Pek çok firma artık kaliteli, sızma Hindistan cevizi yağı, sütü ve kreması üretiyor. Hindistan cevizi kurusu ve.unu da GAPS hastalarına verilebilir. Bu ürünlerin katkısız olmasına dikkat edin. 


Dr. Natasha Campbell - McBride, MD
Nöroloji ve Beslenme Doktoru
GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu İçin Doğal Tedavi Yöntemi
Sayfa 270...280

TAKVİYE SEÇERKEN ŞUNLARI BİLMEK GEREKİR:
EPA daha çok kalp damar sağlığı için önemlidir. Ayrıca kolesterol profilinin düzenlenmesinde, eklem sağlığı faydalarında, genel ruh halinin düzenlenmesinde ve bağışıklık sisteminin desteklenmesinde EPA oranı yüksek balık yağı kapsülleri kullanılması önemlidir. ⁣

DHA ise sinir sisteminin, beyin sağlığının, göz sağlığının gelişiminde ve desteklenmesinde çok büyük rol oynar. Bu nedenle Alzheimerdan, demanstan korunmak, göz sağlığı desteklemek için omega 3 kullanmak isteyenler de DHA oranı yüksek balık yağı kapsülleri kullanabilirler. ⁣


Gebelik döneminde omega 3 kullanımı da hem bebeğin gelişimi için, hem de anneyi gebelik sonrası depresyondan korumak için önemlidir. Gebelikte de DHA oranı yüksek bir omega 3 kullanmak bebeğin beyin ve göz sağlığı gelişimi için de faydalı olacaktır.⁣

Bu bilgilerden sonra konunun önemiyle ilgili birkaç da video eklemek istedim .

⏩ Omega 6 Fats & Inflammation :



Dr Eric Berg sosyal medyada takip ettiğim doktorlardan bir tanesi. Bu videoda Omega 3 : Omega 6 oranının 1:1 olması gerektiğini ve omega 6 fazlalığının enflamastonu arttırdığını anlatıyor. Keten tohumu gibi yağlardaki omega 3 ün biyoyararlamının hayvansal gıdalar ve balık yağındakinden çok daha düşük olduğundan bahsediyor. Bunun yanısıra kalitesiz, ucuz balık yağlarından kaçınmak gerektiğine de değiniyor. Pahalı da olsa  Virgin COD liver oil olarak tabir edilen taze morina balığı karaciğer yağı tüketilmesini öneriyor. Bu balık yağları ve cod liver oil iz element olan selenyum açısından zengindirler. Selenyum ve civa arasında da ilginç bir ilişki vardır. Selenyum civaya karşı koruyucudur ; deniz ürünlerinde ki metilcivayı bağlar vücudumuza alınmasını engeller. Yine videoda kamut buğdayının yüksek miktarda selenyum içerdiğinden bahsediyor.Eğer vücudunuzda inflamasyon var ise OMEGA-3 ü arttırın diyor. 

Omega 3 hakkında yine Dr Eric Berg in güzel videosu mevcut.


Burada Omega 3 ün esansiyel bir yağ asidi olduğuna ve mutlaka yiyecekler ile dışarıdan alınması gerektiğine değinmiş. ALA , DHA ve EPA ya dönüşür. DHA, EPA ve ALA nın fonksiyonlarına ve hangi organlar için elzem olduğuna değinmiş. DHA beyin, kalp ve göz için gerekli. Balıktan, balık yağından, alglerden, organik yumurtadan ve etten sağlanabiliyor. Özellikle demans ve hafıza problemleri var ise DHA çok çok önemli. EPA yine gözler, kalp için önemli ve iyi bir anti-enflamatuar. Benzer şekilde balıktan, balık yağından, alglerden, organik yumurtadan, organik sığır etinden sağlanabiliyor.ALA yine benzer şekilde kalp sağlığı için, beynin bilişsel fonksiyonu için çok gerekli ve aynı zamanda iyi bir anti-enflamatuar.Keten tohumundan, chiadan, cevizden alınabilir. Ancak bu tür yağların çabuk okside olduğu unutulmamalıdır. Her ne kadar ALA, DHA ve EPA ya dönüşse de bir stres durumunda bu yeterince sağlanamayabilir. O nedenle takviye edilmesi gerekebilir. En iyi 

Omega-3 kaynaklarının anlatıldığı aşağıdaki video da faydalı. Krill oil hakkında  bilgilendirici.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.