Sağlığını Korumayı Öğren: GAPS - BÖLÜM 2 - DR NATASHA CAMPBELL SUNUM

10 Ağustos 2018 Cuma

GAPS - BÖLÜM 2 - DR NATASHA CAMPBELL SUNUM


GAPS Beslenme Protokolünün kurucusu Dr. Natasha Campbell in Almanya'da gerçekleştirilen "21st International New Scientific Outlook World Congress 2016" konferansından 3 videodan oluşan seriyi çevirmeye devam ediyorum. Bu bölüme geçmeden önce GAPS 1. bölümü incelemeniz faydalı olacaktır. 

Bu bölümde Dr. Natasha Campbell GAPS kapsamındaki hastalıklardan bahsetmeye devam ediyor. Bağırsak ile hastalıkların nasıl bir ilişkisi olduğunu çok anlaşılır bir şekilde açıklıyor. İlerleyen kısımlarda ise artık GAPS Tedavi protokolünün neler içerdiğine, somut olarak yapılması gerekenlere genel hatları ile değiniyor. 

iyi seyirler, keyifli okumalar dilerim.


BÖLÜM 2:


Eğer bir çocuk farklı kompozisyonda bir bağırsak florasına sahipse, giren toksisite farklı bir türde ise, çocuğun bünyesi farklı ise, çocuk otizm geliştirmeyebilir. Fakat hiper aktivite, ADHD (attention deficit hyperactivity disorder), ADD (attention deficit), disleksi, dispraksi gibi bozuklukları geliştirecektir. 


Bu çocukların büyük bir kısmı, yaklaşık % 85 i, herhangi bir tanı etiketine uymayacaktır. Bir miktar otizm, bir miktar ADHD (DEHB), bir miktar disleksi, bir miktar karşı gelme bozukluğu (oppositional defiant disorder), bir miktar bunlardan herhangi biri. Bunların hiç biri tam olarak herhangi bir tanıya uymaz. Çünkü bizim tanılayıcı etiketlerimiz sadece açıklayıcı kutular olduğu için hiçbir şey ifade etmiyorlar. Asıl bozukluk GAPS. Bu hastalık sebebi ile farklı çocuklar, herhangi bir tanı etiketine sığabilen veya sığamayan farklı bir grup semptom geliştirir. Sorun şu ki, bu çocukları doktorlar erteliyor. Ebeveynlere çocuğu altı ay sonra gözlem için getirmelerini söylerler. Ve bir altı ay daha sonra. Ve değerli zaman böylece harcanıyor. Unutma çocuk ne kadar küçükse o kadar çabuk iyileşir. Ve tam olarak iyileşebilirler. Ailelere şunu söylerim: Ebeveynler çocuklarında bir sorun olduğunu aslında bilirler. Bunu anlamak için doktora çok da ihtiyaçları yok. Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorsanız protokolü başlatın. Teşhis için beklemeyin. Birkaç hafta içinde yeniden tanıya ihtiyaç olmayacak. Çocuk kalkacak ve gelişim göstermeye başlayacaktır.

Beyin çok fazla toksisite biriktirdiğinde ve bu toksinlerin beynin yapısına fiziksel olarak zarar verdiğini algıladığında, beyin bir temizleme prosedürü geliştirir. Bir elektrik deşarjı gönderir, bütün toksinleri temizler. Ve bu epileptik bir nöbettirEpilepsi, beyin için bir emniyet valfidir. Beyin için bir temizlik prosedürüdür. Bu çocukların ihtiyaç duyduğu son şey, anti-epilepsi ilacı şeklinde denklemin dışında bir başka toksindir. Çünkü tüm anti-epilepsi ilaçlarında ana yan etkilerinden biri epileptik nöbetlerdir. Yani epilepsi ilaçları nöbetlere neden olurlar. Çocukların küçük bir kısmı, çocuğun ölümüne neden olacak denli tehlikeli bir epilepsi formuna sahiptir. Onlar ilaç tedavisi almalılar. Ancak çocukların büyük bir çoğunluğu bu grupta değiller. %90 dan fazlası. Bir nöbet geçirirler ve sonra aylarca herhangi bir nöbet yaşamazlar. Yine de bu çocuklar ilaç kullanırlar. Anti epileptik ilaç kullanımı nedeni ile çocuklarına zombi diyen sevgi dolu ebeveyn sayısını bilmiyorum. Çocuğun kişiliği gider; artık farklı bir insan olur. İlaçların bir sonucu olarak bir çuval patates olurlar ve öğrenemezler. Öğrenme güçlüğü geliştirirler. Hayalim bir gün bu çocukları ilaç tedavisi yerine GAPS diyetine koyan doktorların olması. Her şeyden önce ve onların büyük bir kısmında, nöbetler bir daha asla gerçekleşmeyecek. Bu çocuklar büyüdüğünde, uygun şekilde tedavi edilmedikçe GAPS lı yetişkinler olacaklar. Bu gençlerin başına gelecek ilk şey madde bağımlılığı olacaktır. Çünkü bunun için fiziksel bir nedenleri var. Ben bütün insanların mutlu olmak için doğduğuna inanıyorum. Tamamen mutluluk durumuna bizler nasıl erişeceğiz? Beynimiz tarafından serotonin, dopamin, norepinefrin, endorfin ve diğer nörotransmiterler kaynakları alınarak. Beyin bu kimyasalları pek çok değişik fonksiyon için kullanır. Onları daha fazla araştırdıkça, üzerine daha çok çalışma yaptıkça gördük ki bunlar bağırsaklarda üretiliyorlar. Serotoninin yaklaşık %100 ü bağırsaklarda üretiliyor. Dopaminin %75 i bağırsaklarda üretiliyor. Daha sonra kullanılmak üzere bu maddeler beyne taşınıyor. GAPS hastalarının anormal ve sağlıksız bir sindirim sistemi vardır. Yeterli serotonin, yeterli dopamin üretemez. Bazı zamanlar hiçbirini üretemez. Bu nedenle bu çocuklar depresif olurlar. Depresyon nedir, klinik olarak? Depresyon yeterli serotonin ve dopamin olmamasıdır. Bu nedenle bu çocuklar hayatlarının büyük bir kısmında depresif olarak büyürler. Morfin, eroin, esrar, içe çekilen tutkal, tehlikeli-gözü kara davranış, güvensiz seks ve bunlar gibi diğer stresli şeyler ile beyin için birkaç dakikalığına bu kaynakları üretebilirler. Hayatlarında ilk defa bu çocuklar yaşamın ne güzel şey olduğunu hissederler. Sonra bunu tekrar hissetmeyi isterler. Bunun için onları kim suçlayabilir? İşte bu şekilde ilaç bağımlısı oluyorlar. Bu çocuklara yardım etmek için bağırsaklarını iyileştirmemiz lazım. Başlamamız gereken nokta burasıdır. Bağırsakları iyileştirdiğimizde yeterli serotonin, yeterli dopamin ve yeterli diğer nörotransmitterleri üretmeye başlar. Ancak bu insan bu şekilde bütün bu maddeleri  kullanmayı bırakabilir. Bu insanlar için genellikle bu uzun bir iyileşme yolculuğudur. Depresyon yeterli serotonin, yeterli dopamin olmaması olup her depresif insan tedaviye bağırsağını iyileştirerek başlamalıdır. Problem şudur ki, biz onlara sorduğumuzda, pek çoğu bana “benim bağırsağım gayet iyi.  İshal yok, kabızlık yok, acı yok, gaz yok, hiç bişi yok gayet iyi” der. Fakat sonra biz onların bağırsak florasını test ettiğimizde anormal olduğunu görürüz. Neden böyledir? Bizim hepimiz farklı bünyeler ile doğarız. Bazılarımızın bünyesinde güçlü noktaları, bazılarımızın ise zayıf noktaları vardır. Eğer sindirim sisteminiz sizin bünyenizin güçlü bir noktası ise uzun bir süre durumu dengeler. Ama oranın içinde pek çok anormallik devam eder. Semptom görülmez. Bir insan vücudu 20 yıldır kansere sahip olabilir ve semptom olmadığı için bunun farkında olmayabilir. Vücut onun etrafında çalışır, dengeler. Yani sindirimle ilgili bir semptom olmasa bile bu insanlar iyileştirmeye sindirim sistemlerinden başlamalıdır. İyileşmeye başladıklarında bunun aslında her şeyin başladığı yer olduğunu fark ederler.
Madde bağımlılığı ve depresyondan sonra GAPS hastalarını bekleyen sorunlardan biri de yeme bozukluklarıdır. Kitabımda yeme bozukluklarını çok iyi anlatan bir konu vardı. Anoreksia, bulimia ve modern dünyamızda çok yaygın hale gelen diğer yeme bozuklukları. Obsessive kompulsif bozukluk, manik depresif bozukluk ve hepsinin kralı şizofreni de GAPS sorunlarındandır. Şizofreni adeta psikiyatristlerin diğer hiçbir tanıya uymayan tüm hastalarını attıkları bir çöp sepetidir. Bütün şizofreni hastalarının farklı olmasının sebebi de budur. Bu insanlar fiziksel olarak son derece hastadırlar. Mideleri ağrır, baş ağrısı vardır, migrenleri vardır, eklem ağrıları olur, artritleri vardır. Tüm kasları ağrır. Fibromiyaljileri vardır. Kronik sistisitleri vardır, bu insanların her çeşit problemleri vardır. O nedenle kişiyi tamamen iyileştirmek için tüm vücudu tedavi etmeniz lazım. Ve bu insanların hayatlarının geri kalanında bu protokolde kalmaları lazım. Yetişkinlerdeki epilepsinin sebebi çocuklardaki ile aynıdır. Beyninde yara izi olan yaklaşık  % 15-20 yetişkinimiz var. Bir araba kazası geçirmişler, travma yaşamışlar, damar genişlemesi, tümör çıkartılması yaşamışlar veya felç geçirmişler. Beyindeki bu yara epileptik nöbet oluşturabilir. Fakat ben şunu gördüm ki bu grup hastalarda bile GAPS beslenme protokolü uygulandığında ve sürdürüldüğünde nöbetler ya kesiliyor ya da ciddiyeti veya sıklığı azalıyor. Çünkü biz bu protokolle çok büyük miktarda toksini çıkartıyoruz. Şunu anlamalısınız ki sindirim sisteminizden gelen tüm toksinlerin %90 dan fazlası kanınızda yüzüyor. Hata yapmayın merkez orası. Sindirim sisteminiz vücudunuzdaki herhangi bir toksinin ana kaynağıdır. Önce bunu çözdüğünüzde vücut geri kalan kısmı ile baş edebiliyor. 
GAPS yani Bağırsak ve Psikoloji Sendromu şunları kapsar:
  • Tüm sindirim sistemi bozukluklarını IBS, IBD, gastrit, kolit, çölyak vb gibi,
  • Otoimmün hastalıkları (MS, romatoid artrit, tip 1 diyabet, lupus, osteoartrit, sedef, saç dökülmesi vb),
  • Pek çok çeşit Artritler,
  • ME, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu
  • Alerji, astım, egzema, saman nezlesi vb.
  • Endokrin bozuklukları (tiroid, Adrenal, PMS,)
  • Migren, nöropati, diğer nörolojik durumlar
  • Kronik sistisit, yatak ıslatma, nefropati,
  • Gıda intoleransı ve FPIES (Gıda Proteinine Bağlı Enterokolit Sendromu) vb 
Tüm sindirim bozuklukları GAPS rahatsızlıklarına sebep olur. Tamamı. Önce bağırsak florasını bozmadan sindirim sisteminde problem yaşamazsınız. Önce bağırsak floranıza zarar vermeden sindirim sisteminizde asla kanser geliştirmezsiniz. Çünkü sağlıklı bir bağırsak florası sizin sindirim sisteminize bir zarar gelmesine asla izin vermez. Ne yazık ki, batı dünyasında yaşayan insanların büyük bir kısmının anormal bağırsak florası vardır. 

Çok yaygın bir sıkıntı olan IBS de yani huzursuz bağırsak sendromunda ne olur? Aslında, İngilterede aile hekimlerine başvuran hastaların 3 te 1 i bu şikayetle gelir. Aşırı yaygın. Bu hastalık bağırsak disbiosisi olarak yeniden adlandırılmalı. Bu isim onun için daha uygun olacak. IBD (Inflammatory Bowel Dısorder), Yani inflamasyonlu bağırsak bozukluğu demek Chrohn’s hastalığı, her tür kolit, gastrit ve bazı diğer daha az yaygın bozuklukları kapsar. Bu durumda ne olur? Anormal floradan kaynaklanan toksinler sindirim sisteminin duvarında birikir. Toksinler insan vücudundaki proteinlere kendilerini tutturmaya meyillidirler. Onlar kendilerini protein moleküllerine tuttururlar. Bu proteinin 3 boyutlu yapısını değiştirir. Bağışıklık sisteminiz vücudunuzda onu teftiş ederek ilerler. Bağırsak duvarında değiştirilmiş proteini bulduğunda ona bakar ve şöyle der “Ooo, sen benim değilsin. Sen bir virüs olmalısın. Seni tanıyamadım .Sen kimsin” İlk önce spesifik olmayan bir tepki kullanır. Çabuk, acil bir cevap kullanır. Bu enflamasyondur. O bu durumda ilk önce bağırsak duvarında enflamasyon yapacak. Bu kişiye acı verir. Ağrı yapar, anormal dışkılamaya sebep olur ve daha pek çok semptoma. Eğer bu durum birkaç hafta boyunca devam ederse bağışıklık sisteminin bağırsak duvarında değişen bu proteinlere karşı antikor üretmek için yeterli zamanı olur. Böylece bingo. Sizin kendi sinirim sisteminize karşı otoimmün hastalığınız oldu. Chrohn hastalığı, tüm kolit tipleri, çölyak hastalığı tamamı sindirim sisteminin otoimmün durumlarıdır. Onların nasıl geliştiğinin mekanizması budur. Onları iyileştirmek için bağırsak florasını değiştirmeliyiz. O kişideki bağırsak duvarını iyileştirmeli ve delikleri kapamalıyız. Chrohn’s hastalığı, çölyak hastalığı gibi her çeşit koliti olan tamamen iyileşmiş büyük bir insan topluluğum var. Bunlar iyileştirilebilir. Tamamı.  Bizim ana akım tıbbımız semptomları kontrol etme noktasında ısrarcı. Herhangi bir şeyi iyi etmeye çalışmıyor. Bu nedenle bu hastalıkların tedavi edilemeyeceğine inanıyorlar. Bunlar iyileştirilebilir fakat ilaçlarla değil doğa ile çalışmalıyız.

Otoimmünite – Tüm otoimmünite bağırsaklardan doğar. İster romatoid artrit olsun, ister lupus, sedef, multipl skleroz ya da als olsun tüm otoimmün hastalıklar bağırsak bozukluğudur. Dünyadaki en büyük immunologlar artık son birkaç yıldır bu gerçeği doğrular. Sindirim sisteminiz ile ilgili bir semptomunuz olsun olmasın herhangi bir otoimmün hastalık ile ilgili bir teşhis konulduysa bağırsağınıza bakın. Onu iyileştirmeye odaklanın. Bağırsak floranızı normalleştirmeye odaklanın. Vücuttaki bağışıklık fonksiyonunuzun temelini değiştireceksiniz ve vücuttaki immun sistem uygun şekilde çalışmaya başlayacak.

Artrit - pek çok çeşit. Artrit nedir? Eklemlerde olan enflamasyondur. Bağırsaktan gelen toksinlerin proteinlere tutunduğunu söylemiştim hatırlarsanız. Vücudunuzdaki proteinin 3 te biri kollajendir. Bizim vücudumuzu bir arada tutan harika bir elastik proteindir. Bize sağlamlık verir ve yapımızı verir. Problem şudur ki kollajen üzerinde bağırsaktan gelen birçok toksin için çok popüler olan  pek çok reseptör vardır. Gelirler ve kendilerini bu kollajene tuttururlar. Böylece onların üç boyutlu yapısını değiştirirler. Böylece bağışıklık sistemi onu bulur ve ona saldırır. Sizin eklemleriniz neredeyse tamamen saf kollajendir. Onu çevreleyen tüm ligamentler, kapsül ve içteki sıvı hemen hemen saf kollajendir. Tüm artritlerin temel sebebi budur. Bağırsaktan başlayarak vücuttan toksinleri uzaklaştırdığınızda ne kadar kronik olursa olsun artritiniz ortadan kalkacaktır. İnsan vücudunun vücuttaki tüm hücrelerin kısa bir hayat yaşadığı ve sonra öldüğü sonra da yeni doğan hücreler ile yer değiştirdiği kendi kendine yenileme (self-regeneration) denen çok güzel bir özelliği vardır. Her 3 ayda bir yeni bir karaciğeriniz olur. Karaciğeriniz kendini değiştirir. Her yedi yılda, yeni bir iskeletimiz olur. Vücudumuzda tamamen yeni kemikler. O nedenle, eğer eklemlerinize hasar vermeyi keserseniz tüm hasta hücreler dökülecek, uzaklaşacak ve yeni sağlıklı hücreler onların yerinde geçecek. Böylece artritiniz geçecek.
ME, Fibromiyalji, Kronik Yorgunluk Sendromu- Bu konuya çok uzun bir zaman ayırma imkanım yok. Fakat şu bilinmeli ki bu insanlar yeterli enerji üretemezler. Vücutlarında biriken toksisite sebebi ile vücutlarındaki mitokondriler kapanmıştır. Öncelikli olarak toksinleri uzaklaştırmamız lazım sonrasında o kişi enerjisini geri kazanacaktır.
Alerji, astım, egzema, saman nezlesi vb- bizim bağışıklık sistemimizin pek çok kolu vardır. Fakat  Th1 ve Th2 çok önemlidir. Th1 polene, yiyeceğe, kimyasallara, kedilere, köpeklere atlara, tozlara, akarlara yani herhangi bir şeye karşı normal reaksiyonlardan sorumludur. Problem şudur- bu kol bağırsak florası tarafından bakılır; yani güçlüdür- çünkü onun işi budur-. Fakat bağırsak florası anormalleşirse bu kol ortadan kalkar. Sonra ikinci kol, Th2, ortadan kaybolan kardeşinin işlerini dengelemek için görevi devralır. Polenle, akarla, tozla, kediyle, köpekle, kimyasallarla, gıdayla mücadele eder fakat yanlış aletler kullanır. Sonuç olarak siz atopik olursunuz. Saman nezlesi geliştirmeye başlarsınız, polene reaksiyon gösterirsiniz, toz akarlarına reaksiyon gösterirsiniz astım olursunuz, sevgili kedi veya köpeğinize, gıdalara alerji geliştirirsiniz liste uzar gider. Bu durumdan kurtulmak için bağırsak florasına odaklanmamız gerekir. Bağırsak floranızı iyileştirin ve böylece kaybolan kol yeniden işini yapacaktır. Onları yeniden dengeye getirdiğinizde saman nezleniz duracak. Astım kaybolacak. Kedi veya köpeğinize alerji oluşturmayacaksınız. Kliniğimde kedilerine olan alerjilerini bir parça özel bir gıda yiyerek açan ve kapayan pek çok insan gördüm. Bu gıdayı yemediklerinde gece boyunca üzerlerinde kedileriyle mutlu bir şekilde  uyuyabiliyorlar. Yani bağırsak florasına odaklandığınız müddetçe alerji iyileştirilebilir.

Endokrin bozukluklar – bu çok kompleks bezeler sistemidir ve hepsi yüksek yağ dokularıdır. Bunlar yağda çözünen kurşun, civa, alüminyum, diğer toksik metaller , formaldehitler ve diğer küçük moleküler ağırlıklı toksinleri biriktirirler. Bu nedenle bu alanda bozukluk görülür. Bu toksisitenin önemli bir kısmı sindirim sisteminden gelir. Bu nedenle , düşük tiroid fonksiyonu, adrenal disfonksiyonu ve diğer endokrin durumları ile uğraşmak yerine başlanması gereken nokta sindirim sistemidir.

Migren, nöropati, diğer nörolojik durumlar – yeniden bizim sinir sistemimiz yüksek yağlı organlardır. Toksin biriktirir.

Kronik sistisit, yatak ıslatma, nefropati – Bu konudan bir süre bahsetmek istiyorum. Bu toksin nehri vücudunuza geliyor, etrafta geziniyor, hasara sebep oluyor fakat sonrasında vücuttan bir şekilde atılması gerekiyor. Önemli bir kısmı vücuttan idrar ile atılır. Kimyasallarla dolu bu toksik idrar mesanede birikirse mesanenin koruyucu tabakasını, glikozamioglikanlar, sıyırır, kronik inflamasyona neden olur. Kronik Sistisit. İnterstitial sistisit denir. Bizim ana akım doktorlarımız bu duruma çok alışık değildir. Kişi doktora gider, idrar tahlili yapılır fakat enfeksiyon yoktur. “Sana antibiyotik yazamam, sistisit yok” derler. Bu insanlara en sonunda psikiyatriste gönderilmeleri teklif edilir. Psikiyatrik ilaçlar başlanır. Bu kimyasal sistisittir. Enfeksiyon yoktur. Sindirim sisteminden kimyasallar gelmekte olup kimyasal sistisittir. Bu durumdan kurtulmak için bağırsaklarımızı iyileştirmemiz gerekiyor. Böylece toksisite nehri kesilecektir; idrar kendini temizleyecektir ve kronik sistisit, yatak ıslatma ve bu alandaki diğer problemler kaybolacaktır.
Gıda intoleransı ve FPIES – bağırsak duvarı hasar gördüğünde, gözenekli ve geçirgen olduğunda, yiyeceklerin emilmeden önce düzgün sindirilme şansı yoktur. Yeterince sindirilmeden emilirler. Sonra İmmun sistem bu iyi sindirilmemiş gıda parçalarını kanda bulur sonra bakar ki bunlar gıda değil , onları gıda olarak tanımaz ve saldırır. Bağışıklık kompleksleri ona tutunur ve o büyük bir molekül haline gelir. Bu atak da vücutta aklınıza gelebilecek herhangi bir semptoma sebep olabilir. Migrene neden olabilir, panik atağa neden olabilir, depresyona sebep olabilir, eklem ağrısına neden olabilir, sistisit, nefropati olabilir. Bu durum, FPIES, insanlığın başına gelmiş bir salgındır ve sadece anne sütüyle beslenen küçük çocuklara da olan budur. Onların bağırsak duvarı anne sütündeki sindirilememiş her şeyi absorbe edecek kadar hasarlıdır. Kusma , ishal , kusma, ishal çocuk kilo alamaz. Doktorlar test yapar ve bu çocuğun gezegendeki tüm proteinlere alerjisi olduğunu bulur. Sonra doktorlar onu içindeki çok fazla manganezden dolayı zehir olan ve otizme sebep olan soya formül mamaya başlatırlar ve ailelere de çocuklarınıza buharda pişmiş havuç verin derler. Hepsi bu. Bu bebeklerin ailelerinden oluşan bir grubum var ve çok güzel iyileşiyorlar. Et ve kemik suyu kullanan, bitkisiz GAPS diyeti uygulayan. Onların bağırsak duvarını yeniden inşa ettiğimizde bu çocuklar iyileşecek.
Çoğu GAPS hastasının yeme problemleri vardır. Bu çocuklar ve yetişkinlerin büyük bir çoğunluğu ince eleyip sık dokuyarak yiyen insanlardır. Bu genellikle GAPS ın ve anormal bağırsak florasının ilk semptomudur. Eğer çocuğunuz yemek seçiyorsa, yeme konusunda titizleniyorsa anormal bir bağırsak florası olabilir. Bir çocuğun yemekle yaygaracı olması normal bir davranış değildir. Neden? Çünkü bu çocukların bunun için  sağlam psikolojik sebepleri vardır. Öğrenme yetersizliği yaşayan çocukların %90 dan fazlasının bu problemi vardır ve yemeklerini tatlı ve nişastalı yiyecekler ile sınırlarlar. Ekmek, kahvaltılık gevrekler, çikolata, tatlı yoğurtlar ve belki muzla beslenmek isterler. Fakat bütün uygun olabilecek besinleri dışlarlar. Bu çocuğun içinde ne oluyor? Çocuk, kendisine zarar veren çeşitli yiyeceklere bağımlılık ve kısır bir döngü içerisinde mahsur kalmıştır. Ekmek yediği zaman, ya da çikolata veya bisküvi yediği zaman bu ve bunun gibi tatlı ve nişastalı besinler patojenik florasını besler ve onu pek çok toksine dönüştürür. Fakat bu mikroplar çok zekidir. Çünkü ürettikleri bu toksisitenin bir kısmı beyne geldiğinde keyif veren endorfin formundadır. Dolayısıyla beyin daha çok ister. Bu çocuklar ilaç bağımlısıdır. Bu başka türlü adlandırılamaz. Onların ilaçları onların sindirim sisteminde anormal bağırsak florası tarafından üretilir. Onları bu ilaç bağımlılığının kısır döngüsünden çekip kurtarmak için aileler çocukla birlikte mücadele vermelidir. Bunu yapmak mümkündür ve binlerce çocuk bunu başarmıştır. Kitabımda bir bölüm var “Beslenme Saati Of Hayır” adında. Bu kısımda bunun nasıl yapılacağını detaylı anlattım. Çocuğunuzu bu ilaç bağımlılığından nasıl kurtarabilirsiniz? Bağımlı oldukları ilaç şekerdir. İlaç buğdaydır. İlaç yedikleri bisküviler, kahvaltılık gevrekler ve krakerlerdir. Bu davranışsal bir modifikasyon tekniğidir.
Neyse, GAPS ın tedavisi kısmından bahsedelim. Onu nasıl tedavi edeceğiz? Onu GAPS Beslenme Protokolü adı verilen program ile tedavi edeceğiz. Bu programın en önemli parçası diyettir. Çünkü hakkında konuştuğumuz şey sindirim bozukluğu. Sizin sindirim sisteminiz uzun bir tüp ve sizin bu tüpü ne ile doldurduğunuz iyileşmeniz için çok önemlidir. Dolayısıyla 1 numaralı tedavi diyet olmalıdır. En önemli tedavi bu olup ancak bunun detaylarını anlatmak için yeterli zamanım yok. O nedenle şimdilik atlıyorum. Kaçınmamız gereken yiyecekler şunlar çünkü bunları çok zor sindiririz:
  • Tüm tahıllar
  • Nişastalı sebzeler
  • Şeker, ticari tatlandırıcılar
  • Süt şekeri laktoz
  • Nişastalı fasulyeler soya gibi
  • İşlenmiş gıdalar
  • Tüm gıda katkıları

📍İnsan sindirim sistemi bunları çok iyi sindirmek için dizayn edilmemiştir ve onlardan   neredeyse hiçbir besin alamayız. Önerilen yiyecekler ise:
  • Taze veya dondurulmuş etler
  • Taze veya dondurulmuş balıklar
  • Organ etleri
  • İyi kalite yumurta
  • Nişastasız sebzeler
  • Tüm olgun meyveler kurutulmuş meyveler dahil
  • Kuruyemiş ve tohumlar
  • Fermente yiyecekler
  • Soğuk extract bal
Bunları insan sindirim sistemi güzel bir şekilde parçalayabilir. Onlar insan vücudunun yapısının temelleridir.
Et ve Balık Stokları olarak
  • Ev yapımı et ve balık suları
  • Sularla yapılan çorbalar ve güveç
  • Evde yapılan et jölesi
  • Kemik iliği
  • Eklemler ve kıkırdak
  • Doğal jelatin
sayılabilir. 
Et ve balık stokları glikozaminoglikanları sağlar. Glukozamin sağlar, kollajen sağlar, jelatin ve diğer şeyleri sağlar. Ayrıca bu maddeler sizin bağırsak duvarınızı yapan şeylerdir. Sizin bağırsak duvarınızı yapan hücreler sadece birkaç gün yaşar. Onlar yıpranır, ölür ve yeni doğan hücreler ile yer değişir. Bu yeni bebek hücrelerin yapılması için yapı malzemelerinin kullanılması gerekir. Bağırsak duvarınız için gereken tüm yapı taşlarını bu gıdalar sağlar. Böylece trilyonlarca hücreye hayat verir. Böylece kendini yeniden inşa eder. Bu gıdaları tüketerek kendinize yeni bir bağırsak duvarı inşa edersiniz.

Fermente yiyecekler gezegene ayak bastığımızdan beri insanoğlunun yediği bir şeydir. İnsanlar için opsiyonel değildir. Almanya’da Sauerkraut unuz var. Mükemmel bir yiyecek. Onu evde yapın çünkü ticari olan ile aynı değil. Kendi lahananızı yetiştirin ve onu evde yapın. Neden? Çünkü gezegende var olduğumuz uzun yıllar boyunca buzdolabı yoktu , her şeyi alabildiğiniz süpermarketler yoktu. Yiyecekler mevsimlikti. Mesela lahananız Eylülde yetiştiyse eğer onunla hızlı bir şekilde bir şey yapmazsanız çürüyecekti ve yılın geri kalanında elinizde lahananız olmayacaktı. Dolayısıyla insanlar ne yaptı? Onu fermente etti. Fermente edilmiş bir lahana bozulmadan 5 yıl kalabilir. Tüm dünyada, tüm geleneksel kültürlerde, insanlar eti, balığı, sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılı, baklagili, fermente olabilen herhangi bir şeyi fermente eder. Fermantasyon bizim için ÖN SİNDİRİM işlemidir. Dolayısıyla besin öğelerini ondan ekstrakte etmek sindirim sistemimiz için kolaydır. Ve yüksek miktarda probiyotik yani sindirim sisteminde yaşamasını istediğimiz faydalı bakteri ihtiva ederler. Bunlar patojenleri dışlayacak, kovacak, öldürecekler. Sizin bağırsak floranızı onaracaklar. Eve gidip kahvaltınızla, öğle veya akşam yemeğinizle bir kaşık Sauerkraut alırsanız pahallı probiyotikler için para harcamanıza gerek kalmaz. Bağırsak floranız için yeterli miktarda almış olursunuz.

Doğal yağlar. Biz yağ fobisi olan bir dünyada yaşıyoruz.
  • Tüm hayvansal yağlar
  • Tereyağ ve sadeyağ
  • Hindistan cevizi yağı ve palm yağı
  • Soğuk sıkım zeytin yağı
İnsan fizyolojisi için uygun olan yağ hayvansal yağdır. Bitkisel yağlar, pişirme yağları zehirlidir. Kimse onları yememeli ya da onlarla yemek pişirmemeli. Bir hayvan eklemi pişirdiğinizde ondaki yağı biriktirin. Bir cam kavanozda biriktirerek buzdolabında saklayın. Yiyeceklerinizi bu yağla pişirin. Kaz yağı, ördek yağı, sığır yağı, kuzu yağı vb. insan fizyolojisi için en iyi yağlardır. Bizler için sindirimi en basit olan yağlardır ve en besleyici yağlardır. Bugün öğleden sonra kalp hastalığından bahsedeceğiz. Kalp hastalığı hakkında yazdığım kitap: Kalbinizi Ağzınıza Koyun. Bu diyetten bahsettiğim her hastam bana “Sizin diyetinizdeyken kalp krizinden ölecek miyim” diye soruyor. Yüzlerce hastaya açıkladığım gibi bu yağların kalp hastalığı ile bir alakası yoktur.

Supplementation (Takviye kullanımı)
Bizler GAPS hastalarında mümkün mertebe minimum takviye kullanırız. Çünkü takviyelerin içinde bağırsak duvarına zarar verebilecek çeşitli maddeler vardır.
  • Etkili bir probiyotik
  • Vitamin A ve D için cod liver oil
  • Esansiyel yağ asitleri
  • Multi vitamin, mineral, amino asit takviyesi
  • Sindirim enzimleri

Detoksifikasyon ve Yaşam Şekli Değişiklikleri
Gaps beslenme protokolünün çok önemli bir kısmıdır. Toksik bir dünyada yaşıyoruz. Yaşamlarımızda onlar olmadan mükemmel bir şekilde yaşayabildiğimiz sayısız kimyasalı kullanmak için baştan çıkarıldık. Bunların hepsi çok çok toksik. Hepimizin vücudunda detoks sistemi mevcuttur. Bunların merkezi karaciğer olmakla beraber her hücrede departmanları vardır. Vücudunuz kendisini her zaman temizler. Modern dünyada pek çoğumuz oldukça yoğun çalışıyoruz, çırpınıyoruz. GAPS hastalarında bağırsaklar hasar görmüş bağırsak florası nedeni ile toksisitenin ana kaynağıdır. Bu toksisite kaynağından GAPS beslenme protokolü ile kurtuluruz. Diyet bağırsak çeperini kurtaracak ve onaracaktır. Kişinin bağırsak florasını değiştirecektir. Böylece toksisite kaynağı ortadan kalkacak. Bunun üzerinde çalışırken detoks sisteminizi uğraştıracak daha fazla toksin eklenmemesi önemlidir. Bu nedenle genel toksik yükü azaltmamız gerekir. Her GAPS hastası için terk edilmesi gereken ilk şey evdeki tüm kimyasal malzemelerdir. Banyonuz bir süpürülmelidir. Bütün o renkli şişelerin atılması lazım. Çamaşır deterjanlarınız, bulaşık deterjanlarınız, temizleme kimyasallarınız, losyonlarınız, makyaj malzemeleriniz, şampuanlar, kremler, saç boyaları ve benzerleri. Kimya endüstrisi self regüle bir endüstri yani bu düzenleme olmadığı anlamına gelir. Doğada bulunmayan 80.000 farklı kimyasal  üretmişlerdir. Bizim vücutlarımız bu kimyasallar ile baş edecek şekilde programlanmamıştır. Onlarla ne yapacaklarını bilmezler. Onlar derimizden, ağzımızdan her yerden saniyeler içinde absorbe edilir. Kana karışır. Bir kimyasalı yuttuğunuzda kana karışmadan önce mutlaka karaciğerden geçecektir. Karaciğer bunun önemli bir kısmını nötralize edecektir. Fakat onu cildine sürersen saniyeler içinde kanına karışacak. Yani karaciğerden korunacaktır. Kanser hastalığının dünyada epidemik olmasının en temel sebebi kişisel bakım endüstrisidir. Muhtemelen 1 numaralı nedenidir. Bütün bu şeylerden kurtulun. Kural basittir yiyemediğiniz bir şeyi cildinize sürmeyin. Cildinize sadece yenilebilir şeyler sürülebilir. Zeytin yağı ve Hindistan cevizi yağı yüz için en iyi nemlendiricilerdir. Saçınızı çiğ yumurta sarısı ile yıkayabilirsiniz. Sovyetler Birliğinde sabun olmadan önce bizim yaptığımız şey buydu. Bütün Sovyet kadınları saçlarını yumurta sarısı ile yıkar. Herhangi bir şampuandan daha iyidir ve kafa derisini çok iyi temizler. Saçınızı toksinlerden arındırır. Dişinizi zeytin yağı ile fırçalayın. Banyonuza bir tabakta zeytin yağı alarak diş fırçanızı ona batırın ve dişlerinizi fırçalayın. Bu eski Hint tıbbında ayurvedik bir uygulamadır. Ağız içinden toksinleri uzaklaştırır; diş etlerinde ve ağız içinde bulunan kirlilikleri uzaklaştırır. Ağzınızı sağlıklı yapar. Sonuç olarak insan vücudu herhangi bir kimyasal madde ile yıkanmamalıdır; bu lanetli bir durumdur. Sizin cildiniz yağ salgısı oluşturmak için , cilt florası için yaşam oluşturmak üzere epey çalışır. Cildinizin kendi zengin bir florası vardır. Bu flora sağlıklı ve zengin olmalıdır. Sağlıklı olmak için de bir doğal yaşam alanına yani habitata ihtiyacı vardır. Banyo yaparken sabun, jel kullandığınız her zaman habitatı yıkayıp akıtırsınız. Cilt floranıza zarar verirsiniz. Cildinizi patojenler tarafından saldırıya ve kurumaya açık hale getirirsiniz. Egzama, sedef gibi cilt hastalıklarının temel nedeni budur. Kimyasallarla, sabunlarla vücudunuzu yıkamayın. Sade su yeterlidir. Bu çok çok önemlidir.

Juicing GAPS beslenme protokolünün önemli bir bölümüdür. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasında son 100 yıldır juicing çok önem kazanmıştır. 1 molekül cıvayı herhangi bir zarar vermeden vücut dışına güvenli bir şekilde uzaklaştırmak için bu moleküle taşıyıcılar bağlanmalıdır. Proteinler, amino asitler, enzimler, mineraller, vitaminler gibi - sadece bu durumda cıva vücuttan güvenli bir şekilde uzaklaştırılır. Juice beyin dokunuzdan, yağ dokunuzdan cıvayı yıkayacak maddeleri sağlar. Çünkü cıva yağda çözünür bir şeydir. Dünyadaki pek çok şelasyon protokolü sadece vücudunuzdaki cıvayı tutup vücudunuzdaki herhangi bir yere yeniden yapıştırıyor. Çünkü cıvayı bağlayacak ve vücuttan çıkaracak yeterli taşıyıcıyı sağlayamıyor.
Yine bu protokolde Epsom tuzu, deniz tuzu, deniz yosunu ve bikarbonat sodası ile her akşam banyo yaparız. Benim hastalarım her akşamda bir banyo yapmaları gerekir. Bu maddeler toksini vücuttan dışarı çeker besini de deri boyunca vücuda katar. Vücudumuzun her şeyi absorbe ettiğini hatırlayın. O bir süngerdir. Avrupa’da mineralli sular, spa lar, özel şifalı sular mevcuttur. Bizim yaptığımızda evde bunları kopyalamaktır.
Güneş banyosu da kesinlikle çok elzemdir. Güneş fobisi olan bir dünyada yaşıyoruz.Güneşte güneş banyosu yaptığımız zaman full spekctrum güneş ışığına ihtiyacımız vardır. Görelim veya görmeyelim.  iyileşmeyi atomik seviyede vücudunuzda moleküler seviyede normal hale getirirsiniz. Vitamin D güneş ışığı vitamini. Batı nüfusunun önemli bir kısmı bu vitamin bakımından oldukça yoksun. Çünkü insanlar güneşten korkuyor.  Bu vitaminin ana kaynağı güneş ışığı. Onu almak için güneş banyosu yapmamız gerekiyor; çünkü gıdalardan çok az alınabiliyor. Yeterince almak için güneşte bulunmamız gerekiyor. Güneş ışığının daha pek çok faydası var fakat şu an bunlara değinemeyeceğim. Biliyorsunuz ki Amerika’da güneşin zararları, kanser yaptığı iddia ediliyor ve bu da kimyasal endüstrisini güçlendiriyor. Losyonlar üretilmeye başlandı, bütün toplum güneş cilt kanseri yapar diye bilgilendirildi. Güneşin cilt kanseri yaptığına dair bir kanıt yoktur. Yapmaz. Onu önler ve iyileştirir. Cilt kanserine neden olan şey, diğer kanser türlerine neden olan şey ile aynıdır, vücudumuza doldurduğumuz kimyasallar, elektromanyetik kirlilik, ve diğer tüm kirlilikler. Kişideki detoksifikasyon sistemleri kurtarıldığında, şelasyon olmadan toksik metaller doğal yolla uzaklaştırılacaktır. Otistik çocuğu olan bir aile vardı ve çocukta kurşun, cıva ve diğer ağır metaller testler ile tespit edilmişti. Bu aileye bir yıl boyunca bunun için bir şey yapmayacağımızı söyledim. Biz sizin çocuğunuzun detoks sistemini çalışır duruma getireceğiz dedim. Çünkü bu tür çocuklarda bağırsaklardan karaciğerlere gelen toksisite seviyesi nedeniyle detoks sistemi bozulmuştur. Çalışmaz. Kişi toksinleri biriktirir. Detoks sistemi bir kez onarıldığında ve çalışması sağlandığında, henüz bilim adamlarının keşfedemediği bir şekilde yolundaki bütün toksinleri dışarı atacaktır. Gerçekten çok güçlü bir sistemdir. Bir yıl sonra bu çocukları yeniden test ettiğimizde, %85 ten fazlasında metallerin gittiğini görüyoruz. Bunun için özel hiçbir şey yapmadığımız halde. Kurşun gitti, cıva gitti, şelasyon yapmadık. 

GAPS Kitabım pek çok farklı dilde yayınlandı ve ben sürekli yıllardır bir sürü geri dönüş alıyorum. Bunları da GAPS Stories adında bir kitapta topladım. Fibromiyolji, ms, kronik yorgunluk, tüm mental hastalıklar, alkolizm gibi pek çok hastalıktan bu protokol ile iyileşen insanların hikayeleri mevcut. Tüm hastalıklar bağırsaklarda başlar.Bağırsak floramız içimizdeki topraktır.Ve yaşam canlılık toprakta başlar. 



🎀   🎀   🎀   🎀   🎀   🎀

Görüşmek üzere hoşkalın  


⏩  Devam Edece...🔜

📍 GAPS Bölüm 3



1 yorum:

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.