Sağlığını Korumayı Öğren: ESANSİYEL KAN TESTLERİ

29 Ekim 2019 Salı

ESANSİYEL KAN TESTLERİ


Söz konusu sağlığınız olduğunda işinizi tesadüflere bırakmak ister misiniz? Eğer istemeyen grupta iseniz bu gönderi tam size göre.
Hastalıkları tedavi edilebilecek kadar erken bir dönemde yakalamak için kan testlerinin düzenli olarak yaptırılması önemlidir. Diğer yandan halihazırda kronik bir hastalığınız varsa, rutin kan testi yaptırmak, doktorunuzun bu hastalığın ilerlemesini ve uygulanan tedavinin etkinliğini takip etmesini sağlar.
Kan testleri vücudunuzun size anlattıklarını duymanız, sinyalleri anlamanız için önemli bir başlangıç noktasıdır. Ayrıca bunlar hakkında sizlerin de fikir sahibi olması kontrolü ele alabilmeniz ya da vücudunuzun işleyiş mekanizmasını algılayıp ona daha vicdanlı davranabilmeniz için çok önemli. Öğrenerek, anlayarak kendi sağlığınızın kontrolünü ele alabilirsiniz.
Bu gönderiyi daha doğrusu aslında tüm gönderilerimi en çok bu mantıkla hazırlıyorum.Eğer sağlık sorunlarının mekanizmalarını anlayabilirsek onları önleyebilir ya da onlarla birlikte yaşarken dümenin bizde olmasını sağlayabiliriz.
Vücudumuzun içinde dolaşan KANIMIZ bize çok şey anlatır. Bir hastalık daha ortaya çıkmadan birçok sinyal verir. Bu sinyalleri fark eder ve erkenden önlem alırsak daha kaliteli bir yaşam yaşayabiliriz. Yani bilgi ile birlikte FARKINDALIK da çok önemlidir.
Farkındalık kelimesini daha açmak gerekirse örneğin eskisinden daha kolay yoruluyorsunuz ve uykuya dalamamaya başladınız, daha çok üşüyorsunuz. Vücudunuz size bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Siz onu duyar ve uyarılara kulak verirseniz gerekli önlemleri alabilirsiniz.


TAM KAN SAYIMI (HEMOGRAM)

Tam kandaki hücreleri saymak için kullanılan testtir. Genel olarak WBC (lökositler), RBC (eritrositler), PLT (trombositler)'in sayıları ve hücrelerin bazı fiziksel özelliklerine, büyüklüğü ve şekline ait bilgileri içerir.

Anemi, enfeksiyonlar, lösemi , alerji, kan pıhtılaşması ve bazı kanama bozuklukları için yararlı bilgiler sağlar. Aynı zamanda diyetinizin dengeli olup olmadığı hakkında fikir verir.
Buradaki  değerlerin  birçoğu yaşam kaliteniz ve uzun ömürlülüğünüz üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Örneğin, yüksek bir hemoglobin, kan basıncınızı ve kan pıhtılaşma riskinizi artırabilirken, düşük beyaz kan hücresi sayısı, enfeksiyonlar için kolay bir hedef oluşturuyor olabilir.
Hemoglobin alyuvarlarda bulunan bir madde. Görevi akciğerlerden aldığı oksijeni vücudun her yerindeki hücrelere götürmek, orada biriken karbondioksiti de alarak akciğere geri getirmektir.Hemoglobinin azalması kansızlık olduğuna işaret ediyor. Hemotokrit ise kan hacminin ne kadarının alyuvarlardan oluştuğunu anlamaya yarıyor. Bu değerlere bakılarak bir sonraki aşamada “demir, demir bağlama kapasitesi, B12 vitamini ve folik asit analizleri” ne bakılıyor.
TİROİD TESTLERİ
Tiroid hormonları metabolizmanızın hızını kontrol eder. Kolesterol seviyenizi , vücut sıcaklığınızı ve insülin hassasiyetinizi etkiler. Az ya da aşırı aktif tiroid kilo, enerji düzeyleri ve ruh hali ile ilgili sorunlara neden olabilir. Yetersizliğinde bu nedenle vücut sıcaklığında düşme, yorgunluk ve yavaşlık, kabızlık, açıklanamayan kilo alımı, saç dökülmesi, depresyon, kuru cilt  gibi düşük metabolizma hızına bağlı bulgular gözlenir.
  • TSH,
  • Serbest T4,
  •  Serbest T3,
  • Anti TG,
  • Anti TPO,
  • Selenyum , Çinko
  • İdrarda İyot

ilk etapta yapılması gereken testlerdir.

TSH’nın artışı yetersiz çalışan (hipotiroidi), azalması ise aşırı hormon üreten (hipertiroidi) bir tiroid bezinin varlığına işaret eder. Antikorların da bakılması çok önemlidir. Bu yolla otoimmün bir tiroid hastalığı var mı öğrenmek mümkün olabilir.

KAN ŞEKERİ , İNSÜLİN, İNSÜLİN DİRENCİ
Açlık, tokluk kan şekeri ve insülin seviyeleri sık yapılan testler arasındadır. Kandaki şeker, hatta yağ ve ürik asit metabolizması hakkında fikir edinmek için sadece açlık şekeri ve insülini ile yetinmemek, tokluk kan şekeri ve insülinini ,HbA1c değerini, insülin direncini de kontrol etmek gerekiyor.
Bu testler ile prediyabet veya diyabet varlığı değerlendirilir.

ALT/AST/ALP/GGT
Bu dört test karaciğer fonksiyonları araştırılırken sık sık başvurulan önemli incelemeler. Bu enzimlerin birlikte yükselmesi, beklenen bir karaciğer hasarı halinde hekimleri daha detaylı araştırma yapmaya sevk ediyor. GGT’deki artış ise glutatyon yetersizliğine işaret ediyor.
Şeker hastalığınız, şişmanlık veya metabolik sendrom  problemleri varsa ve AT/AST değerleriniz yüksekse karaciğer yağlanması akla gelmelidir. Total Bilirubin, Direkt Bilirubin, Total Protein, Albumin diğer önemli parametrelerdir.

SEDİMANTASYON HIZI
Vücudunuzda bir enfeksiyon, iltihabi bir hastalık veya kanser gibi bir sağlık sorunu, romatizmal bir problem söz konusuysa bu testin değerlerinde artış olacaktır. Son derece ucuz, güvenilir ama yorumlanması oldukça güç olan bir kan analizidir.

KOLESTEROL (LDL, HDL, TOTAL ) VE TRİGLİSERİT
Lipid paneli, kolesterol ve trigliserit seviyenizi ölçer. Bu belirteçler kalp hastalığına güçlü bir şekilde bağlıdır. İşleri sağlama almak için, iyi kolesterolünüzün (HDL) yüksek ve kötü kolesterolünüzün (LDL) ve trigliseritlerin optimum seviyede olduğundan emin olmalısınız .

Bu testler biraz tartışmalıdır ve eğer daha yüksek kalp hastalığı riski altındaysanız, muhtemelen sadece bu belirteçlerden daha fazlasını takip etmek isteyeceksiniz (ApoB, Lp (a) ve LDL partikülleri gibi testleri kontrol edin). Fakat çoğu zaman, rutin bir lipit paneli kalp sağlığınıza dikkat çekmek için harika bir testtir!
ÜRE, KREATİNİN, eGFR(GLOMERÜLER FİLTRASYON HIZI) , ÜRİK ASİT

Böbreklerimiz en hayati organlarımızdan . atıkları vücudumuzdan uzaklaştırıyor ve vücut sıvı dengemizi düzenliyor.Böbrek hastalıkları ilk dönemlerinde bulgu vermeyerek sinsi ilerleyebilir. Temelinde ise hipertansiyon, diyabet gibi hastalıklar yatmaktadır. Bu nedenle rutin testler  ile takibi önemlidir.
Böbrek hastalıklarının olası uyarı işaretleri ellerde, yüzde,bacakta şişkinlik, düşük idrar üretimi, nefes darlığı, uyku güçlüğü, yüksek tansiyon, üşüme yorgunluk olabilmektedir.
Eğer “böbreklerim acaba iyi çalışıyor mu?” diye merak ediyorsanız güvenebileceğiniz en ucuz ve güvenilir test kanda kreatinin seviyelerinizi ölçtürmenizdir.
Kreatinin sadece böbreklerle temizlenebilen atık bir madde. Kandaki seviyesini ölçmek böbreklerin ne kadar iyi çalıştığı hakkında doğru bir fikir veriyor.
Normalde böbreklerden atılan toksik bir atık olan ürik asidin kanda yükselmesi metabolik bir soruna, insülin direncine, böbrek hasarına, kemik iliğinde aşırı kan hücresi üretimine ama her şeyden önemlisi gut hastalığına işaret eder.
Ürik asit zor bir dengedir. Çok fazla ürik asit böbrek taşı ve guta neden olur ve kalp hastalığı, diyabet ve kanser riskinizi artırır. Öyleyse ne kadar düşükse, doğru mu? Tam olarak değil. Ürik asit ayrıca doğal bir antioksidandır – kanın antioksidan kapasitesinin % 60’ını oluşturur. Ayrıca, çalışmalar beyni Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklardan koruyabildiğini göstermektedir. Bu yüzden ürik asidi dar bir optimal aralıkta tutmak gerekir.

B12 VİTAMİNİ VE D VİTAMİNİ SEVİYELERİ
Bu iki vitaminin kan değerleri ölçümlerinden son yıllarda yaygın olarak faydalanıyoruz. Bu sayede hem bağışıklık, bellek kusurlarına yol açabilen, hem de kanser, kalp damar hastalığı risklerini artırabilen sorunlardan kurtulmuş oluyoruz.
Bu analizler bize aynı zamanda o kişinin beslenme ve metabolik durumu hakkında da fikir verebiliyor.
Özellikle 40’lı yaşlardan sonra tarama programlarınıza bu iki analizi mutlaka ekletmenizi tavsiye ederim.
D vitamininin yıllık ölçümlerini çocuklar ve gençlerde de yaptırmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü düşük D vitamini düzeyleri kalsiyum emilimini engellediği için kemik kaybına neden olacaktır.
B12 vitamini vücudun temel mekanizmalarından olan metilasyon döngüsüne katılan vitaminlerdendir. Bu nedenle sinir hücreleri başta olmak üzere pek çok fonksiyonu vardır. Kansızlık da dahi akla gelmelidir.
Yorgunluk, vücut direncinin düşmesi, bel ağrısı, kas ağrıları, kuvvet kaybı, denge problemleri, sindirim sorunları, obezite, duygudurum dalgalanmaları , uykusuzluk, saç dökülmesi, göz altı morlukları, unutkanlık, uyuşmalar,  aşırı terleme ya da sürekli üşüme ve zayıflamış bağışıklık problemleri yaşıyorsanız aklınıza bu iki vitamin ölçümü mutlaka gelmelidir.

DEMİR / FERRİTİN
Tıpkı B12 ve D vitamini eksikliği gibi demir eksikliği de diğer bir yaygın besin yetersizliği olup  aneminin önde gelen nedenidir. Demir eksikliği yaygın bir problemdir. Diğer yandan, bazı kronik hastalıklar vücudumuz için son derece toksik olan aşırı demir yüküne neden olabilir.
Demir eksikliği anemisi sonucu vücutta hemoglobin seviyesi düşer ve dokulara oksijen taşınamaz. Kalp bunu telafi etmek için daha hızlı çalışmak zorunda kalır. Bu nedenle çarpıntı, kalbinizin sesini duyacak kadar hissetme problemleri yaşanabilir.
Çabuk yorulma, nefes darlığı, solukluk, saç dökülmesi, dudak çatlaması , ağız yaraları, sinirlilik durumlarında bu testlerin es geçilmemesi çok önemlidir.

MAGNEZYUM, KALSİYUM
Vücuttaki 325 ten fazla enzim sisteminin magnezyuma ihtiyaca vardır. Kanda bakılan magnezyumun normal olması hücrelerde magnezyum açlığı olmadığı anlamı taşımamaktadır. Bu nedenle hücre içi magnezyum değerinin bakılmasını öneririm. Kas, kemik ve beyin için çok gerekli olan bu mineralin eksikliği yaygın olup eksikliğinde kas krampları, kas ağrıları, yorgun uyanma, stres bozuklukları, anksiyete, migren şikayetleri görülür. Ayrıca magnezyum eksikliğinde D vitamini de görevini tam olarak yapamayacağı için kemik erimesi gibi sıkıntılara yol açar.

Hs-CRP
C-reaktif protein (CRP), bakteri ve virüslerle savaşan ve enfeksiyona yanıt olarak artan bir proteindir. Ancak kronik strese yanıt olarak da artar. Bedenimizdeki iltihabi süreçleri, mikrobik ya da mikrobik olmayan yangısal gelişmeleri, periodondal (diş eti) hastalıkları, hatta muhtemel kanseröz gelişmeleri takipte işe yaradığı gibi, damarlarımızdaki plak oluşumu süreçleri hakkında da bilgi verebilen son derece değerli bir test olarak mutlaka yapılmalı.

HOMOSİSTEİN, FOLAT
Homosistein yüksekliği sessizce seyreden bir durumdur ve kardiyovasküler hastalıklar, felç, demans, osteoporoz için bir risk faktörüdür. Damarlar için zarar vericidir. Homosistein metilasyon ile metiyonine dönüştürülür.Bu süreçte de B6, B12 ve B9 yani folik asit gerekir. Bu  nedenle folat veya vitamin B12 eksikliğiniz size homosistein seviyeleriniz hakkında bilgi söyleyebilir

SODYUM VE POTASYUM
Sodyum vücudumuzda en çok bulunan minerallerden birisidir. Sodyum genellikle sofra tuzu veya tuzlu gıdalarla alınır. Sodyum, damarlar içindeki kanın miktarı ve tansiyonumuzun kontrolünde önemli rol oynar.
Kandaki sodyumun normal sınırlarda olmasını bazı hormonlar(Aldosteron, kortizol, antidiüretik hormon gibi) ayarlamaktadır.
Eğer kandaki sodyumun miktarı 136 mEq/L’nin altına inerse sodyum düşüklüğü var denir. Kanda sodyum düşüklüğü ya vücutta aşırı su birikmesi nedeniyle ya da aşırı sodyum kaybı nedeniyle oluşur. Kortizol hormonunun az olması, tiroit hormonlarının az olması kanımızda sodyum miktarını azaltabilir. ADH hormonunun aşırı salgılanması ise vücutta su miktarını artırarak kan sodyumunu azaltabilir. Kandaki sodyum düştüğünde baş ağrısı, bulantı, kusma, kas krampları, yorgunluk ve baygınlık meydana gelir.
Potasyum:
Hücrelerin düzenli çalışması için çok gerekli olan potasyum, hücre içinde hücre dışına göre 30 kat daha fazla bulunur. Potasyum, sinirlerin iyi çalışmasını, kasların kasılmasını ve kalp kasının iyi çalışması sağlanır. Fazla sodyum/tuz alımı ve az potasyum alımı birçok kronik hastalığın gelişimine neden olmaktadır. Potasyum kanımızda azalırsa yorgunluk, halsizlik, kaslarda güçsüzlük, kas krampları ve bağırsaklarda felç oluşur. Şiddetli potasyum azlığında kaslar çalışamaz ve kalp ritmi bozulur ve hatta kalp durur. Kanda potasyumun fazla olması da zararlıdır. Potasyum yüksekliği genellikle böbrek yetmezliğinde, bazı idrar söktürücü ilaçlar kullanıldığında ve aldosteron hormonunun böbreküstü bezinden az salgılanması durumunda oluşur. Potasyumu yüksek kişilerde kalp atışlarında bozukluk, el ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.