Sağlığını Korumayı Öğren: HAŞİMOTO

3 Kasım 2019 Pazar

HAŞİMOTO





KAYNAKLAR:

HAŞİMOTO NEDİR?
Haşimoto modern zamanların salgını. Haşimoto bir tiroit hastalığından daha fazlasıdır; otoimmün bir hastalıktır. Aynı zamanda hipotiroidiye neden olan  ana sebeplerdendir. Pek çok hipotiroid hastası aynı zamanda Haşimoto hastasıdır; fakat bunu bilmemektedir. Çünkü sıklıkla yapılan hastane kontrollerinde tiroid hormonları test edilip tiroid antikorları kontrol edilmediğinden HAŞİMOTO TANISI ALMAMAKTADIR.



Haşimoto anti TPO ve/veya anti TG antikorlarının birinin ya da her ikisinin birlikte ortaya çıkardığı tiroid bezine yönelik bir bağışıklık fonksiyonu problemidir. Tiroit hormonlarının ve TSH ın normal olduğu ancak antikorların yüksek olduğu hastalarda henüz tiroid yetmezliği gelişmemiş Haşimoto hastalığı vardır.

Haşimoto Hastalığında vücudunuzun bağışıklık sistemi tiroid bezine karşı antikor üretir. Vücudun normalde yabancı moleküllere saldırırken kullandığı antikor adı verilen vücudun silahları  tiroid bezine saldırır, tahrip eder ve çok fazla iltihap oluştururlar. Zaman içinde tiroid bezi iyice hasar görür, yeterli hormon salgılayamaz hale gelir. Bu şekilde tiroid bezini yok ederler. Bu zamanla kanda tiroid hormon seviyelerinin azalmasına ve nihayetinde hipotiroidizme neden olur.

Haşimoto hastalığı dünyadaki en yaygın otoimmün hastalıktır. Hipotiroidizmin yaklaşık % 90'ına Haşimoto hastalığı neden olur. Klasik tıpta Haşimoto hastalığının otoimmün bileşeni için herhangi bir tedavi sunulmamaktadır. Geleneksel tıp, Haşimoto tiroidini önemli bir sorun olarak tanımıyor. Bununla demek istediğim, Hashimotonuz varsa uygulanan tedavi sadece hipotiroidiniz varsa uygulanan reçeteli  tiroit hormon ilaç tedavisi ile aynı tedavidir. YANİ OTOİMMÜN BİLEŞENE YÖNELİK HERHANGİ BİR TEDAVİ UYGULANMAMAKTADIR.

Bu sebeple burada hastaya çok büyük görev düşmektedir. Öncelikli olarak tiroit hormonlarının yanı sıra tiroit antikor ölçümlerini de mutlaka yaptırmalıdır. Hormon tedavisinin yanı sıra beslenmeden takviye tedavilerine kadar hastalığına bütüncül yaklaşabilen bir hekim ile geç olmadan tedavide doğru bir yaklaşım geliştirilmelidir.



Haşimoto Hastalığınızın NEDENLERİ iyileşme sürecinizin temelini oluşturur. Aslında bu NEDENLER anahtar noktadır. Çünkü bir kişinin Haşimoto hastalığının nedeni Haşimotolu başka bir kişiden tamamen farklı olabilir. Bugün özellikle bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Listeyi incelediğinizde göreceğiniz gibi ENFEKSİYONLAR bu otoimmün hastalığın önemli ve sıklıkla göz ardı edilen bir nedeni. EPSTEİN-BARR VİRÜSÜ muhtemelen Haşimoto tiroid hastalığına neden olan en yaygın enfeksiyondur. Epstein-Barr virüsü, öpücük  hastalığı olarak da bilinen mononükleoza neden olan virüstür. Bu nedenle Haşimotolu hastalarda  kan testleri ile bu ve diğer listelenen yaygın virüsler açısından test yaptırabilir.

Helicobacter Pylori gibi mide-bağırsak enfeksiyonlarının da Haşimoto ile bağlantısı vardır. Bu yüzden tedavide mide-bağırsak fonksiyonlarını iyileştirmek kaçınılmazdır. Ayrıca haşimoto hastaları sinüs, kulak burun ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha hassas olurlar.

Diğer yandan listeden de göreceğiniz gibi emosyonel durum ve travmalar da haşimoto hastalığında oldukça önemli bir etkendir. Bu tür faktörler sorgulanmadığı için kortizol ve adrenal yetersizlikler es geçilmektedir. Haşimoto hastalarında bu nedenle gerek beslenme ile gerekse uygun takviyeler ile adrenal fonksiyonlar adım adım desteklenmelidir.

Haşimotonun arkasındaki faktörler arasında iyot da yer almaktadır. Çok fazla ve çok düşük iyot seviyeleri tiroidlerimiz için zarar vericidir. Takviye yapılmadan önce mutlaka seviyeleri ölçülmelidir. Flor, klor, brom maruziyetinin iyot alımını azaltan faktörler olduğu akılda bulundurulmalıdır.



Haşimato SİNSİ ilerleyen bir durum olup 5 aşaması vardır:


1. AŞAMA: Kişi haşimoto oluşumu için genetik yatkınlığa sahiptir. Ancak aslında tiroid veya otoimmün hastalığı yoktur.Tiroid fonksiyonları normaldir ve tiroide yönelik bir saldırı henüz yoktur.


2. AŞAMA: İmmün sistem, tiroid bezini yabancı bir saldırgan olarak algılamaya başlar. Kişide semptomlar başlamıştır ancak TSH, T3 ve T4 değerleri normaldir. Bununla beraber tiroid antikor testleri kişinin tiroid antikorlarının yükselmeye başladığını gösterebilir.


3.AŞAMA: Tiroid, hasarı telafi etme yeteneğini kaybeder ve tiroid hormonu üretimi etkilenmeye başlar. Bu aşamada T3 ve T4 ''normal'' seyrederken TSH 2 ile 10 arası değerleri göstercektir.Bu da sıklıkla klinik belirti vermeyen hipotiroidizm olarak tanımlanır.






4.AŞAMA: Tiroid bezi tiroid hormonlarını üretme yeteneğini kaybettip tiroid bezi yetersizliği oluşmuştur. Tiroid bezinin çok büyük bir bölümü tahrip olmuştur. TSH yükselecek, T4 ve T3 düşük olacaktır ve artık siz ''tanı konulabilir'' ve ''tedavi edilebilir'' kabul edilirsiniz !!



5.AŞAMA: Sjögren, lupus, romatoid artrit gibi bir çok diğer otoimmün hastalıkların gelişimi başlar. Tedavisi çok önemlidir; geciktirilmemelidir yeni eklenebilecek otoimmün hastalıkları önlemek için periyodik kontroller yapılmalıdır.


!! Bir otoimmün hastalığınız olduğunda, diğer otoimmün hastalıklar geliştirme riskiniz yüksektir. Tiroid bezinize otoimmün saldırıyı sakinleştirmek için hiçbir şey yapılmazsa, bağışıklık sisteminizin vücudunuzun diğer bölgelerine saldırmaya başlama ve aşağıdaki hastalıkları geliştirme riski artar.
  • Romatoid artrit
  • Vitiligo
  • Pernisiyöz anemi
  • Tip 1 diyabet
  • Sedef hastalığı
  • Multipl Skleroz
  • Alopesi Areata
  • Sistemik lupus eritematoz



Haşimoto semptomları
  • Yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk
  • Kolay üşüme
  • Kramplar, eklem ağrıları
  • Kilo alma
  • Seste değişiklik
  • Gebe kalmada güçlük
  • Kuru cilt ve saç
  • Unutkanlık
  • Depresyon, anksiyete
  • Hareketlerde yavaşlama
  • Göz altlarında ve yüzde şişme; ödem
  • Tiroitte büyüme, guatr
  • Kabızlık
  • Saç dökülmesi

!! Kadınlarda erkeklere oranla daha yüksek görülür. Yaklaşık 8 kat daha fazla (Birçok otoimmün hastalıkta olduğu gibi )


Ailede hastalık öyküsü olanlarda, sigara içenlerde ve başka otoimmün hastalığı olanlarda görülme riski daha fazladır.


HAŞİMOTODA YAPILMASI GEREKENLER

# 1 Gluteni ve Kazeini Diyetinizden Çıkartın
Haşimoto hastalığı ile gluten intoleransı arasında çok güçlü bir bağlantı vardır, bu yüzden tüm hastalarıma gluteni diyetlerinden çıkarmasını öneriyorum. Gliadin, glutende bulunan ve tiroid ile benzer bir moleküler yapıya sahip olan bir proteindir. Bu, Haşimoto'lu biri için büyük bir sorun olabilir, çünkü vücut tiroid ve gliadin arasında ayrımı yapamayabilir, bu nedenle bağışıklık sisteminiz her ikisini de işgalci ve saldırı olarak işaretler. Gluteni diyetten çıkarmak, Hashimoto’nun enflamatuar bir durum olması nedeniyle başka bir önemli adım olan vücuttaki iltihabı azaltmaya da yardımcı olmaktadır. Hastalarımın çoğu, gluteni diyetlerinden çıkardığında büyük bir iyileşme görmektedir. Birçoğu daha enerjik hissediyor, daha az şişkinlik ve diğer sindirim rahatsızlıkları yaşıyor ve beyin sisi azalarak kayboluyor. Bununla birlikte, gluteni diyetlerinden çıkaran herkesin hemen daha iyi hissetmeyeceğini bilmek önemlidir.

# 2 Gıda Hassasiyetlerinizi Tespit Edin
Haşimoto’nun otoimmün bir durum olması nedeniyle, vücudunuzun da reaksiyona girdiği yiyecekler de dahil olmak üzere enflamatuar yiyecekleri diyetinizden çıkarmak önemli bir adımdır. Gereksiz iltihap kaynakları, bağışıklık sisteminizi olduğundan daha fazla kışkırtmaktadır. Eliminasyon diyeti yaparak hangi yiyeceklerin sizi hasta ettiğini ve hormon dengesini sağlamak ve daha iyi hissetmek için diyetinize hangi yiyecekleri dahil etmeniz gerektiğini belirleyebilirsiniz.

# 3 Stresinizi Azaltın
Stres azaltma, herhangi bir hastalıktan kurtulmanın büyük bir parçasıdır ve Haşimoto’nun bir istisnası yoktur. Stres her şeyi daha da kötüleştirebilir ve daha fazla hormon dengesizliğine yol açabilir. Beyninizin şu anda hazır olması için eğitilmesine ve gereksiz stres etmenlerini durdurmasına yardımcı olmak için farkındalık eğitimlerini tavsiye edebilirim. Ayrıca genel stres azaltma için yoga, meditasyon ve orta seviyede günlük egzersizi öneririm.

# 4 Gerekli Tüm Testleri Yaptırın
Doğru test, Haşimoto hastalığının iyileşmesinin önemli bir parçasıdır.  Tam bir tiroid paneli (tiroid hormonları ve antikorları vb), gıda duyarlılığı testleri, çeşitli enfeksiyon testleri,  ağır metal testleri, adrenal bez testleri, kan şekeri, mineral ve vitamin testleri mutlaka detaylı bir şekilde yapılmalıdır. Tüm bu testler Haşimotoları tedavi etmek için bütünsel yaklaşımın bir parçasıdır. Tiroid panel testleriniz değerlendirirken konvansiyonel tıp aralığına göre değil fonksiyonel tıp referans aralığına göre değerlendirme yapılmalıdır.

# 5 Kök Nedeninizi Ortaya Çıkarın
Bütüncül Tıp doktoru olarak Haşimoto hastaları ile çok sık çalışıyorum ve herkesin farklı bir kök nedeni olduğunu öğrendim. Birisi altta yatan tek bir tetikleyici faktöre sahip olsa da, bir başkası bir avuç sebebe sahip olabilir. İşte benim uygulamada yaygın olarak gördüğüm bazı kök nedenler:
  • Ağır metal toksisitesi
  • Bağırsak enfeksiyonları
  • HPA ekseni disfonksiyonu
  • Kan şekeri dengesizliği
  • Vitamin/mineral eksiklikleri
  • Gıda duyarlılıkları
  • Emosyonel sebepler

Kök nedeninizin ne olduğunu anlamak, Haşimoto hastalığını doğru tedavi etmek için önemlidir.

Yani:

*Bağırsaklar tedavi edilmelidir
Haşimoto hastalarında tedavi tüm diğer otoimmün hastalıklarda olduğu gibi bağırsaktan başlamalıdır. Disbiyosis (bağırsak flora bozukluğu), Geçirgen bağırsak, SIBO gibi kronik bağırsak sorunları çözülmelidir. Bu şekilde bağırsaktaki kronik enflamasyon ortadan kaldırılabilir.

*Beslenme düzeltilmelidir
Bağırsak florasını bozan ve kronik enflamasyonu artırarak otoimmün reaksiyona yol açan gıdalar ve unsurlar diyetten çıkarılmalıdır.

  • Rafine şeker, fruktoz şurubu ve suni tadlandırıcılar
  • Gluten
  • Süt ve süt ürünleri (Kazein ve laktoz)
  • Lektin ve fitatlar
  • İşlenmiş, rafine edilmiş gıdalar ve katkı maddeleri (msg, sulfit ..)
  • Toksik halojenler içeren gıdalar (flor, klor, brom)
  • Genetiği değiştirilmiş gıdalar (GDO), soya
  • Lifsiz ve sağlıklı yağdan fakir beslenme
  • Gıdalardaki zirai ilaç kalıntıları
  • Ağır metal içeren gıdalar ve kozmetikler
  • Hormon bozucu zeno östrojenler 


*Vitamin ve mineral eksiklikleri (mikronutrientler) tamamlanmalıdır.
Bağışıklık sisteminin yeniden dengelenebilmesi, vücudun enflamasyondan temizlenmesi ve kendisini yenileyerek sağlıklı bir metabolizmayı devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu tüm unsurlara ait eksiklikler laboratuar testleri ile tespit edilmeli ve bu eksiklikler bütüncül bir tedavi yaklaşımıyla yerine konmalıdır.

İyot
Haşimoto hastalarında iyot dengesi hassastır ve hastanın  idrar iyot düzeyleri mutlaka takip edilmelidir. Yetersizliği kadar fazlası da zarar vericidir.İyot  sadece tiroit fonksiyonları için değil östrojen dengesi, beyin, meme, akciğer, prostat sağlığı için de çok önemlidir.  Özellikle iyotun gıdalarla alımının yetersiz olmasının yanı sıra flor, krom, brom gibi iyota moleküler olarak benzeyen diğer halojenler de iyotun yerini alma potansiyeline sahip olup iyot fonksiyonlarını engellemektedir. Bu nedenle halojen toksisitesinden korunmak gerekir. Klorlu içme suları, havuzlar, florlu diş macunları, koruyucu olarak brom içeren gıdalar, yazar kasa fişleri, saç boyaları bu toksik kirliliği artıran faktörlerdir.
Günlük ihtiyaç 150-200 mcg kadar olsa da bu tür halojenler varlığında bu miktar yetersiz kalabilmektedir.  İyot dışardan takviye edildiğinde tiroit peroksidaz aktivasyonu artmaktadır. Bu nedenle iyot takviyesi öncesi vücudun demir yeterliliği önemli bir ayrıntıdır. Haşimoto hastalarında iyot mutlaka doktor kontrolünde antikorlar düşme eğilimine geçtikten sonra kullanılmalıdır.

Ferritin
Demir eksikliği tiroit hormon üretimini bozabileceği gibi fazlalığı da oksidatif hasara neden olabilmektedir.  Kronik demir eksikliğinin kökeninde mide asidi yetersizliği ve SİBO nun olabileceği unutulmamalıdır.Ferritin değerleri haşimotolu hastalarda takip edilmelidir ve 40-60 ng/ml aralığı optimum olarak baz alınabilir. Tabi laboratuar değerleri kadar klinik bulgular da önemlidir.

Selenyum
Selenyum hem T4 ün T3 e dönüşümünde rol almaktadır hem de vücudumuzun master antioksidanı glutatyonun  kullanılabilir hale gelmesi için kofaktör olarak görev yapmaktadır. Yani oksidatif hasarı azaltarak Anti TPO değerlerinin düşmesini destekler. Haşimotoda çok önemli bir takviyedir.
Kanda  bakılan serum selenyum değerinin 100-150 ug/ml aralığı optimal düzeylerdir. Selenyum eksikliğinde özellikle L-selenometionin formu günde 100-400 mcg dozlarda mutlaka doktor takibinde kullanılabilir. Selenyumun yüksek seviyeleri insülin direnci ve diyabetle ilişkilendirilmekte olup dikkatli kullanılmalıdır.

Çinko
T4 ün aktif form olan T3 e dönüşmesinde rol alır.Ayrıca hipotalamustaki tiroit hormonu reseptörlerini tetikler. Kanda serum çinko seviyeleri ölçülmeli ve takviye gerekirse bakırla birlikte takviye edilmelidir. Çünkü çinko vücuttaki bakır depolarını kullanır.

Magnezyum ve D vitamini
Magnezyum birçok enzimin aktifleştirilmesi için gereklidir. Metilasyon döngüsü, enerji üretimi ve detoksifikasyonun olmazsa olmazıdır. Mg düzeyi 2,2 – 2,5 ng/ml seviyelerinde tutulmalı

Tiroit hormonlarının reseptörlerle sağlıklı iletişim kurabilmesi için D vitaminine ihtiyaç vardır.Hem de immun sistemin işlerliği için gereklidir.


*Ozon ve Yüksek Doz C Vitamini Tedavisi
Haşimoto hastalığının tedavisinde uygun hastalarda ozon terapiden de faydalanılmaktadır. Ozon tedavisi ile hem kronik enflamasyonun azaltılarak antioksidan sistem güçlendirilmekte hem de antimikrobial etkileri ile mikrobial yük azaltılmaktadır.
Benzer şekilde damardan “antioksidan dozda C vitamini” uygulanması ile vücudun antioksidan kapasitesi arttırılmakta ve Haşimoto ile  başa çıkma konusunda çok güçlü bir destek sağlamaktadır. C vitamini kollajen sentezini sağlayarak yaraların iyileşmesini destekler ve doku tamiratını hızlandırır. C vitamini ayrıca toksinlerin atılımı ve ağır metal detoksu (şelasyon-ağır metal temizliği) sırasında vücudu bu toksinlerin yarattığı oksidatif stres hasarından koruyan önemli bir unsurdur.



*Detoksifikasyon mekanizması işler hale getirilmelidir
Haşimato hastalarında detoksifikasyon oldukça önemlidir. Kronik enflamasyona yönelik alınması gereken tedbirlerin en başında vücudu bu toksin yükünden arındırmak ve sonrasında toksinlere maruziyeti minimuma indirmek olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.