Ağzınızda
sürekli aft mı çıkıyor, akneden, alerjiden mi muzdaripsiniz, tiroid
sorununuz mu var, sürekli grip olup duruyor musunuz, adet döneminiz çok
ağrılı sancılı mı geçiyor ya da yaralarınız bir türlü iyileşmiyor mu, hatta
koku alma duyunuz azaldı mı, ya da stresiniz bir türlü bitmek mi bilmiyor. Ya
da otoimmün bir hastalığınız mı var?
O halde çinkoyu mercek altına almanız lazım. Belki de farkında olmadığınız bir çinko eksikliği söz konusudur.
O halde çinkoyu mercek altına almanız lazım. Belki de farkında olmadığınız bir çinko eksikliği söz konusudur.
Bugünkü gönderimde çinko
ve öneminden bahsedeceğim. Burada bahsedilen çinkonun her faydası bilimsel
araştırmalar ile kanıtlanmış olup ilgili referansları parantez içindeki rakamlara tıkladığınızda
erişilebilir durumdadır.
Okudukça şaşırdım çevirdikçe baygınlık geçirecek oldum. Çevir çevir sonunu zor getirdim. Son söz olarak Çinko daha ne
yapsın diyorum. Okuyunca bana hak vereceksiniz. Keyifli okumalar dilerim.
Makalenin kaynağı için TIK.
🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵
Çinko Takviyesinin Kanıtlanmış 47 Sağlık Faydası
Çinko o kadar çok sağlık yararına sahiptir ki, hepsini tek bir yazıda anlatmak neredeyse imkansızdır. Çinko, bağışıklık sistemini dengelemek, iltihaplanmayı azaltmak, antioksidan görevi görmek, bilişsel işlev sağlığı ve çok daha fazlası için önemlidir!
Çinko Nedir?
Çinko, vücuttaki tüm organlarda, dokularda ve sıvılarda bulunan önemli bir mineraldir [1].
Demirden sonra vücutta en bol bulunan ikinci eser mineral olarak, çeşitli biyolojik işlemlerde önemli bir rol oynar [2, 3].
Çinko, karbonhidratların, yağların, proteinlerin, nükleik asitlerin ve diğer mikro besinlerin sentezinde ve metabolizmasında yer alan 300'den fazla enzimin katalitik etkinliği için gereklidir [4].
Çinko ayrıca hücre ve organ yapılarının stabilize edilmesinde, bağışıklık fonksiyonunda, yara iyileşmesinde, hücre bölünmesinde, büyümede, kanın pıhtılaşmasında, tiroid fonksiyonunda, görme, tat ve kokuda rol oynar [5].
Bu tür kritik fonksiyonlara sahip olmasına rağmen, vücutta depolanmaz ve düzenli bir diyet alımı gerektirir [6].
Çinkonun besin kaynakları arasında kırmızı et, deniz ürünleri, süt ürünleri, fındık, baklagiller ve kepekli tahıllar vardır [7].
Bununla birlikte, çinko et ve hayvansal proteinlerden daha kolay emilir. Sebzeler çinko bakımından ideal kaynaklar değildir çünkü bitkilerde çinkonun emilmesini önleyen bir bileşik olan fitat bulunur [8].
Çinko bağışıklık sisteminde bu kadar kritik bir rol oynadığı için eksikliği, hastalığın total yüküne önemli ölçüde katkıda bulunur ve bu da çinko eksikliğini büyük bir halk sağlığı sorunu yapar [9, 10].
Çinko eksikliği için risk altındaki gruplar arasında sindirim bozukluğu olan insanlar, vejeteryanlar, hamile ve emzikli kadınlar, alkolikler ve orak hücre anemisi hastalığı olan insanlar bulunur [11, 12].
Çinkonun Sağlık Faydaları
1) Bağışıklığı Artırır ve Enfeksiyon Riskini Düşürür
Çinko, birçok bağışıklık hücresinin normal gelişimi ve işlevi için gereklidir [13].
Bağışıklık sisteminde kritik rol alması nedeniyle, hafif bir eksiklik bile bağışıklık fonksiyonunu bozabilir ve bakteriyel, viral ve paraziter enfeksiyon riskini artırabilir [14].
İmmün yetmezlikle ilişkili klinik durumlarda (örn. Orak hücre anemisi hastalığı, insan immün yetmezlik virüsü (HIV=human immunodeficiency virus ) enfeksiyonu, Down sendromu ve yaşlılarda), çinko takviyesi doğal öldürücü hücre aktivitesini, lenfosit üretimini ve enfeksiyona direnci arttırır [15, 16 , 17, 18].
Düşük kan çinko seviyesine sahip HIV hastalarında yapılan çalışmalar, kronik çinko desteğinin fırsatçı enfeksiyonları azaltmakla ve immünolojik başarısızlık riskini düşürmekle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır [19, 20]. Bununla birlikte, aşırı çinko hastalık semptomlarını kötüleştirebileceği için takviye dikkatli yapılmalıdır [21, 22].
Akrodermatit enteropathica (çinko emilimini etkileyen genetik bir hastalık) olan kişilerde yüksek enfeksiyon oranları görülür. Tedavi dozlarında çinko desteği tam iyileşme ile sonuçlanır [23].
Birçok çalışma, gelişmekte olan ülkelerdeki bebeklerde ve çocuklarda çinko uygulamasının akut ve kronik diyare, akut alt solunum yolu enfeksiyonları ve sıtmanın süresini, ciddiyetini ve sıklığını azalttığını göstermiştir [24, 25, 26, 27, 28].
Şigelloz, cüzzam, tüberküloz, leishmaniasis, hepatit C ve soğuk algınlığı gibi insanlarda diğer bulaşıcı hastalıklarda da benzer yararlı etkiler bildirilmiştir (Th1 sitokinlerini artırarak) [29, 30, 31].
Öte yandan, aşırı seviyeler bağışıklığı baskılayabilir. Sağlıklı genç erkeklerde yapılan bir çalışmada, yüksek çinko dozlarının, lenfositlerin aktivasyonu ve nötrofillerin fagositozu da dahil olmak üzere birçok bağışıklık fonksiyonunu azalttığı görülmüştür [32].
2) Antioksidan görevi görür
Yaşlılarda yapılan bir çalışma, çinko desteğinin kandaki yağ peroksitlerini azalttığını göstermiştir [33].
Başka bir çalışmada kadınlarda DNA kırılmasını azalttı. DNA kırılması, oksidatif stresin neden olduğu hasar miktarını değerlendirmek için yaygın bir şekilde parametrik bir belirteç olarak kullanılır [34, 35].
Çinko, aynı zamanda astenospermili (zayıf sperm motilitesi) erkeklerin spermlerinde süperoksit radikal temizleyicilerini normal seviyelere getirmiştir [36].
Ayrıca, farelerde radyasyona bağlı oksidatif strese karşı korunmuştur [37].
Çinko desteği, bakırın dokularda biriktiği bir hastalık olan Wilson hastalığının tedavisinde de etkili olduğunu göstermiştir [38].
Çinko ayrıca, cilt hücrelerinin oksidatif stres ve bakteriyel toksinlerden ölümünün önlenmesine yardımcı olur [39, 40, 41].
3) Enflamasyonu (İltihabı) kontrol eder
Çinko birçok inflamatuar sitokin üretimini inhibe eder (NF-kB'yi inhibe ederek) [42].
Yaşlılarda yapılan çalışmalar (genellikle çinko eksikliği olan) sitokinleri ve diğer inflamatuar belirteçleri azaltarak inflamasyonu baskıladığını göstermektedir [43, 44, 45].
Çinko ayrıca irritabl barsak sendromu, akne ve astım dahil olmak üzere çeşitli enflamatuar koşullarda etkinlik gösterir [46, 47, 48].
Yaşlı bir fare modelinde, takviye inflamatuar belirteçlerde yaşla ilgili daha az artışla sonuçlanmıştır [49].
4) Transplant (Organ Nakli) Reddetme ve Otoimmuniteyi Önleyebilir
Birçok çalışma, çinkonun, düzenleyici T-hücrelerini indükleyerek istenmeyen bağışıklık reaksiyonlarını (örn., Otoimmünite ve transplant reddi) baskılayabildiğini ortaya koymaktadır [50, 51, 52].
Sağlıklı erkeklerde yapılan bir çalışma, çinkonun, bastırılmış bir bağışıklık sisteminden kaynaklanan enfeksiyonlardan vücudu korurken graft (nakledilen organ) reddetme oranını azaltabildiğini buldu [53].
Multipl skleroz ve artritin fare modellerinde, çinkonun, enflamasyonu azaltarak, T hücresi proliferasyonunu baskılayarak ve düzenleyici T hücrelerini artırarak hastalık semptomlarını iyileştirebildiği görüldü [54, 55, 56, 51, 57].
Karışık lenfosit kültürlerinde, çinko kaynaklı düzenleyici T-hücreleri, enflamatuar sitokinleri ve T-hücre proliferasyonunu azaltarak graft (nakledlien organ) reddinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır [50].
Benzer şekilde, çinko, fare modellerinde graft doku ölümünü önleyerek (caspase-3'ü inhibe ederek) kalp nakli reddini azalttı [58, 59].
Romatoid artrit hastalarında çinko tedavisinden sonra eklem şişmesi, sabah sertliği ve yürüme süresinde olumlu değişiklikler gözlendi [60, 61, 62].
5) Alerji ve Astım ile Mücadele
Dünyanın birçok yerinde alerjik rinitin ana nedeni olarak bilinen alerjenlerden biri olan çim polenine karşı çinko, alerjik deneklerden izole edilen periferik kan mononükleer hücrelerinde (PBMC'ler) düzenleyici T-hücrelerini arttırdı ve proliferasyonu azalttı [63].
Düşük kan çinko seviyeleri çocuklarda daha ciddi astım semptomları ile ilişkilidir [64].
Bir çalışma, çinko desteğinin astımlı çocuklarda semptomları (örneğin öksürük, hırıltı ve nefes darlığı) iyileştirdiğini göstermiştir [65].
Ayrıca alerjik inflamasyon ve astım fare modellerinde solunum yolu enflamasyonu ve aşırı duyarlılığı azaltabilmiştir [66, 48, 67].
Alerjene duyarlı farelerde, çinko solunum yolu epitel hücre ölümünü inhibe edebildi (caspase-3'ü inhibe ederek) [68].
6) Yara İyileşmesi ve Doku Onarımını Geliştirir
Çinko, diyabetik hastalarda cilt ülseri onarımını arttırdı [69]. Ayrıca, çinko yetersizliği gecikmiş yara iyileşmesi ile bağlantılıdır [70].
Hayvanlar ve insanlarda yapılan çalışmalar çinko uygulamasının cerrahi işlemler, yanıklar ve diğer yaralar sonrası iyileşme sürecini hızlandırabileceğini göstermektedir [71, 72, 73].
Topikal olarak uygulandığında, çinko oksit, sıçanlarda eksizyonel yaraların iyileşmesini hızlandırdı [74].
7) Bilişi Artırır ve Nöronları Korur
Çinko desteği, iskemik inme yaşayan çinko eksikliği olan kişilerde bilişsel iyileşmeyi arttırmayı başardı [75].
Çocuklarda yapılan çift kör bir araştırma, çinko takviyesinin, kontroller ile karşılaştırıldığında, özellikle dikkat ve akıl yürütme becerileri açısından üstün nöropsikolojik performansa neden olduğunu bulmuştur [76, 77].
Rastgele bir çalışma , bebeklerde ve çocuklarda çinko desteğinin artmış aktivite, zihinsel gelişim ve motor kalitesine neden olduğunu gösterdi. [78, 79, 80].
Yaşlı Alzheimer hastalarında çinko tedavisi, beyin için toksik olabilen serbest kan bakır seviyelerini düşürerek bilişsel düşüşe karşı korunmuştur [81, 82, 83].
Birçok hayvan araştırması, orta yoğunlukta nöroprotektif olduğunu [84, 85, 86, 87] ve öğrenme ve hafıza işlevini korumaya yardımcı olduğunu göstermektedir [88, 89].
Alzheimer hastalığının bir fare modelinde, çinko takviyesi, hastalığın ilerlemesi ile ilişkili patolojik faktörleri azalttı (yani β-amiloid ve tau protein yükleri) ve hipokampusta beyin-kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) düzeylerini ve mitokondriyal fonsiyonu geliştirdi [88].
Bir başka çalışma, maternal çinko desteğinin sıçan yavrularında mekansal öğrenmeyi ve belleği arttırdığını göstermiştir [89].
Bir çalışma orta düzey dozların (12 mg / kg) bir ALS fare modelinde sağkalımı uzattığını göstermiştir [90, 91].
8) Psikiyatrik Bozuklukları Tedavi Edebilir
OKB hastalarında yapılan bir çalışma, fluoksetin tedavisine çinko eklenmesinin semptomları azaltabildiğini göstermiştir (Yale-Brown Obsesif-Kompulsif değerlendirme skalasına göre değerlendirilmiştir).
Glutamat salınımı ve bulaşmasını baskıladığı için OKB semptomlarında iyileşme olabilir [93, 94].
Bir çalışmaya göre çinko takviyesi DEHB olan çocuklarda Metilfenidat ile birlikte (bir CNS uyarıcı) , hiperaktivite ve dürtüsellik azalmıştır [95, 96].
Şizofrenik erkeklerde yapılan bir çalışma, çinkonun risperidon ile kombinasyon halinde, hastalıkla ilişkili birçok semptomu (ör. Saldırganlık, halüsinasyonlar ve sanrılar) iyileştirdiğini buldu. Bu etki kısmen antioksidan ve antidepresan özelliklerine atfedilir [97].
9) Otizmi Önleyebilir
Bir çalışma otistik bireylerin, nörotipik (otistik olmayan) kişilere göre daha düşük çinko seviyelerine sahip olduğunu buldu. Çalışmada otistik semptomların şiddeti (yani farkındalık, hiperaktivite, alıcı dil, odak ve dikkat, göz teması, parmak ucu durma, ses hassasiyeti, dokunsal hassasiyet ve nöbetler) çinko ve B6 vitamin tedavisinden sonra azalmıştır [98].
Çalışmalar, doğum öncesi çinko tedavisinin sıçan yavrularında otistik benzeri davranışları (örneğin, uyarılmış sosyal yetersizlikler, tekrarlayan davranışlar ve bilişsel esneksizlik)önlediğini, eksikliği ile otizm gelişimi arasında olası bir bağlantı olduğunu ortaya koydu [99, 100].
Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, çinkonun otizmdeki beyin hücre değişikliklerini tersine çevirdiği bulunmuştur [101]:
Hem yüksek hem de düşük hücre içi çinko konsantrasyonları, birçok hücre tipinde apoptozu (hücre ölümü) tetiklemektedir [107, 108, 109].
12) Kanseri Önleyebilir
Çinko eksikliği, ağız, yemek borusu ve midede kanser riskini büyük ölçüde artırır. Sindirim sistemi dokuları, dış toksinlere yüksek oranda maruz kalmaları nedeniyle daha hassastır [110, 111].
Düşük kan çinko seviyeleri ayrıca baş, boyun, akciğer, safra kesesi, prostat ve yumurtalık kanserleri ile de ilişkilidir [112]. Normal seviyelerin geri kazanılması, tümör hücrelerinin öldürülmesi için gerekli olan doğal öldürücü hücre (natural killer cell) fonksiyonunu iyileştirebilir [113, 114, 115].
Ayrıca, glukoz alımını azaltarak , yeni kan damarlarının büyümesini önleyerek ve hayvanlardan ve insanlardan kanser hücrelerinde hücre ölümünü indükleyerek tümör büyümesini de engelleyebilir [116, 117, 118, 119].
13) Antimikrobiyal
Yüksek dozlarda, çinko birçok bakteri türünün, özellikle gram-pozitif organizmaların büyümesini inhibe eder [120, 121].
Çinko, kök kanallarında aerobik ve anaerobik organizmalara karşı antibakteriyel aktivite göstermiştir [122, 123].
Ayrıca, Staphylococcus aureus'un (S. aureus) cilt dokusuna yapışmasını ve büyümesini de inhibe etmiştir [124, 125].
Çinko ayrıca sıçanlarda yaygın yara florasına karşı antimikrobiyal etkiler göstermektedir [120].
14) Epilepsiyi Tedavi Edebilir ve Nöbetleri Önleyebilir
Birçok çalışma, inatçı epilepsili hastaların kan çinko seviyelerinde belirgin bir azalma olduğunu bildirmiştir [126, 127, 128].
Epileptik çocuklarda yapılan bir çalışma, çinko tedavisinin, tedavi edilen çocukların % 31'inde nöbet sıklığını önemli ölçüde azalttığını göstermiştir [129].
Çinko takviyesi ayrıca sıçanlarda ateşli (ateş) nöbet gecikme süresini (nöbetler arası bir süre) uzatabildi [130].
15) Büyümeyi Destekler
Bazı çalışmalarda, çinko takviyesi, özellikle düşük kilolu çocuklar ve bodur büyümeden muzdarip çocuklardaki çocukların hem boy hem de kilo ölçümleri üzerinde önemli olumlu etkiler yaratmıştır [131, 132, 133].
Çocuklarda büyüme çalışmalarının bir analizi, 24 hafta boyunca günde 10 mg çinko dozunun, çinko destekli çocuklarda plasebo ile tedavi edilen çocuklara kıyasla yaklaşık 0.37 cm (yükseklikte) net bir artışa yol açtığını ortaya koydu [132].
Aynı zamanda çocuklarda kas kütlesini de arttırır [134, 135].
16) Bağırsağı Korur
Çinko takviyesi, çeşitli gastrointestinal hastalıklarda (örneğin, enflamatuar barsak hastalığı, kanser, alkol toksisitesi ve kolit) hayvan modellerinin ve insanların bağırsak astarlarında koruyucu bir etkiye sahiptir [136].
Bağırsak mukozasını stabilize etmiş ve sıçanlarda ve farelerde bağırsak onarımı işlemlerini artırarak mide ve ince bağırsak yaralanmalarını azaltmıştır [137].
Çinko ayrıca, bağırsak mukozasını sıçanlarda ve farelerde alkole bağlı hasardan da korumuştur [138, 139]. bağırsak sızıntısını önleyerek inflamatuar bağırsak hastalığı gelişme riskini azaltabilir [140, 141, 142, 143].
Dispepsili hastalarda (dyspepsia=hazımsızlık) yapılan bir çalışmada, H. pylori kaynaklı mide kanserinde iltihaplanmanın çinko konsantrasyonu ile negatif korelasyon gösterdiği bulunmuştur, bu da çinkonun mide iltihabını baskılayarak mide kanseri riskini azaltabileceğini göstermektedir [144, 145].
17) Uyku Kalitesini Artırır
Kan çinko konsantrasyonları daha yüksek olan kadınlar ve çocuklar daha iyi uyku kalitesine sahiptir [146, 147].
Bebeklerde yapılan bir çalışma, çinko desteğinin uyku süresini uzatabildiğini ortaya koydu [148].
18) İştahı Uyarır ve Anoreksiyayı Tedavi Edebilir
Çinko eksikliğinin en erken belirtilerinden biri iştahsızlıktır [149].
Sıçanlarda yapılan bir çalışma, oral çinko takviyesinin gıda alımını hızlı bir şekilde uyarabildiğini gösterdi (oreksin ve nöropeptid Y'yi artırarak) [150].
Anoreksiya nervoza (AN) hastalarında yapılan klinik çalışmalar hastalık ve düşük kan çinko seviyeleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir [151, 152].
Oral çinko desteği ile yapılan birçok çalışma AN hastalarında kilo alımı, kas kütlesi, iştah, tat hassasiyeti ve gıda alımında artış olduğunu bildirmiştir [153, 154, 155, 156, 157, 158].
19) Cilt Sağlığını Artırır
Çinkonun çeşitli cilt koşullarına (örneğin akne, siğiller, rozasea, egzama, sedef hastalığı, melazma ve kepek) faydalı olduğu gösterilmiştir [23].
Akne vulgarisli kişilerde, çinko takviyeli gruplar (ağız yoluyla alınan çinko ile), plasebo gruplarına kıyasla semptomlarda anlamlı bir iyileşme göstermiştir [159, 47, 160, 161].
Viral siğili olan hastalarda yapılan klinik çalışmalar çinko ile tedavi edilen bireylerin çoğunda siğillerin tamamen temizlenmesini sağlamıştır [162, 163, 164].
Çinko, Herpes genitalisin (Herpes simpleks virüsünün neden olduğu genital siğiller (HSV) 1 ve 2) tedavisinde benzer etkinlik göstermektedir [165, 166].
Rosacealı kişilerde yapılan bir çalışma (yüzdeki kızarıklık, küçük kan damarları ve yüzdeki kırmızı yumrular ile karakterize kronik enflamatuar bir hastalık) oral çinkonun hastalık semptomlarını azaltabildiğini göstermiştir [167, 23].
Çinko takviyesi, muhtemelen çinkonun antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri nedeniyle sedef hastalığı ve egzama gibi diğer enflamatuar cilt hastalıklarının tedavisinde de benzer etkinlik göstermektedir [168, 169, 23].
Çinko ayrıca seboreik dermatiti (kepek) tedavi edebilir. Çalışmalar, çinko içeren şampuanların kepeklenmeyi ve enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir [170].
Melazma,ten renginin kahverengi lekelenmesine neden olan cilt pigmentindeki bir bozukluktur. Çinko tedavisi, etkilenen hastalarda minimal yan etki ile bu hastalığın ciddiyetini azaltabilmiştir [171].
Çinko ayrıca cildin yaşlanmasına ve kansere neden olabilecek güneşin zararlı etkilerine karşı korur. İnsanlarda yapılan bir çalışma, ultraviyole (UV) ışınlarına karşı koruma sağlamak için çinko içeren bir güneş koruyucusunun titanyum oksit içerenden daha üstün olduğunu göstermiştir [172, 173].
20) Saç Dökülmesini Önleyebilir
Klinik bir çalışmada, topikal çinko kel erkeklerde saç büyümesini iyileştirebildi. Çinko’nun saç derisi üzerindeki antimikrobiyal, anti-enflamatuar, antioksidan ve anti-androjenik etkilerinin saç yoğunluğunun artmasında potansiyel olarak rol oynadığı varsayılmıştır [174, 175, 176, 177, 39, 178].
Polikistik over sendromlu kadınlarda yapılan diğer bir çalışmada (PKOS) çinko desteğinin alopesi (saç dökülmesi) de dahil olmak üzere birçok semptom üzerinde yararlı etkileri olduğunu göstermiştir [179].
Çinko tedavisi aynı zamanda, çinko eksikliği ile sonuçlanabilen cerrahi bir ameliyat olan dikey gastroplasti (mide zımbalama) yapılan hastalarda da saç dökülmesini tersine çevirdi [180].
21) Böbrek Hastalığı Belirtileri İyileştirebilir
Hemodiyalizdeki kronik böbrek hastalığı hastalarında çinko seviyelerinin geri kazanılması genel böbrek fonksiyonunu iyileştirebilir ve enflamasyonu, oksidatif stresi ve kolesterolü azaltarak ve hemoglobin, cinsiyet hormonları (yani, testosteron ve LH) ve bağışıklık fonksiyonunu güçlendirerek hastalığa bağlı (örneğin kalp hastalığı, anemi, enfeksiyonlar ve cinsel işlev bozukluğu) birçok komplikasyonu azaltabilir. [181, 182, 183, 184, 185, 186].
22) Karaciğeri Korur
Alkolik karaciğer hastalığının (ALD=alcoholic liver disease) hayvan modellerinde çinko takviyesi, karaciğer hasarının çoğu mekanizmasını bloke ederek (yani bağırsak geçirgenliği, endotoksemi, oksidatif stres, aşırı enflamatuar sitokin üretimi ve karaciğer hücre ölümü) karaciğeri korur [187, 188, 189, 190].
Alkolsüz karaciğer sirozu olan hastalarda, çinko takviyesi karaciğer fonksiyonunu iyileştirdi ve karaciğere zarar verebilecek aşırı bakır birikimini önledi [191].
Çinko ayrıca, tedavi edilmediği takdirde karaciğerde yara oluşmasına yol açabilecek olan hepatit C hastalarının sonuçlarını da iyileştirdi [192, 193].
23) Kemikleri Güçlendirir
Çalışmalar çinkonun kemik oluşumunu artırarak ve kemik kaybını önleyerek kemik yoğunluğunu ve gücünü artırabildiğini bulmuştur [194, 195, 196, 197].
Fare osteoblast (kemik oluşturan) hücrelerde, çinko tedavisi kemik oluşturma aktivitesini uyardı [198].
Başka bir çalışma, çinko takviyesinin sağlıklı erkeklerde kemik oluşum belirteçlerini (yani, ALP, BAPE ve BAP-M) arttırdığını ortaya koydu [199].
Çinko, aynı zamanda, kemik bozukluğu belirteçlerini (örneğin paratiroid hormonu ve PGE2) inhibe ederek fare kemik iliği kültürlerinde kemik bozulma aktivitesini baskıladı [196, 197, 200, 201].
Kemik güçlendirici etkileri nedeniyle çinkonun, hayvanlarda ve insanlarda kemikle ilgili birçok komplikasyona karşı koruduğu bulunmuştur [202, 203, 204, 205].
24) Kalp Hastalığını Önler
Çalışmalar, ateroskleroz (arter sertleşmesi), kalp hastalığı, göğüs ağrısı ve kalp krizi görülen kişilerde çinko seviyelerinin genellikle düşük olduğunu göstermiştir [206, 207, 208, 209, 210].
Bir çalışma, daha yüksek kalp yetmezliği oranının çinko eksikliği ile ilişkili olduğunu bulmuştur [209].
Diğer çalışmalar, yüksek çinko dozlarının aterosklerozu olan hastalarda anjini (göğüs ağrısı) önleyebildiğini ve tedavi edebildiğini ortaya koymuştur [209].
Çinko takviyesi aynı zamanda sıçanlarda ve farelerde kalbi inme ile ilişkili yaralanmalardan koruyabiliyordu [207].
25) İnsülin Duyarlılığını Artırır ve Diyabet ve Komplikasyonlarını Önleyebilir
Çinko iyonları insülin reseptörlerine bağlanabilir ve insülin sinyalleşme yollarını aktive edebilir [211, 212, 213].
Çinko, insülini taklit ederek pankreas hücrelerinin aşırı insülin sekresyonunu azaltır ve bu da pankreas dokusunun hasardan korunmasına yardımcı olur [214, 215].
Çinko aynı zamanda pankreas hücrelerinde insülinin çözünürlüğünü geliştirir ve insülin reseptörüne bağlanmasını arttırır [216].
Çinkonun insülinin işlenmesi, depolanması ve salgılanmasındaki temel rolü nedeniyle, eksiklik insülin direncinin artmasına neden olabilir [216, 217].
Yapılan bir çalışma, prediyabetik hastaların çinko eksikliğinin daha muhtemel olduğunu bulmuştur [217].
Diğer çalışmalar, tip 2 diyabet hastalarında yüksek oranda çinko eksikliği bulmuştur [218].
Kadınlarda yapılan çalışmalar, daha yüksek diyet çinko alımının tip 2 diyabet gelişme riskini azaltabileceğini bildirmektedir [219, 218].
Çeşitli çalışmalar çinko desteğinin açlık kan şekeri seviyelerini düşürdüğünü ve diyabetik hayvan modellerinde ve insanlarda insülin duyarlılığını iyileştirdiğini göstermiştir [220, 218, 221, 222].
Çinko ayrıca tip 2 diyabetik hastalarda diyabetik nöropati (sinir ağrısı), oksidatif stres ve kolesterol / trigliserit düzeylerinin şiddetini de azalttı [223, 224, 222, 225].
26) Kilo Vermeye Yardımcıdır
Leptin, iştah ve kilo kontrolünde rol oynayan bir hormondur. Çinko kısıtlaması, sıçanlarda ve insanlarda yağ hücrelerinden leptin üretiminin azalmasına neden olabilir [226, 227, 228, 229].
Marjinal çinko eksikliği olan erkeklerde çinko seviyelerinin iyileştirilmesi kan leptin seviyelerinde bir artışa neden oldu (muhtemelen artan IL-2 ve TNF-alfa ile) [229].
27) Radyoprotektif
Çinkonun farelerde ve kemik iliği prekürsör hücrelerinde radyasyona bağlı toksisiteye karşı koruma sağladığı gösterilmiştir [37, 230, 231].
Radyoaktif iyota (131I ) maruz kaldıktan sonra sıçanların kırmızı kan hücrelerinde oksidatif stresi (MDA düzeyleriyle ölçüldüğü gibi) azalttı ve antioksidan enzimleri (yani, GR, Cu / Zn SOD ve katalaz) stabilize etti [232, 233].
Çinko tedavisi ayrıca farelerin prekürsör sperm hücrelerini radyasyona bağlı hücre ölümünden koruyabilmiştir [234].
28) Vücut Kokusunu Azaltır
Bromhidroz (vücut kokusu) genellikle koltukaltı bölgesinde, temel olarak Staphylococcus ve Corynebacterium türlerinden oluşan artmış bakteri florası ile ilişkilidir [235].
Antibakteriyel etkisinden dolayı, topikal çinko klinik çalışmalarda koltuk altı ve ayak kokusunu azaltmada etkinlik göstermiştir [236, 23].
29) Ağız Sağlığını Geliştirir
Çinko eksikliği, aşırı plak oluşumuna yol açabilir ve diş eti hastalığında inflamatuar süreci kötüleştirir (artan IL-1 üretiminden) [237, 238].
Çinko bazlı gargaraların plak büyümesini azaltmada etkili olduğu bulundu [238].
Benzer şekilde, düşük gelirli bölgelerden gelen çocuklarda yapılan bir araştırma, on hafta boyunca günlük 15 mg çinko alımının dişlerde azalmış plak oluşumuyla ilişkili olduğunu bulmuştur [239].
30) Erkek Verimliliğini ve Üreme Sağlığını Geliştirir
Spermin çinko konsantrasyonu, sperm sayısı, hareketliliği ve yaşayabilirliği ile pozitif olarak ilişkilidir [240, 241, 242].
Bunun nedeni, çinkonun sperm hücrelerinin hücresel membranlarını ve DNA'sını (oksidatif hasarı azaltarak) stabilize etmedeki rolü ve spermatogenezi (yeni sperm hücrelerinin oluşumu) arttırmasıdır [243, 244, 245].
Sıçanlarda düşük ile orta dozlarda (12 - 120 mg / kg) çinko alımının üreme fonksiyonunu arttırdığı görülmüştür [246].
Çinko, prostat ve testislerde oldukça konsantredir ve testosteronun sentezinde rol oynar [247, 248].
İnfertil erkeklerde (düşük kan testosteronlu), çinko takviyesi sperm sayısında, testosteronda, dihidrotestosteron (DHT) ve doğurganlıkta artışa yol açmıştır [249].
Çinkonun testosteron artırıcı etkileri, erektil disfonksiyonu olan erkeklerin libido ve cinsel performanslarını artırmada yardımcı olabilir (genellikle testosteron eksikliği vardır) [250, 251, 252].
Çinko ayrıca testislere oksidatif hasarı azaltabilir. Sıçanlarda çinko, sigara dumanının indüklediği oksidatif strese cevaben testis fonksiyonunu (testis ağırlığı, sperm konsantrasyonu ve testosteron seviyeleri ile ölçüldüğü gibi) koruyabilmiştir [253].
31) Yorgunlukla Mücadele Eder
Kandaki düşük çinko konsantrasyonları, birçok kronik yorgunluk sendromu belirtileri ile ilişkilidir (örneğin; yorgunluk, depresyon ve konsantrasyon güçlüğü). Bir çalışmada, kronik yorgunluk sendromu (CFS) hastalarında kan çinko seviyelerinin normal kontrollerden anlamlı derecede düşük olduğu ve semptom şiddetinin kan çinko seviyeleri ile negatif korelasyon gösterdiği bulundu.
Çalışma, çinkonun antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle CFS semptomlarını azaltmada etkili olabileceği sonucuna varmıştır [254].
CFS'li kişilerde bağırsak inflamasyonu (geçirgen bir bağırsaktan kaynaklanır) yaygındır [255].
Bir çalışma, CFS hastalarında çinko içeren antienflamatuar ve antioksidan maddelerin bir karışımıyla yapılan geçirgen bağırsak tedavisinin, semptomlarda belirgin bir iyileşme sağladığını göstermiştir [256].
32) Kan Pıhtılaşmasını Kontrol Ediyor
İnsan çalışmaları, çinkonun trombositlerden ve kan damarı lümeninden türetilen trombotik (pıhtı oluşturma) ve anti-trombotik (pıhtı önleyici) faktörlerin düzenlenmesinde rol oynadığını göstermektedir [257, 258].
Hiperzincemia (kandaki yüksek çinko seviyeleri) kan pıhtılaşmasına neden olurken hipozincemia (kandaki düşük çinko seviyeleri) kanın pıhtılaşma sürelerinin uzamasına neden olur. Her iki durum da trombosit agregasyonunda bozulmaya ve anormal kanamaya neden olur [258].
Bir çalışma, çinko eksikliği olan erkeklerde çinko seviyelerinin geri kazanılmasının trombosit toplanma ve kanın pıhtılaşma süresini normalleştirdiğini ortaya koydu [259].
33) Gebelik Sonuçlarını İyileştirir
Düşük kan çinko seviyeleri gebelik komplikasyonları ile ilişkilidir (örneğin, spontan düşük, preeklampsi, uzamış gebelik, erken doğum ve anormal fetal gelişim) [260, 261, 262].
Çalışmalar, maternal çinko desteğinin (çinko eksikliği veya az kilolu kadınlarda), erken doğum riskini azaltabileceğini ve alkol maruziyetinden kaynaklanan fetal hasara karşı koruyabileceğini göstermiştir [263, 261].
Bir çalışma, çinko takviyesi alan Hintli annelerin daha uzun gebelik dönemleri (hamilelik süreleri) ve sağlıklı kilolu bebekler doğurduğunu tespit etti [264].
Gebe kadınlarda yapılan diğer bir çalışmada ( düşük kan çinko düzeyi olan), gebeliğin ikinci yarısında çinko desteğinin (25 mg / gün) bebek doğum ağırlığını ve baş çevresini anlamlı şekilde arttırdığını bulmuştur [265].
Bu yararlı etkilerin, hepsi de sağlıklı fetal gelişmeyi teşvik etmeye yardımcı olan embriyonik hücre ölümünü önleme, büyüme faktörlerini (örneğin, IGF, PDGF ve FGF) arttırma ve oksidatif hasarı azaltma kabiliyetinin bir sonucu olduğu öne sürülmektedir [260, 266, 267].
34) Kadın Sağlığına Yararlı
Çinko eksikliği, yumurtalık fonksiyon problemlerine, adet düzensizliklerine ve kısırlığa yol açabilecek hormonal dengesizliklerle ilişkilidir [262].
Bazı çalışmalar, oral çinko uygulamasının (mefenamik asit ile birlikte ve tek başına) kadınlarda adet ağrısının şiddetini ve süresini azaltabildiğini bulmuştur [268, 269, 270].
Bu etkiler, çinkonun uterusta prostaglandin metabolizmasını inhibe etmesinden kaynaklanmaktadır, bu da alt karın bölgesinde ağrılı krampların azalmasına yol açmaktadır [271].
Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlarda, insülin direnci kelleşmeye, vücut tüylerinin uzamasına, düzensiz dönemlere ve kısırlığa yol açabilen androjen hormonlarının (örneğin testosteron ve DHEA) üretiminin artmasına neden olabilir [272].
Çalışmalar PKOS'lu kadınlarda çinko takviyesinin insülin seviyelerini azaltabildiğini ve hastalık semptomlarını iyileştirebileceğini (örneğin, vücut kıllarının büyümesi ve saç dökülmesi) bulduğunu göstermiştir [273, 179].
Endometriozisli kadınlar (uterus içindeki dokunun uterusun dışında büyüdüğü bir durum) kanda düşük çinko seviyeleri gösterir [274].
Bir çalışma,herhangi bir antioksidan alımının (yani, C vitamini, E vitamini, selenyum ve çinko), kadınlarda endometrioz ilerlemesinin ciddiyeti ile ters orantılı olduğunu, çinkonun bu bozukluğun gelişimini yavaşlattığını bildirmiştir [274].
35) Ağrıyı Azaltır
Çinkonun birçok hayvan çalışmasında ağrı giderici özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir [275, 276, 277, 278, 279].
Siyatik sinir hasarı olan sıçanlarda, çinko klorür enjeksiyonu, termal hiperaljeziyi (ağrıya karşı artan duyarlılık) doza bağlı bir şekilde anlamlı şekilde azalttı [275].
Bir başka çalışma, çinko tuzlarının, bir dizi acı verici uyarana (örneğin, ısı ve tahriş edici kimyasallar) maruz bırakılan farelerde ağrıyı bastırabildiğini gösterdi [278].
Kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda çinko, kas kramp ağrısının sıklığını ve şiddetini azaltmıştır [280].
Çinkonun, ağrı yollarının başlatılmasında rol oynayan NMDA reseptörüne (bir antagonist olarak) bağlanarak ağrıyı kısmen hafiflettiği öne sürülmektedir [281].
36) Opioid Bağımlılığını Azaltabilir
Opioid kullanıcıları düşük çinko seviyeleri sergiler [282, 283, 284, 285].
Farelerde ve sıçanlarda yapılan çalışmalar, çinko kullanımının morfinin (bir opioid) yarattığı bağımlılık yoğunluğunu azalttığını tespit ederken çinko şelatörleri yoksunluk belirtilerini yoğunlaştırdı [286, 287, 288].
Bu sonuçlara dayanarak, bir literatür derleme makalesinde, kronik ağrı için opioid alan insanlarda bağımlılık riskini azaltmada çinkonun ağrı giderici etkileri ve düşük toksisite nedeniyle yararlı olabileceği öne sürülmüştür [288].
37) Tat Hassasiyetini Artırır
Çinko eksikliği azalmış tat keskinliği ile ilişkilidir (duyarlılık) [289].
Bunun nedeni, çinkoya bağımlı bir enzim olan gustin in (veya karbonik anhidraz VI), tükürük çinko konsantrasyonları düşük olduğunda aktif olmamasıdır [290].
Bir çalışma, çinko takviyesinin Hinli genç kızlarda (genellikle çinko eksikliği olan) artmış tat keskinliğine yol açtığını göstermiştir(tuz için eşik değerlerine göre değerlendirildiği gibi) [291].
38) Körlüğü Önleyebilir
Yaşlılarda körlüğün ana nedenlerinden biri olan yaşa bağlı maküler dejenerasyonun oksidatif strese bağlı olduğuna inanılmaktadır. Klinik çalışmalar çinko desteğinin, muhtemelen retinadaki oksidatif hasarı önleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatabildiğini bulmuştur [292, 293, 294, 295].
Çinkonun retina kapiller hücre ölümü ve neovaskülarizasyonu (yeni kan damarlarının büyümesini) önleyerek diyabetik retinopatiye (körlüğe yol açabilecek olan) karşı koruyabileceği öne sürülmüştür.
Bu, çinkonun, diyabetik retinopatinin ilerlemesinde rol oynayan oksidatif stres ve iltihabı azaltma kabiliyetinden (NADPH oksidaz ve NF-κB inhibisyonu yoluyla) kaynaklanmaktadır [296].
Gece körlüğü, A vitamini eksikliğinin en eski belirtilerinden biridir. Bir çalışma, çinkonun A vitamininin hamile kadınların (düşük çinko seviyesi olan) gece görüşünü geri kazandırmadaki etkisini arttırdığını göstermiştir [297].
39) İşitme Bozukluklarını Tedavi Ediyor
Çinko eksikliği, farelerde ve sıçanlarda çinko takviyesiyle tedavi edilebilen, duyma bozukluğu ile bağlantılıdır [298, 299].
Bu, çinkonun kulak yapılarındaki (örneğin koklea ve antre) toksinlere karşı koruyucu etkilerinin (SOD'u artırarak) bir sonucudur [300, 301, 302].
Kulak çınlaması olan kişilerin (kulakları çınlaması) kanda daha düşük çinko seviyeleri vardır [303, 304].
Bir çalışma iki ay boyunca çinko desteğinin (50 mg / gün) hastaların % 82'sinde kulak çınlaması şiddetini azalttığını bildirmiştir [303].
Başka bir çalışmada, oral kortikosterona çinko eklenmesinin, ani duyusal kaybı olan insanların semptomlarında (bilinmeyen nedenlerden ani sağırlık) yalnızca kortikosteron kullanımından daha fazla iyileşme sağladığı bulunmuştur [305].
Otitis media (OM) orta kulak iltihabıdır. Bir çalışmada, sağlıklı çocuklarda çinko takviyesinin otitis media oranını düşük gelirli bölgelerden anlamlı şekilde azaltabildiği bulundu [306].
40) Ömrü Uzatabilir
Oksidatif stresin yaşlanma sürecini hızlandırdığı düşünülmektedir [307, 308].
Çinko, süperoksit radikallerini nötralize eden güçlü bir enzim olan Cu / Zn süperoksit dismutazın (Cu / Zn-SOD) önemli bir bileşenidir [309].
Bir araştırma, solucanların (yani S. cerevisiae) ve genetik olarak yüksek SOD düzeyleri oluşturmak için manipüle edilmiş farelerin daha uzun ömürlü olduğunu bulmuştur [310].
SOD genindeki mutasyonlar yaşa bağlı birçok hastalıkla ilişkilidir (örneğin, ALS, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı ve kanser) [311].
Enflamasyon aynı zamanda yaşlanma sürecine de katılır [312, 313].
Yaşlılarda çinko desteğinin inflamasyonu, oksidatif stresi ve enfeksiyon oranını azalttığı bulunmuştur [314].
Bu nedenle, antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle çinko, özellikle yaşlılarda (çoğunlukla çinko eksikliği olan) ömrün uzamasını teşvik edebilir [315].
41) Tiroid Fonksiyonunu Düzenler
Hayvan ve insan çalışmalarında çinko eksikliği, tiroid fonksiyonundaki bir düşüşle ilişkilidir (kandaki düşük triiyodotironin (T3) ve serbest tiroksin (FT4) nedeniyle) [316, 317, 318, 319].
Çinko desteğinin insanlarda tiroid fonksiyonu üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir [320, 321, 322].
Antikonvülsan tedavi altındaki engelli hipotiroidi hastalarında (hafif ile orta dereceli çinko eksikliği ile), çinko takviyesi kandaki tiroid hormon düzeylerini normalleştirebildi (yani, T3 ve FT3) ve tiroid fonksiyonunu geri kazanabildi [320].
İki kız kolej öğrencisinin örnek bir çalışmasında, çinko alımı tiroid hormon düzeylerini (yani, T3 ve T4) ve istirahat metabolik oranını (resting metabolic rate) arttırmıştır [321].
Çinko takviyesi aynı zamanda bilgisayar monitörleri tarafından yayılan radyasyonun bilgisayar çalışanlarının tiroid hormon düzeyleri üzerindeki zararlı etkilerini tersine çevirir [323].
42) Kistik Fibrozisi Hafifletebilir
Kistik fibroz, solunum problemlerine, akciğer enfeksiyonuna ve kilo alamamaya neden olabilen genetik bir hastalıktır. Kistik fibroz hastalarında yapılan retrospektif bir çalışma, çinko desteğinin akciğer fonksiyonunu, enerji alımını iyileştirebildiğini ve enfeksiyon oranını azalttığını buldu [324].
43) Atletik Performansı Artırabilir
Güreşçilerdeki bir çalışma, ağır egzersizin tiroid hormonlarını ve testosteron seviyelerini önemli ölçüde azaltabildiğini ve bu durumun tükenmeye yol açabileceğini buldu. Bununla birlikte, çinko takviyesi bu kaybı önleyebilmiştir, bu da alımın (fizyolojik dozlarda) atletik performansa fayda sağlayabileceğini göstermektedir [325].
Hareketsiz erkeklerde yapılan bir başka çalışma da benzer sonuçlar göstermiştir [325].
44) Kemoterapinin Yan Etkilerini Azaltabilir
Mukozit (mukoza zarının ülseri) kemoterapi ve radyoterapinin sık görülen bir yan etkisidir [326].
Kemoterapi ve radyoterapi alan hastalarda yapılan çalışmalar çinko desteğinin oral mukozit şiddetini azalttığını buldu [327, 328].
Kemoterapi sırasında disjesi (tadın bozulması) ve disozmi (kokunun bozulması) da görülebilir [329].
Bir çalışma, 4 - 6 ay boyunca günlük 100 mg çinko alımının, karbonik anhidraz VI (gustin) eksikliği olan hastalarda disjesi ve disozmi semptomlarını iyileştirdiğini buldu [330].
Bu etkinin, tükürükte tat tomurcuğu büyümesinde rol oynayan bir enzim olan karbonik anhidraz VI üretimini uyardığı bilinir [331].
45) Metabolik Sendrom Riskini Azaltır
Metabolik sendrom, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskinin artması riskine yol açabilecek şartlar kümesidir (örneğin obezite, insülin direnci, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol) [332].
Metabolik sendromlu çocuklarda yapılan bir çalışmada çinko desteğinin insülin direnci, oksidatif stres, inflamasyon, kan şekeri, kolesterol ve vücut kitle indeksini azalttığı bulunmuştur [333].
46) Mitokondriyal Fonksiyonu Geliştirir
Sıçanlarda yapılan bir çalışma, çinko alımının, karaciğer hücrelerinde enerji çıkışını (ATP) artıran, karaciğer mitokondrisinde elektron taşıma sistemini ve oksidatif fosforilasyonu arttırdığını göstermiştir [334].
47) Arsenik Zehirlenmesini Tedavi Edebilir
Kronik arsenik zehirlenmesi olan hastalarda yapılan bir çalışma, spirulina extractı ile birlikte çinko alımının semptomları azaltmada etkili olduğunu göstermiştir (yani, melanozis ve keratozis) [335].
7) Bilişi Artırır ve Nöronları Korur
Çinko desteği, iskemik inme yaşayan çinko eksikliği olan kişilerde bilişsel iyileşmeyi arttırmayı başardı [75].
Çocuklarda yapılan çift kör bir araştırma, çinko takviyesinin, kontroller ile karşılaştırıldığında, özellikle dikkat ve akıl yürütme becerileri açısından üstün nöropsikolojik performansa neden olduğunu bulmuştur [76, 77].
Rastgele bir çalışma , bebeklerde ve çocuklarda çinko desteğinin artmış aktivite, zihinsel gelişim ve motor kalitesine neden olduğunu gösterdi. [78, 79, 80].
Yaşlı Alzheimer hastalarında çinko tedavisi, beyin için toksik olabilen serbest kan bakır seviyelerini düşürerek bilişsel düşüşe karşı korunmuştur [81, 82, 83].
Birçok hayvan araştırması, orta yoğunlukta nöroprotektif olduğunu [84, 85, 86, 87] ve öğrenme ve hafıza işlevini korumaya yardımcı olduğunu göstermektedir [88, 89].
Alzheimer hastalığının bir fare modelinde, çinko takviyesi, hastalığın ilerlemesi ile ilişkili patolojik faktörleri azalttı (yani β-amiloid ve tau protein yükleri) ve hipokampusta beyin-kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) düzeylerini ve mitokondriyal fonsiyonu geliştirdi [88].
Bir başka çalışma, maternal çinko desteğinin sıçan yavrularında mekansal öğrenmeyi ve belleği arttırdığını göstermiştir [89].
Bir çalışma orta düzey dozların (12 mg / kg) bir ALS fare modelinde sağkalımı uzattığını göstermiştir [90, 91].
8) Psikiyatrik Bozuklukları Tedavi Edebilir
OKB hastalarında yapılan bir çalışma, fluoksetin tedavisine çinko eklenmesinin semptomları azaltabildiğini göstermiştir (Yale-Brown Obsesif-Kompulsif değerlendirme skalasına göre değerlendirilmiştir).
Glutamat salınımı ve bulaşmasını baskıladığı için OKB semptomlarında iyileşme olabilir [93, 94].
Bir çalışmaya göre çinko takviyesi DEHB olan çocuklarda Metilfenidat ile birlikte (bir CNS uyarıcı) , hiperaktivite ve dürtüsellik azalmıştır [95, 96].
Şizofrenik erkeklerde yapılan bir çalışma, çinkonun risperidon ile kombinasyon halinde, hastalıkla ilişkili birçok semptomu (ör. Saldırganlık, halüsinasyonlar ve sanrılar) iyileştirdiğini buldu. Bu etki kısmen antioksidan ve antidepresan özelliklerine atfedilir [97].
9) Otizmi Önleyebilir
Bir çalışma otistik bireylerin, nörotipik (otistik olmayan) kişilere göre daha düşük çinko seviyelerine sahip olduğunu buldu. Çalışmada otistik semptomların şiddeti (yani farkındalık, hiperaktivite, alıcı dil, odak ve dikkat, göz teması, parmak ucu durma, ses hassasiyeti, dokunsal hassasiyet ve nöbetler) çinko ve B6 vitamin tedavisinden sonra azalmıştır [98].
Çalışmalar, doğum öncesi çinko tedavisinin sıçan yavrularında otistik benzeri davranışları (örneğin, uyarılmış sosyal yetersizlikler, tekrarlayan davranışlar ve bilişsel esneksizlik)önlediğini, eksikliği ile otizm gelişimi arasında olası bir bağlantı olduğunu ortaya koydu [99, 100].
Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, çinkonun otizmdeki beyin hücre değişikliklerini tersine çevirdiği bulunmuştur [101]:
- “Çalışmamız otizmle ilişkili genetik değişiklikler taşıyan hücrelerin bile çinkoya cevap verebileceğini gösteriyor.”
- “Araştırmamız, beyindeki sinapslarda lokalize olan ve otizm ve şizofreni gibi nörogelişimsel bozukluklarla ilişkili olan Shank3 proteinine odaklandı.”
- “Shank3'teki genetik değişikliklere sahip insan hastaları derin iletişim ve davranışsal eksiklikler gösteriyor. Bu çalışmada, Shank3'ün, beyin hücrelerinin iletişimini düzenleyen, çinko duyarlı bir sinyalizasyon sisteminin kilit bir bileşeni olduğunu gösteriyoruz. ”
- Montgomery, “Şaşırtıcı bir şekilde, Shank3 genindeki otizmle ilişkili değişiklikler beyin hücre iletişimini bozuyor” diyor. “Shank3'teki bu genetik değişiklikler çinkoya cevap verme yeteneğini değiştirmez”.
- “Sonuç olarak, çinkonun Shank3'teki otizmle ilişkili değişikliklerle daha önce zayıflamış olan beyin hücre iletişimini artırabildiğini gösterdik”.
- “Çinkonun vücutta nasıl düzenlendiğinin bozulması sadece sinapsların beyinde nasıl çalıştığını engellemeyebilir, aynı zamanda psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda görülen bilişsel ve davranışsal anormalliklere de yol açabilir.”
- “Sonuçlarımızla birlikte veriler, çinko seviyelerindeki değişiklikler gibi çevresel / diyet faktörlerinin bu proteinin sinyal sistemini değiştirebileceğini ve beyindeki sinir hücresi işlevini düzenleme yeteneğini azaltabileceğini öne sürüyor” diyor.
10) Stresi Azaltır ve Ruh Halini İyileştirir
Çinko desteği, klinik olarak ve hayvan modellerinde duygudurum bozukluklarının (örneğin, depresyon ve anksiyete) tedavi edilmesinde etkinlik göstermiştir [102, 103, 104].
Ayrıca, depresyonlu kişilerde düşük olan beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) seviyelerini de arttırır.
Bir araştırma, çinko tedavisinin, muhtemelen BDNF seviyelerini artırarak, aşırı kilolu deneklerde genel ruh halini iyileştirebildiğini buldu [105, 106].
11) Hücre Ölümünü Kontrol Eder
11) Hücre Ölümünü Kontrol Eder
Hem yüksek hem de düşük hücre içi çinko konsantrasyonları, birçok hücre tipinde apoptozu (hücre ölümü) tetiklemektedir [107, 108, 109].
12) Kanseri Önleyebilir
Çinko eksikliği, ağız, yemek borusu ve midede kanser riskini büyük ölçüde artırır. Sindirim sistemi dokuları, dış toksinlere yüksek oranda maruz kalmaları nedeniyle daha hassastır [110, 111].
Düşük kan çinko seviyeleri ayrıca baş, boyun, akciğer, safra kesesi, prostat ve yumurtalık kanserleri ile de ilişkilidir [112]. Normal seviyelerin geri kazanılması, tümör hücrelerinin öldürülmesi için gerekli olan doğal öldürücü hücre (natural killer cell) fonksiyonunu iyileştirebilir [113, 114, 115].
Ayrıca, glukoz alımını azaltarak , yeni kan damarlarının büyümesini önleyerek ve hayvanlardan ve insanlardan kanser hücrelerinde hücre ölümünü indükleyerek tümör büyümesini de engelleyebilir [116, 117, 118, 119].
13) Antimikrobiyal
Yüksek dozlarda, çinko birçok bakteri türünün, özellikle gram-pozitif organizmaların büyümesini inhibe eder [120, 121].
Çinko, kök kanallarında aerobik ve anaerobik organizmalara karşı antibakteriyel aktivite göstermiştir [122, 123].
Ayrıca, Staphylococcus aureus'un (S. aureus) cilt dokusuna yapışmasını ve büyümesini de inhibe etmiştir [124, 125].
Çinko ayrıca sıçanlarda yaygın yara florasına karşı antimikrobiyal etkiler göstermektedir [120].
14) Epilepsiyi Tedavi Edebilir ve Nöbetleri Önleyebilir
Birçok çalışma, inatçı epilepsili hastaların kan çinko seviyelerinde belirgin bir azalma olduğunu bildirmiştir [126, 127, 128].
Epileptik çocuklarda yapılan bir çalışma, çinko tedavisinin, tedavi edilen çocukların % 31'inde nöbet sıklığını önemli ölçüde azalttığını göstermiştir [129].
Çinko takviyesi ayrıca sıçanlarda ateşli (ateş) nöbet gecikme süresini (nöbetler arası bir süre) uzatabildi [130].
15) Büyümeyi Destekler
Bazı çalışmalarda, çinko takviyesi, özellikle düşük kilolu çocuklar ve bodur büyümeden muzdarip çocuklardaki çocukların hem boy hem de kilo ölçümleri üzerinde önemli olumlu etkiler yaratmıştır [131, 132, 133].
Çocuklarda büyüme çalışmalarının bir analizi, 24 hafta boyunca günde 10 mg çinko dozunun, çinko destekli çocuklarda plasebo ile tedavi edilen çocuklara kıyasla yaklaşık 0.37 cm (yükseklikte) net bir artışa yol açtığını ortaya koydu [132].
Aynı zamanda çocuklarda kas kütlesini de arttırır [134, 135].
16) Bağırsağı Korur
Çinko takviyesi, çeşitli gastrointestinal hastalıklarda (örneğin, enflamatuar barsak hastalığı, kanser, alkol toksisitesi ve kolit) hayvan modellerinin ve insanların bağırsak astarlarında koruyucu bir etkiye sahiptir [136].
Bağırsak mukozasını stabilize etmiş ve sıçanlarda ve farelerde bağırsak onarımı işlemlerini artırarak mide ve ince bağırsak yaralanmalarını azaltmıştır [137].
Çinko ayrıca, bağırsak mukozasını sıçanlarda ve farelerde alkole bağlı hasardan da korumuştur [138, 139]. bağırsak sızıntısını önleyerek inflamatuar bağırsak hastalığı gelişme riskini azaltabilir [140, 141, 142, 143].
Dispepsili hastalarda (dyspepsia=hazımsızlık) yapılan bir çalışmada, H. pylori kaynaklı mide kanserinde iltihaplanmanın çinko konsantrasyonu ile negatif korelasyon gösterdiği bulunmuştur, bu da çinkonun mide iltihabını baskılayarak mide kanseri riskini azaltabileceğini göstermektedir [144, 145].
17) Uyku Kalitesini Artırır
Kan çinko konsantrasyonları daha yüksek olan kadınlar ve çocuklar daha iyi uyku kalitesine sahiptir [146, 147].
Bebeklerde yapılan bir çalışma, çinko desteğinin uyku süresini uzatabildiğini ortaya koydu [148].
18) İştahı Uyarır ve Anoreksiyayı Tedavi Edebilir
Çinko eksikliğinin en erken belirtilerinden biri iştahsızlıktır [149].
Sıçanlarda yapılan bir çalışma, oral çinko takviyesinin gıda alımını hızlı bir şekilde uyarabildiğini gösterdi (oreksin ve nöropeptid Y'yi artırarak) [150].
Anoreksiya nervoza (AN) hastalarında yapılan klinik çalışmalar hastalık ve düşük kan çinko seviyeleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir [151, 152].
Oral çinko desteği ile yapılan birçok çalışma AN hastalarında kilo alımı, kas kütlesi, iştah, tat hassasiyeti ve gıda alımında artış olduğunu bildirmiştir [153, 154, 155, 156, 157, 158].
19) Cilt Sağlığını Artırır
Çinkonun çeşitli cilt koşullarına (örneğin akne, siğiller, rozasea, egzama, sedef hastalığı, melazma ve kepek) faydalı olduğu gösterilmiştir [23].
Akne vulgarisli kişilerde, çinko takviyeli gruplar (ağız yoluyla alınan çinko ile), plasebo gruplarına kıyasla semptomlarda anlamlı bir iyileşme göstermiştir [159, 47, 160, 161].
Viral siğili olan hastalarda yapılan klinik çalışmalar çinko ile tedavi edilen bireylerin çoğunda siğillerin tamamen temizlenmesini sağlamıştır [162, 163, 164].
Çinko, Herpes genitalisin (Herpes simpleks virüsünün neden olduğu genital siğiller (HSV) 1 ve 2) tedavisinde benzer etkinlik göstermektedir [165, 166].
Rosacealı kişilerde yapılan bir çalışma (yüzdeki kızarıklık, küçük kan damarları ve yüzdeki kırmızı yumrular ile karakterize kronik enflamatuar bir hastalık) oral çinkonun hastalık semptomlarını azaltabildiğini göstermiştir [167, 23].
Çinko takviyesi, muhtemelen çinkonun antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri nedeniyle sedef hastalığı ve egzama gibi diğer enflamatuar cilt hastalıklarının tedavisinde de benzer etkinlik göstermektedir [168, 169, 23].
Çinko ayrıca seboreik dermatiti (kepek) tedavi edebilir. Çalışmalar, çinko içeren şampuanların kepeklenmeyi ve enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir [170].
Melazma,ten renginin kahverengi lekelenmesine neden olan cilt pigmentindeki bir bozukluktur. Çinko tedavisi, etkilenen hastalarda minimal yan etki ile bu hastalığın ciddiyetini azaltabilmiştir [171].
Çinko ayrıca cildin yaşlanmasına ve kansere neden olabilecek güneşin zararlı etkilerine karşı korur. İnsanlarda yapılan bir çalışma, ultraviyole (UV) ışınlarına karşı koruma sağlamak için çinko içeren bir güneş koruyucusunun titanyum oksit içerenden daha üstün olduğunu göstermiştir [172, 173].
20) Saç Dökülmesini Önleyebilir
Klinik bir çalışmada, topikal çinko kel erkeklerde saç büyümesini iyileştirebildi. Çinko’nun saç derisi üzerindeki antimikrobiyal, anti-enflamatuar, antioksidan ve anti-androjenik etkilerinin saç yoğunluğunun artmasında potansiyel olarak rol oynadığı varsayılmıştır [174, 175, 176, 177, 39, 178].
Polikistik over sendromlu kadınlarda yapılan diğer bir çalışmada (PKOS) çinko desteğinin alopesi (saç dökülmesi) de dahil olmak üzere birçok semptom üzerinde yararlı etkileri olduğunu göstermiştir [179].
Çinko tedavisi aynı zamanda, çinko eksikliği ile sonuçlanabilen cerrahi bir ameliyat olan dikey gastroplasti (mide zımbalama) yapılan hastalarda da saç dökülmesini tersine çevirdi [180].
21) Böbrek Hastalığı Belirtileri İyileştirebilir
Hemodiyalizdeki kronik böbrek hastalığı hastalarında çinko seviyelerinin geri kazanılması genel böbrek fonksiyonunu iyileştirebilir ve enflamasyonu, oksidatif stresi ve kolesterolü azaltarak ve hemoglobin, cinsiyet hormonları (yani, testosteron ve LH) ve bağışıklık fonksiyonunu güçlendirerek hastalığa bağlı (örneğin kalp hastalığı, anemi, enfeksiyonlar ve cinsel işlev bozukluğu) birçok komplikasyonu azaltabilir. [181, 182, 183, 184, 185, 186].
22) Karaciğeri Korur
Alkolik karaciğer hastalığının (ALD=alcoholic liver disease) hayvan modellerinde çinko takviyesi, karaciğer hasarının çoğu mekanizmasını bloke ederek (yani bağırsak geçirgenliği, endotoksemi, oksidatif stres, aşırı enflamatuar sitokin üretimi ve karaciğer hücre ölümü) karaciğeri korur [187, 188, 189, 190].
Alkolsüz karaciğer sirozu olan hastalarda, çinko takviyesi karaciğer fonksiyonunu iyileştirdi ve karaciğere zarar verebilecek aşırı bakır birikimini önledi [191].
Çinko ayrıca, tedavi edilmediği takdirde karaciğerde yara oluşmasına yol açabilecek olan hepatit C hastalarının sonuçlarını da iyileştirdi [192, 193].
23) Kemikleri Güçlendirir
Çalışmalar çinkonun kemik oluşumunu artırarak ve kemik kaybını önleyerek kemik yoğunluğunu ve gücünü artırabildiğini bulmuştur [194, 195, 196, 197].
Fare osteoblast (kemik oluşturan) hücrelerde, çinko tedavisi kemik oluşturma aktivitesini uyardı [198].
Başka bir çalışma, çinko takviyesinin sağlıklı erkeklerde kemik oluşum belirteçlerini (yani, ALP, BAPE ve BAP-M) arttırdığını ortaya koydu [199].
Çinko, aynı zamanda, kemik bozukluğu belirteçlerini (örneğin paratiroid hormonu ve PGE2) inhibe ederek fare kemik iliği kültürlerinde kemik bozulma aktivitesini baskıladı [196, 197, 200, 201].
Kemik güçlendirici etkileri nedeniyle çinkonun, hayvanlarda ve insanlarda kemikle ilgili birçok komplikasyona karşı koruduğu bulunmuştur [202, 203, 204, 205].
24) Kalp Hastalığını Önler
Çalışmalar, ateroskleroz (arter sertleşmesi), kalp hastalığı, göğüs ağrısı ve kalp krizi görülen kişilerde çinko seviyelerinin genellikle düşük olduğunu göstermiştir [206, 207, 208, 209, 210].
Bir çalışma, daha yüksek kalp yetmezliği oranının çinko eksikliği ile ilişkili olduğunu bulmuştur [209].
Diğer çalışmalar, yüksek çinko dozlarının aterosklerozu olan hastalarda anjini (göğüs ağrısı) önleyebildiğini ve tedavi edebildiğini ortaya koymuştur [209].
Çinko takviyesi aynı zamanda sıçanlarda ve farelerde kalbi inme ile ilişkili yaralanmalardan koruyabiliyordu [207].
25) İnsülin Duyarlılığını Artırır ve Diyabet ve Komplikasyonlarını Önleyebilir
Çinko iyonları insülin reseptörlerine bağlanabilir ve insülin sinyalleşme yollarını aktive edebilir [211, 212, 213].
Çinko, insülini taklit ederek pankreas hücrelerinin aşırı insülin sekresyonunu azaltır ve bu da pankreas dokusunun hasardan korunmasına yardımcı olur [214, 215].
Çinko aynı zamanda pankreas hücrelerinde insülinin çözünürlüğünü geliştirir ve insülin reseptörüne bağlanmasını arttırır [216].
Çinkonun insülinin işlenmesi, depolanması ve salgılanmasındaki temel rolü nedeniyle, eksiklik insülin direncinin artmasına neden olabilir [216, 217].
Yapılan bir çalışma, prediyabetik hastaların çinko eksikliğinin daha muhtemel olduğunu bulmuştur [217].
Diğer çalışmalar, tip 2 diyabet hastalarında yüksek oranda çinko eksikliği bulmuştur [218].
Kadınlarda yapılan çalışmalar, daha yüksek diyet çinko alımının tip 2 diyabet gelişme riskini azaltabileceğini bildirmektedir [219, 218].
Çeşitli çalışmalar çinko desteğinin açlık kan şekeri seviyelerini düşürdüğünü ve diyabetik hayvan modellerinde ve insanlarda insülin duyarlılığını iyileştirdiğini göstermiştir [220, 218, 221, 222].
Çinko ayrıca tip 2 diyabetik hastalarda diyabetik nöropati (sinir ağrısı), oksidatif stres ve kolesterol / trigliserit düzeylerinin şiddetini de azalttı [223, 224, 222, 225].
26) Kilo Vermeye Yardımcıdır
Leptin, iştah ve kilo kontrolünde rol oynayan bir hormondur. Çinko kısıtlaması, sıçanlarda ve insanlarda yağ hücrelerinden leptin üretiminin azalmasına neden olabilir [226, 227, 228, 229].
Marjinal çinko eksikliği olan erkeklerde çinko seviyelerinin iyileştirilmesi kan leptin seviyelerinde bir artışa neden oldu (muhtemelen artan IL-2 ve TNF-alfa ile) [229].
27) Radyoprotektif
Çinkonun farelerde ve kemik iliği prekürsör hücrelerinde radyasyona bağlı toksisiteye karşı koruma sağladığı gösterilmiştir [37, 230, 231].
Radyoaktif iyota (131I ) maruz kaldıktan sonra sıçanların kırmızı kan hücrelerinde oksidatif stresi (MDA düzeyleriyle ölçüldüğü gibi) azalttı ve antioksidan enzimleri (yani, GR, Cu / Zn SOD ve katalaz) stabilize etti [232, 233].
Çinko tedavisi ayrıca farelerin prekürsör sperm hücrelerini radyasyona bağlı hücre ölümünden koruyabilmiştir [234].
28) Vücut Kokusunu Azaltır
Bromhidroz (vücut kokusu) genellikle koltukaltı bölgesinde, temel olarak Staphylococcus ve Corynebacterium türlerinden oluşan artmış bakteri florası ile ilişkilidir [235].
Antibakteriyel etkisinden dolayı, topikal çinko klinik çalışmalarda koltuk altı ve ayak kokusunu azaltmada etkinlik göstermiştir [236, 23].
29) Ağız Sağlığını Geliştirir
Çinko eksikliği, aşırı plak oluşumuna yol açabilir ve diş eti hastalığında inflamatuar süreci kötüleştirir (artan IL-1 üretiminden) [237, 238].
Çinko bazlı gargaraların plak büyümesini azaltmada etkili olduğu bulundu [238].
Benzer şekilde, düşük gelirli bölgelerden gelen çocuklarda yapılan bir araştırma, on hafta boyunca günlük 15 mg çinko alımının dişlerde azalmış plak oluşumuyla ilişkili olduğunu bulmuştur [239].
30) Erkek Verimliliğini ve Üreme Sağlığını Geliştirir
Spermin çinko konsantrasyonu, sperm sayısı, hareketliliği ve yaşayabilirliği ile pozitif olarak ilişkilidir [240, 241, 242].
Bunun nedeni, çinkonun sperm hücrelerinin hücresel membranlarını ve DNA'sını (oksidatif hasarı azaltarak) stabilize etmedeki rolü ve spermatogenezi (yeni sperm hücrelerinin oluşumu) arttırmasıdır [243, 244, 245].
Sıçanlarda düşük ile orta dozlarda (12 - 120 mg / kg) çinko alımının üreme fonksiyonunu arttırdığı görülmüştür [246].
Çinko, prostat ve testislerde oldukça konsantredir ve testosteronun sentezinde rol oynar [247, 248].
İnfertil erkeklerde (düşük kan testosteronlu), çinko takviyesi sperm sayısında, testosteronda, dihidrotestosteron (DHT) ve doğurganlıkta artışa yol açmıştır [249].
Çinkonun testosteron artırıcı etkileri, erektil disfonksiyonu olan erkeklerin libido ve cinsel performanslarını artırmada yardımcı olabilir (genellikle testosteron eksikliği vardır) [250, 251, 252].
Çinko ayrıca testislere oksidatif hasarı azaltabilir. Sıçanlarda çinko, sigara dumanının indüklediği oksidatif strese cevaben testis fonksiyonunu (testis ağırlığı, sperm konsantrasyonu ve testosteron seviyeleri ile ölçüldüğü gibi) koruyabilmiştir [253].
31) Yorgunlukla Mücadele Eder
Kandaki düşük çinko konsantrasyonları, birçok kronik yorgunluk sendromu belirtileri ile ilişkilidir (örneğin; yorgunluk, depresyon ve konsantrasyon güçlüğü). Bir çalışmada, kronik yorgunluk sendromu (CFS) hastalarında kan çinko seviyelerinin normal kontrollerden anlamlı derecede düşük olduğu ve semptom şiddetinin kan çinko seviyeleri ile negatif korelasyon gösterdiği bulundu.
Çalışma, çinkonun antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle CFS semptomlarını azaltmada etkili olabileceği sonucuna varmıştır [254].
CFS'li kişilerde bağırsak inflamasyonu (geçirgen bir bağırsaktan kaynaklanır) yaygındır [255].
Bir çalışma, CFS hastalarında çinko içeren antienflamatuar ve antioksidan maddelerin bir karışımıyla yapılan geçirgen bağırsak tedavisinin, semptomlarda belirgin bir iyileşme sağladığını göstermiştir [256].
32) Kan Pıhtılaşmasını Kontrol Ediyor
İnsan çalışmaları, çinkonun trombositlerden ve kan damarı lümeninden türetilen trombotik (pıhtı oluşturma) ve anti-trombotik (pıhtı önleyici) faktörlerin düzenlenmesinde rol oynadığını göstermektedir [257, 258].
Hiperzincemia (kandaki yüksek çinko seviyeleri) kan pıhtılaşmasına neden olurken hipozincemia (kandaki düşük çinko seviyeleri) kanın pıhtılaşma sürelerinin uzamasına neden olur. Her iki durum da trombosit agregasyonunda bozulmaya ve anormal kanamaya neden olur [258].
Bir çalışma, çinko eksikliği olan erkeklerde çinko seviyelerinin geri kazanılmasının trombosit toplanma ve kanın pıhtılaşma süresini normalleştirdiğini ortaya koydu [259].
33) Gebelik Sonuçlarını İyileştirir
Düşük kan çinko seviyeleri gebelik komplikasyonları ile ilişkilidir (örneğin, spontan düşük, preeklampsi, uzamış gebelik, erken doğum ve anormal fetal gelişim) [260, 261, 262].
Çalışmalar, maternal çinko desteğinin (çinko eksikliği veya az kilolu kadınlarda), erken doğum riskini azaltabileceğini ve alkol maruziyetinden kaynaklanan fetal hasara karşı koruyabileceğini göstermiştir [263, 261].
Bir çalışma, çinko takviyesi alan Hintli annelerin daha uzun gebelik dönemleri (hamilelik süreleri) ve sağlıklı kilolu bebekler doğurduğunu tespit etti [264].
Gebe kadınlarda yapılan diğer bir çalışmada ( düşük kan çinko düzeyi olan), gebeliğin ikinci yarısında çinko desteğinin (25 mg / gün) bebek doğum ağırlığını ve baş çevresini anlamlı şekilde arttırdığını bulmuştur [265].
Bu yararlı etkilerin, hepsi de sağlıklı fetal gelişmeyi teşvik etmeye yardımcı olan embriyonik hücre ölümünü önleme, büyüme faktörlerini (örneğin, IGF, PDGF ve FGF) arttırma ve oksidatif hasarı azaltma kabiliyetinin bir sonucu olduğu öne sürülmektedir [260, 266, 267].
34) Kadın Sağlığına Yararlı
Çinko eksikliği, yumurtalık fonksiyon problemlerine, adet düzensizliklerine ve kısırlığa yol açabilecek hormonal dengesizliklerle ilişkilidir [262].
Bazı çalışmalar, oral çinko uygulamasının (mefenamik asit ile birlikte ve tek başına) kadınlarda adet ağrısının şiddetini ve süresini azaltabildiğini bulmuştur [268, 269, 270].
Bu etkiler, çinkonun uterusta prostaglandin metabolizmasını inhibe etmesinden kaynaklanmaktadır, bu da alt karın bölgesinde ağrılı krampların azalmasına yol açmaktadır [271].
Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlarda, insülin direnci kelleşmeye, vücut tüylerinin uzamasına, düzensiz dönemlere ve kısırlığa yol açabilen androjen hormonlarının (örneğin testosteron ve DHEA) üretiminin artmasına neden olabilir [272].
Çalışmalar PKOS'lu kadınlarda çinko takviyesinin insülin seviyelerini azaltabildiğini ve hastalık semptomlarını iyileştirebileceğini (örneğin, vücut kıllarının büyümesi ve saç dökülmesi) bulduğunu göstermiştir [273, 179].
Endometriozisli kadınlar (uterus içindeki dokunun uterusun dışında büyüdüğü bir durum) kanda düşük çinko seviyeleri gösterir [274].
Bir çalışma,herhangi bir antioksidan alımının (yani, C vitamini, E vitamini, selenyum ve çinko), kadınlarda endometrioz ilerlemesinin ciddiyeti ile ters orantılı olduğunu, çinkonun bu bozukluğun gelişimini yavaşlattığını bildirmiştir [274].
35) Ağrıyı Azaltır
Çinkonun birçok hayvan çalışmasında ağrı giderici özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir [275, 276, 277, 278, 279].
Siyatik sinir hasarı olan sıçanlarda, çinko klorür enjeksiyonu, termal hiperaljeziyi (ağrıya karşı artan duyarlılık) doza bağlı bir şekilde anlamlı şekilde azalttı [275].
Bir başka çalışma, çinko tuzlarının, bir dizi acı verici uyarana (örneğin, ısı ve tahriş edici kimyasallar) maruz bırakılan farelerde ağrıyı bastırabildiğini gösterdi [278].
Kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda çinko, kas kramp ağrısının sıklığını ve şiddetini azaltmıştır [280].
Çinkonun, ağrı yollarının başlatılmasında rol oynayan NMDA reseptörüne (bir antagonist olarak) bağlanarak ağrıyı kısmen hafiflettiği öne sürülmektedir [281].
36) Opioid Bağımlılığını Azaltabilir
Opioid kullanıcıları düşük çinko seviyeleri sergiler [282, 283, 284, 285].
Farelerde ve sıçanlarda yapılan çalışmalar, çinko kullanımının morfinin (bir opioid) yarattığı bağımlılık yoğunluğunu azalttığını tespit ederken çinko şelatörleri yoksunluk belirtilerini yoğunlaştırdı [286, 287, 288].
Bu sonuçlara dayanarak, bir literatür derleme makalesinde, kronik ağrı için opioid alan insanlarda bağımlılık riskini azaltmada çinkonun ağrı giderici etkileri ve düşük toksisite nedeniyle yararlı olabileceği öne sürülmüştür [288].
37) Tat Hassasiyetini Artırır
Çinko eksikliği azalmış tat keskinliği ile ilişkilidir (duyarlılık) [289].
Bunun nedeni, çinkoya bağımlı bir enzim olan gustin in (veya karbonik anhidraz VI), tükürük çinko konsantrasyonları düşük olduğunda aktif olmamasıdır [290].
Bir çalışma, çinko takviyesinin Hinli genç kızlarda (genellikle çinko eksikliği olan) artmış tat keskinliğine yol açtığını göstermiştir(tuz için eşik değerlerine göre değerlendirildiği gibi) [291].
38) Körlüğü Önleyebilir
Yaşlılarda körlüğün ana nedenlerinden biri olan yaşa bağlı maküler dejenerasyonun oksidatif strese bağlı olduğuna inanılmaktadır. Klinik çalışmalar çinko desteğinin, muhtemelen retinadaki oksidatif hasarı önleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatabildiğini bulmuştur [292, 293, 294, 295].
Çinkonun retina kapiller hücre ölümü ve neovaskülarizasyonu (yeni kan damarlarının büyümesini) önleyerek diyabetik retinopatiye (körlüğe yol açabilecek olan) karşı koruyabileceği öne sürülmüştür.
Bu, çinkonun, diyabetik retinopatinin ilerlemesinde rol oynayan oksidatif stres ve iltihabı azaltma kabiliyetinden (NADPH oksidaz ve NF-κB inhibisyonu yoluyla) kaynaklanmaktadır [296].
Gece körlüğü, A vitamini eksikliğinin en eski belirtilerinden biridir. Bir çalışma, çinkonun A vitamininin hamile kadınların (düşük çinko seviyesi olan) gece görüşünü geri kazandırmadaki etkisini arttırdığını göstermiştir [297].
39) İşitme Bozukluklarını Tedavi Ediyor
Çinko eksikliği, farelerde ve sıçanlarda çinko takviyesiyle tedavi edilebilen, duyma bozukluğu ile bağlantılıdır [298, 299].
Bu, çinkonun kulak yapılarındaki (örneğin koklea ve antre) toksinlere karşı koruyucu etkilerinin (SOD'u artırarak) bir sonucudur [300, 301, 302].
Kulak çınlaması olan kişilerin (kulakları çınlaması) kanda daha düşük çinko seviyeleri vardır [303, 304].
Bir çalışma iki ay boyunca çinko desteğinin (50 mg / gün) hastaların % 82'sinde kulak çınlaması şiddetini azalttığını bildirmiştir [303].
Başka bir çalışmada, oral kortikosterona çinko eklenmesinin, ani duyusal kaybı olan insanların semptomlarında (bilinmeyen nedenlerden ani sağırlık) yalnızca kortikosteron kullanımından daha fazla iyileşme sağladığı bulunmuştur [305].
Otitis media (OM) orta kulak iltihabıdır. Bir çalışmada, sağlıklı çocuklarda çinko takviyesinin otitis media oranını düşük gelirli bölgelerden anlamlı şekilde azaltabildiği bulundu [306].
40) Ömrü Uzatabilir
Oksidatif stresin yaşlanma sürecini hızlandırdığı düşünülmektedir [307, 308].
Çinko, süperoksit radikallerini nötralize eden güçlü bir enzim olan Cu / Zn süperoksit dismutazın (Cu / Zn-SOD) önemli bir bileşenidir [309].
Bir araştırma, solucanların (yani S. cerevisiae) ve genetik olarak yüksek SOD düzeyleri oluşturmak için manipüle edilmiş farelerin daha uzun ömürlü olduğunu bulmuştur [310].
SOD genindeki mutasyonlar yaşa bağlı birçok hastalıkla ilişkilidir (örneğin, ALS, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı ve kanser) [311].
Enflamasyon aynı zamanda yaşlanma sürecine de katılır [312, 313].
Yaşlılarda çinko desteğinin inflamasyonu, oksidatif stresi ve enfeksiyon oranını azalttığı bulunmuştur [314].
Bu nedenle, antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle çinko, özellikle yaşlılarda (çoğunlukla çinko eksikliği olan) ömrün uzamasını teşvik edebilir [315].
41) Tiroid Fonksiyonunu Düzenler
Hayvan ve insan çalışmalarında çinko eksikliği, tiroid fonksiyonundaki bir düşüşle ilişkilidir (kandaki düşük triiyodotironin (T3) ve serbest tiroksin (FT4) nedeniyle) [316, 317, 318, 319].
Çinko desteğinin insanlarda tiroid fonksiyonu üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir [320, 321, 322].
Antikonvülsan tedavi altındaki engelli hipotiroidi hastalarında (hafif ile orta dereceli çinko eksikliği ile), çinko takviyesi kandaki tiroid hormon düzeylerini normalleştirebildi (yani, T3 ve FT3) ve tiroid fonksiyonunu geri kazanabildi [320].
İki kız kolej öğrencisinin örnek bir çalışmasında, çinko alımı tiroid hormon düzeylerini (yani, T3 ve T4) ve istirahat metabolik oranını (resting metabolic rate) arttırmıştır [321].
Çinko takviyesi aynı zamanda bilgisayar monitörleri tarafından yayılan radyasyonun bilgisayar çalışanlarının tiroid hormon düzeyleri üzerindeki zararlı etkilerini tersine çevirir [323].
42) Kistik Fibrozisi Hafifletebilir
Kistik fibroz, solunum problemlerine, akciğer enfeksiyonuna ve kilo alamamaya neden olabilen genetik bir hastalıktır. Kistik fibroz hastalarında yapılan retrospektif bir çalışma, çinko desteğinin akciğer fonksiyonunu, enerji alımını iyileştirebildiğini ve enfeksiyon oranını azalttığını buldu [324].
43) Atletik Performansı Artırabilir
Güreşçilerdeki bir çalışma, ağır egzersizin tiroid hormonlarını ve testosteron seviyelerini önemli ölçüde azaltabildiğini ve bu durumun tükenmeye yol açabileceğini buldu. Bununla birlikte, çinko takviyesi bu kaybı önleyebilmiştir, bu da alımın (fizyolojik dozlarda) atletik performansa fayda sağlayabileceğini göstermektedir [325].
Hareketsiz erkeklerde yapılan bir başka çalışma da benzer sonuçlar göstermiştir [325].
44) Kemoterapinin Yan Etkilerini Azaltabilir
Mukozit (mukoza zarının ülseri) kemoterapi ve radyoterapinin sık görülen bir yan etkisidir [326].
Kemoterapi ve radyoterapi alan hastalarda yapılan çalışmalar çinko desteğinin oral mukozit şiddetini azalttığını buldu [327, 328].
Kemoterapi sırasında disjesi (tadın bozulması) ve disozmi (kokunun bozulması) da görülebilir [329].
Bir çalışma, 4 - 6 ay boyunca günlük 100 mg çinko alımının, karbonik anhidraz VI (gustin) eksikliği olan hastalarda disjesi ve disozmi semptomlarını iyileştirdiğini buldu [330].
Bu etkinin, tükürükte tat tomurcuğu büyümesinde rol oynayan bir enzim olan karbonik anhidraz VI üretimini uyardığı bilinir [331].
45) Metabolik Sendrom Riskini Azaltır
Metabolik sendrom, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskinin artması riskine yol açabilecek şartlar kümesidir (örneğin obezite, insülin direnci, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol) [332].
Metabolik sendromlu çocuklarda yapılan bir çalışmada çinko desteğinin insülin direnci, oksidatif stres, inflamasyon, kan şekeri, kolesterol ve vücut kitle indeksini azalttığı bulunmuştur [333].
46) Mitokondriyal Fonksiyonu Geliştirir
Sıçanlarda yapılan bir çalışma, çinko alımının, karaciğer hücrelerinde enerji çıkışını (ATP) artıran, karaciğer mitokondrisinde elektron taşıma sistemini ve oksidatif fosforilasyonu arttırdığını göstermiştir [334].
47) Arsenik Zehirlenmesini Tedavi Edebilir
Kronik arsenik zehirlenmesi olan hastalarda yapılan bir çalışma, spirulina extractı ile birlikte çinko alımının semptomları azaltmada etkili olduğunu göstermiştir (yani, melanozis ve keratozis) [335].
🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵🌵
Son günlerdeki favorim 📢
Bir de Josh un şu videosunu izleyin https://www.youtube.com/watch?v=JtHqsxl62Cs
Bir de Josh un şu videosunu izleyin https://www.youtube.com/watch?v=JtHqsxl62Cs
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları:
-Lütfen reklam ve tanıtım içeren yorumlar yapmayınız.
-Küfür ve hakaret içeren yorumlar yapmayınız.
-Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.