ZEHİRSİZ EV

6-7 yıl kadar önce lavaboyu ciflerken elim deli gibi kaşınmaya başlayıp kızarınca muazzam bir ‘mini aydınlanma’ anı yaşamıştım. Kimyasallar bana hiç iyi gelmiyordu. Bir tek bu mu, bulaşık makinesinden bulaşıkları çıkarıp durulama ihtiyacı duyuyordum. Astığım nevresimler kuruduğunda üzerinde deterjan kalıntıları görünce hoop çamaşırları toplayıp bir daha durulama yapıyordum. Oda parfümleri beni hapşırtıyor, çamaşır suyu genzimi yakıyordu. Belli ki bütün temizlik ürünleri bana hayat dersi vermek için el ele tutuşmuş, kafa kafaya vermiş ne yapsak da bu kıza anlatsak ‘sağlıklı yaşam sadece spor ve sağlıklı beslenmeyle olmuyor, ne kadar çok kimyasala maruz kalıyorsun bi etrafına bak’ diyordu. Bu iş böyle olmayacaktı. Bu kadar kimyasalla içim hiç rahat değildi. Bir de o zamanlar henüz minicik bir bebeğim vardı. Her neyse sağ olun temizlik kimyasalları. Sayenizde hayat dersimi aldım ve o günden sonra kademe kademe dönüşüm yaşadım. Fırın temizleyicisi ayrı, duvar temizleyicisi ayrı, ahşap temizleyicisi ayrı kategorize edilmiş şu saçmasapan kimyasalları üretenlere teşekkürler ama benim için siz artık bir kenara çekilin demenin vakti gelmişti. Dedim de.

Bir şeyi ellerimizle yapmanın keyfi elbette paha biçilemez ama biliyorum herkesin bunlara ayıracak vakti, enerjisi yok. Markete gidip camsili, bulaşık deterjanını sepete atmak çok daha kolay. Konfor alanımızı terk etmek istemiyoruz. Ama en azından aldığınız temizlik ve kozmetik ürünlerinin etiketini okusanız, uğraşıp didinip kazandığınız para karşılığında çöp satmaya kalkanların cebini şişirmeye devam etmeseniz o bile bir şeydir, iyidir. İşte bu düşünceyle ben de önce uzun süre çeşitli bitkisel, organik temizlik ürünlerine yöneldim. Araştırmalarım sonrasında uzun yıllar fosfat, sert asitler veya klorlu ağartıcı içermeyen amway, mom’s green, frosch, seventhgeneration ve benzeri markanın çok amaçlı temizleyicisinden, bulaşık tabletine, diş macununa, vegan şampuanına, roll-on una varana kadar kullandım. Sentetik parfümlerle temizlik hissi yaratan yumuşatıcıların aslında ne kadar da gereksiz olduğuna ya da evin bol parfüm kokmasıyla aslında o evin temiz olmasının bir bağlantısı olmadığına aydım. Nevresimlerim, havlularım, yastık kılıflarım yumuşatıcı kokmadı ama bu bana nefes aldırdı.

EPSOM TUZU İLE DETOKS BANYOSU

Bazıları Epsom tuzunu ilk defa duyuyor olabilir. Bildiğimiz sofra ve kaya tuzundan farklı bir bileşikdir. Magnezyum sülfat olarak da bilinir. Magnezyum, kükürt ve oksijenden oluşur. İsmini ilk olarak keşfedildiği İngiltere’deki bir kasabadan alıyor.

Epsom tuzunu eczanelerde ve sağlık ürünleri satan aktarlarda bulabilirsiniz.

Magnezyum sülfat suya koyulduğunda magnezyum ve sülfata ayrışır. Her iki molekül de deriden emilir. Sülfatlar ağır metal temizliğine yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir. Sülfatın etkisi 7-8 saat kadar sürer. Sülfatlar bağırsaktan fazla miktarda emilmezler.

Epsom tuz banyosunun nasıl yapılacağına dair basit bir tarif:

Küvetiniz varsa küvetinizi yok ise ayağınızı sokacak genişlikte derince bir kovayı 40 – 45 ^oC ılık su ile doldurun. Küvete 1 su bardağı kadar; kovaya ise 2 yemek kaşığı Epsom tuzu ilave edin. İçine 2-3 damla lavanta uçucu yağı ilave edebilirsiniz. Su içerisinde 20-30 dakika kadar kalın. Su soğudukça sıcak su ile takviye edebilirsiniz. Yatmadan birkaç saat önce uygulanması uyku kalitesini de iyileştirecektir.

ILADS 2017: Kene Kaynaklı Hastalıklar: Küresel Perspektif

ILADS 2017 etkinliğindeki konuşmacıların aktardıklarından alınan kimi notları https://www.betterhealthguy.com/ilads-2017 adresinden çevirerek derledim. Özellikle detoks, küfler, homeopati konularında çok önemli satır arası bilgiler içerdiğini düşünüyorum. Dilerim faydalı olur. 

Bu arada mayıs ayından bu yana şu lyme ı anlamaya harcadığım enerjiyi Bitcoini anlamaya harcasaydım şimdi zengin olmuştum 😉 Neyse biz yatırımı sağlığa yapalım. Hazırsanız başlıyoruz :

PARAZİTLERE HIZLI BİR BAKIŞ (HULDA CLARK)

Lyme ı deştikçe karşımıza bir de parazitler çıktı. Dr Klinghart mücadeleye parazitlerden başlamalısınız diyor. Hiç kimse kendinde parazit olduğunu düşünmez sanırım. Zaten çoğu gaita testinde de bir şey yakalanmaz.Varsa bile tedavilerde genellikle mebendazol veya albendazol gibi ilaçlar kullanılarak tamamen vücudun parazitlerden arındırılacağı düşünülüyor. https://juicing-for-health.com/parasite-cleanse-for-parasites-in-humans  bu linkten okuduklarımı aşağıdaki gibi çevirdim. Biraz durumu anlatan, tedavi için yol gösteren  bir yazı. Okumaya değer.👇

DR KLINGHART TAN İNCİLER : HEALING LYME WITHOUT ANTIBIOTICS 👊 (Lyme ı Antibiyotiksiz İyileştirme)

📍 Mayıs 2014'te Dr. Klinghardt ve Klinghardt Akademi, Bellevue, Washington'da "Lyme ı Antibiyotiksiz İyileştirme" adlı konferansa ev sahipliği yaptı.Çok şey paylaşılan bu konferans pek çok bilgi sunuyor. 

KAYNAK: https://www.betterhealthguy.com/healing-lyme-without-antibiotics

Bu sitede orijinalini bulacağınız notların Klinghardt ın konuşmaları ile ilgili olan kısımlarını ben aşağıdaki gibi Türkçe'ye çevirmeye çalıştım.Bazı yerlerde çeviri çok yeterli gelmeyebilir imkan varsa siz yine de orijinalini okuyun tabi.Ve tabi ki diğer konuşmacıları da okuyun.

Tüm Lyme ve co-enfeksiyonları ile mücadele edenlerin ve bunlar kaynaklı hastalıklarla mücadele edenlerin bu notları dikkatle incelemesini öneririm. Hastalık antibiyotiksiz iyileşir mi iyileşmez mi bilinmez, ancak satır aralarında büyük resmi görmemizi sağlayacak çok değerli bilgiler var.

DETOKS

http://www.tiredoflyme.com/detox-methods.html

Bu sitedeki detoksla ilgili bilgiler çok derli toplu, üstelik çeşitli uyarıları da dahil etmiş. Türkçeye çevirerek bloğumda bulunsun istedim.  Ama siz linki mutlaka ziyaret edin çünkü bahsedilen detoks metotları oylamaya sunulmuş ve hangi metodun kaç yıldız aldığı seçim yaparken fikir verebilir. Benim dikkatimi çeken aktif karbon, epsom tuzu, alka-seltzer gold + glutatyon, elma sirkesi, dry brushing, sauna ve egzersiz oldukça yüksek oylar almış. Bunlar protokollere eklenebilir.

Detoksla ilgili diğer zihin açıcı gönderiler için şu bağlantılara da göz atın.

• Lyme Detoksifikasyonunun ABC si
• Lenfatik Sistem Temizliği
• CBS Gen Mutasyonu Ve KronikLyme
• Karaciğer Detoksu

DETOKS

BARTONELLA-BÖLÜM 2: BUHNER İN BİTKİSEL TEDAVİSİ

Bartonella tedavisi hakkında Buhnerin web sitesinden ve kitabından derlediğim notlarımı bu gönderide aktaracağım.

BARTONELLA NIN DOĞAL TEDAVİSİ

“Bartonella henselae ile ilişkili hastalıkların tedavisi hala bir sorun teşkil etmektedir. Çünkü CSD [kedi tırmığı hastalığı], antibiyotik tedavisine dirençlidir, endokardit tedavisi aminoglikozid gerektirir ve bacillary angiomatosis tedavisi makrolid grubu antibiyotik gerektirir. Bu bağlamda, B. henselae enfeksiyonunun tedavisi öğreticidir, çünkü antibiyotiklerin bir hastalığa karşı klinik etkisinin sadece antibiyotik hassasiyetine değil aynı zamanda vücudun bakteriyel konumuna ve hastanın bağışıklık durumuna da bağlı olduğu vurgulanmaktadır . Bu ampirik terapi nedeniyle, sonuçlar in vitro testlerle çelişmektedir.” Didier Raoult

Bartonella'nın vücutta ne yaptığını anladıktan sonra,  etkili olacak bir tedavi planı hazırlamak mümkündür. Bununla birlikte, hastalığı olan her bireyin hafif veya çok farklı belirtiler göstereceğini akılda tutmak önemlidir. Bu nedenle, en iyi yaklaşım, hastalığın altında yatan dinamiklerine yönelik bir core (temel) protokol ve hastanın kendine özgü semptomlarını gidermek için ilave bitkilerin dahil edildiği bir protokoldür. Bu bölüm hastalığın tedavisinde kullanılan temel protokolü ele almaktadır.

BARTONELLA - BÖLÜM 1

Bazen hastalanırız. Geceler sabaha kadar uyuyamayız. Ve modern tıp bize yardımcı olamaz. Dr lar bizi anlamaz. Ekmek peynir gibi yazılan ilaçlarla durum daha da kötüleşir. Sinirleniriz. İhanete uğramış hissine kapılırız. Sonra kendimizin bir şeyler yapması gerektiğini kabulleniriz. Yeni çıkar yollar ararken 2000 yıldır gözümüzün önünde duran şifalı bitkilerin farkına varırız.

Ancak umut tacirleri ve şarlatanlar nedeni ile bitkiler konusunda güvenilir bir kaynak ya da işinin ehlini bulmak da öyle zordur ki bu da yeni bir kaos yaratır bizim için. Araştırmalarım sonucunda bulduğum en müthiş bitki bilimci, bitki sevici , şifalı bitkiler uzmanı, yazar, öğretmen, bilge, seyyah Stephan Harrod Buhner oldu. Zat-ı muhterem ile ilk tanışmam Yeryüzü İle Konuşma Sanatı adlı kitabı oldu. Beni o kadar etkilemişti ki 2 defa okuduğum ender kitaplardandır. Hep elimin altındadır. Ardından Bitkisel Antibiyotikler (Herbal Antibiotics) isimli  kitabını okumuştum. Şimdilerde ise “Healing Lyme Coinfections Complementary and Holistic Treatments For Bartonella And Mycoplasma”  adlı kitabını okumaktayım. Kesinlikle çok değerli bir kaynak ve Türkçe çevirisi olmaması büyük kayıp. O nedenle Bartonella ve Bartonellosis ile ilgili olarak kitaptan aldığım notları, anladıklarımı, kitap incelemesini olabildiğince detaylı olarak burada yazacağım.

Stephan Harrod Buhner

Epey uzun bir yazı olacak. İkiye bölmeye çalıştım. Ama oturmuşken yazabildiğim kadar yazacağım. Konu herkes için önemli olmasına rağmen özellikle yörüngesinde  “sağlık” olanların, kene öyküsü bulunanların ve kedi besleyenlerin ilgisini cezbedeceğini düşünüyorum.

BÜYÜLEYİCİ BAĞIRSAK - GIULIA ENDERS- KİTAP NOTLARIM 📖

Şayet bir hastalık ile mücadele ediyorsanız iyi bir sağlık kitaplığınız olmalı.

Hastalıklarda bağırsak sağlığının yeri ve önemi tartışılamaz.

Giulia Enders’ın kaleme aldığı Büyüleyici Bağırsak bu önemli organımızı tanımada gerçekten iyi bir rehber.

Yazar Giulia Enders 1990 doğumlu. 17 yaşındayken bacağında bir yara açılıyor ve sonra bir türlü iyileşmeyerek tüm vücuduna dağılıyor. Hiç bir doktorun çare bulamadığı bu hastalığa hasta olmadan bir hafta önce kullandığı antibiyotiğin sebep olduğunu anlıyor. Bu süreçte kendi üzerinde sağlıkla ilgili pek çok deneme ve keşif yapıyor. Nihayetinde tıp okumaya karar veriyor ve okuyor. Tıpta uzmanlaşma aşamasında okul eğitimi aşamasınca ‘üvey evlat’ muamelesi gören bağırsağı tercih etmesinin nedenini bağırsak ve beyin arasındaki bağlantı karşısında büyülenmiş olmasına bağlıyor. Bağırsağın fiziksel ve ruhsal sağlığımızı nasıl etkilediğini derinlemesine araştırmak istiyor.

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE LYME

📌Vektör kaynaklı viral enfeksiyonlar, Lyme-MSIDS hastalarını etkileyebilir. Bu enfeksiyonların bazıları mesela dengue humması, Japon ensefaliti, Doğu ve Batı at ensefaliti, Batı Nil virüsü ve yeni Chikungunya ve Zika virüsleri gibi, sivrisinek tarafından bulaşmaktadır. Zika virüsü aynı zamanda cinsel ilişki yoluyla da bulaşabilir. Diğerleri, kene kaynaklı ensefalit virüsü (TBEV), Omsk hemorajik ateşi, Kyasanur orman hastalığı (KFD), Kongo-Kırım hemorajik ateşi (CCHF), Powassan ensefaliti ve yakınlarda keşfedilen Heartland ve Bourbon virüsü gibi kenelerle bulaşmaktadır. Araştırmacılar, Florida'daki Amblyomma americanum kenelerinin yüzde 11.2'sinden hemorajik hastalığa neden olabilecek Tacaribe virüsünü de izole ettiler. Kene, virüsü insanlara bulaştırabilir mi bilinmemektedir. Kronik viral enfeksiyonlar (kene kaynaklı olmayan) ayrıca, antibiyotik tedavisi başarısız olan Lyme-MSIDS popülasyonu arasında gördüğümüz dirençli semptomatolojiyi açıklayabilir. Virüsler antibiyotiklere cevap vermez ve bu virüslerden bazıları kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyaljisi olan hastalarda hastalığa neden olabilir. Sıklıkla kronik MSIDS hastalarını, özellikle belirgin yorgunluk, fibromiyalji ve nörolojik semptomlar sergiliyorsa, ilişkili olabilecek viral enfeksiyonlar açısından test yaparım. Bu hastalar, bilmeden viral enfeksiyonlar taşıyor olabilir ve bir kez Lyme hastalığı ve diğer co-enfeksiyonlarla enfekte olurlarsa, önceki viral enfeksiyonların yeniden aktif hale gelmesine ve durumlarının şiddetlenmesine neden olabilir. Bulduğumuz en yaygın viral enfeksiyonlar şunlardır:

MS Mİ , LYME MI?

Lyme mı MS mi diye düşünenlerin durumuna bilimsel izah Horowitz den gelmiş. Bu iki hastalık arasındaki ilişkiyi oldukça iyi anlatmış. “How Can I Get Better” kitabından yaptığım kısa bir alıntı bu gönderinin konusu. Lyme olduğundan şüphelenen MS teşhisi almış pek çok kişiyi aydınlatacağını ve bu uğurda LYME ve coenfeksiyon testlerini yaptırmanın ya da lyme ı araştırmanın GEREKLİLİĞİNİ kabul edeceklerini düşünüyorum. 

ALZHEIMER & LYME

ALZHEIMER VE LYME İLİŞKİLİ Mİ?

“Borrelia DNA has been found in 100% of 100 Alzheimer’s plaques examined.” (İncelenen 100 Alzheimer plakının % 100'ünde Borrelia DNA'sı bulundu)Dr Alan MacDonald

📌Araştırmacılar, bağışıklık sisteminin insanların hafızalarını yavaş yavaş çalan ve sonunda ölümcül olan Alzheimer gelişiminde önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyor.

Araştırmacılar Science Translational Medicine da yeni bir bildiride, Alzheimer'deki kötü aktör olarak kabul edilen ve beta amiloid adı verilen bir proteinin aslında farelerde, solucanlarda ve hücrelerde bakteri ve mantarla mücadelede olumlu bir rol oynadığını göstermiştir.

Bunun insanlar için de geçerli olduğunu varsayarsak, bazı ilaç denemelerinde denendiği gibi amiloidten kurtulmanın tehlikeli olabileceğini ve bağışıklık sistemini uyaran yaklaşımların daha güvenli ve etkili olabileceğini önermektedir. Bu görüşe göre, bu makalenin yazarları Rudy Tanzi ve Robert Moir'e göre Alzheimer, bakterilere veya diğer patojenlere karşı normal bir bağışıklık tepkisinin sapmasıyla veya aşırı tahrik olmasıyla tetiklenmektedir. Bazı insanların beyinleri, chlamidya, herpes ve Lyme hastalığına neden olan bakteriler de dahil olmak üzere çeşitli patojenlere aşırı tepki verebilir veya bunlara tarafından baskılanabilir, der Tanzi. Genç insanların beyinleri bu tür sorunları halledebilir, ancak bazı büyükler bunu yapamaz. 

LYME NEDİR? "UNLOCKING LYME" KİTAP İNCELEME NOTLARIM

LYME HASTALIĞI 

Lyme, ülkemizde çok az bilinen, hakkında doktorların bile hemen hemen pek fikrinin olmadığı, yine hakkında Türkçe kaynak ve araştırmanın epey sınırlı olduğu sinsi bir hastalık. O nedenle bu konuda Türkçe kaynakların yer alacağı bir blog açtım  ve dileyen faydalansın istedim. Belki birkaç kişiye bile olsa yardımı dokunur. Belki birileri bunu okuyacak ve kendi belirtilerini görecek ve iyi olmak için gereken yardımı alacak, hastalığına farklı bir gözle bakacak, kim bilir. Bu hastalığın ne kadar acı verici ve zayıflatıcı olabileceğini ve ihtiyacınız olan doğru yardımı bulmanın ne kadar sinir bozucu bir süreç olduğunu biliyorum. 

LYME keneler tarafından bulaştırılan temelde bir enfeksiyon hastalığı olsa da aslında bundan daha fazlası. Ayrıca sizi kene ısırmamış ve hatta hayatınızda hiç kene görmemiş dahi olabilirsiniz.  Fakat buna rağmen kronik lyme hastası (ya da potansiyel) olabileceğinizi belirterek yazıyı okumanızı ve konu hakkında bilinçlenmenizi şiddetle tavsiye ederim.Bu gönderinin şimdiden uzun ve kapsamlı bir yazı olacağını söyleyebilirim.